i can fix you

two

Saat sabahın sekizi idi. Erkenden kahvaltımı yapıp parka gelmiştim. Ayaklarımı sürterek oyuncakların bulunduğu kısma doğru ilerledim. Bir salıncağa oturdum ve sallanmaya başladım. Park neredeyse bomboştu, birkaç kişi dışında hiç kimse yoktu.

Gözlerimi parkın girişine çevirdiğimde onu gördüm. Üzerine giydiği pembe paltosu ve boynuna sardığı şirin beyaz atkıyla prensesleri andırıyordu.
Beni gördüğünde duraksadı. Hafifçe başını eğdi ve paytak adımlar atarak yanıma geldi. Yanımdaki salıncağa oturdu ve sakince sallanmaya başladı.
Gülümseyerek ona baktım.

"Günaydın prenses."
"Günaydın Bayım."
 
Elimi yanımdaki minik bedene uzattım.
"Jeon Jeongguk."
Göz ucuyla bana baktı.
"Kim Taehyung bayım, memnun oldum."
"Ben de."

Yerimde hafifçe kıpırdandım.

"Taehyung, bu akşam yemek yemeye ne dersin?"