14| Üzüntülerimiz bizi sadece öpüştürsün sevgilim

3.9K 349 125
                                    

''Şirketimiz sadece bir tasarım yapmaya değil, en iyisini yapmaya ve en iyi mağazalar ile anlaşmalar yapmaya odaklanıyor.'' Yoongi eli ile projeksiyonun yansıttığı ekranı izlerken gülümseyerek onu izliyordum. ''Jung Hoseok'un da patronluk yaptığı şirket ile ortaklık yaptığımızdan beri daha hızlı büyüyor ve daha dikkat çekiyoruz. Bu birliktelik iki şirket için de verdiğimiz en iyi kararlardan biriydi.''

Yoongi konuşmasını sürdürürken kalabalık salonda bakışlarımı gezdiriyor, memnun bir yüz ifadesine ev sahipliği yapan yüzleri teker teker kontrol ediyordum. Artık bu konularda daha profesyoneldim ve heyecanımı dışarı yansıtmamayı yavaş yavaş öğreniyordum.

''Bizimle çalışmak isteyenlerin sayısı haftalar, hatta günler geçtikçe artmış bulunmakta.'' diyerek ekrandaki çizelgeyi gösterdi Yoongi. Öyle ciddi, öyle işine odaklanmış duruyordu ki ona bakmaktan alıkoyamıyordum kendimi.

Bu toplantıda ben sadece yanında durmak ile görevliydim, hâlâ öğreneceğim çok şey vardı ama bir dahaki sefere ona yardım etmek ile yükümlüydüm. O yüzden ellerim önümde birleşik bir şekilde, rahatlıkla hareketlerini izlerken mutlu hissediyordum. Şuanlık bir sorunumuz yok gibi görünüyordu ve ben hep böyle mutlu olmak istiyordum. Fazla bir şey istediğimi düşünmüyordum.

Yoongi bir kaç kişinin sorduğu soruları yanıtlamaya başlamışken fazla tecrübeli göründüğü için onu kıskandığımı hissettim. İzleyenlere bir şeyler anlatırken, aynı yaptığımız ilk toplantıdaki gibi bilmiş bir hâli vardı üzerinde. Bu demek oluyordu ki iş konusunda böyle davranmayı seviyordu. Eh, ben de onun gibi olsam öyle davranırdım, bunu inkar edemezdim.

''Tüm sorularınız bittiyse eğer toplantımızı burada sonlandırmak istiyorum.'' dedi Yoongi son sorusunu cevaplayıp etrafına bakınarak.

Ben de onun gibi salonu kontrol ettiğimde kimseden herhangi bir soru gelmediğini gördüm. Yoongi'ye bakışlarımı çevirip başım ile onu onayladığımda, aynı şekilde bana karşılık vererek saygıyla eğilmişti. Beraberinde onu takip ederek eğildiğimde dinleyenler de alkışlamaya başlamış, gördüğüm üzere Yoongi'nin gururla gülümsemesine neden olmuşlardı. Mutlu olduğu için ben de mutlu olmuştum tabii.

Herkes yerinden kalkıp çıkışa doğru yönelirken bazıları Yoongi ile el sıkışarak onu tebrik ediyor, bazıları ise ona gerçekten hayranlık besliyordu. Bu ayrı bir gurur duymama neden olarak kollarımı göğsümde birleştirerek olanları izlememe sebep oluyordu.

Koskoca salonda dakikalar içerisinde sadece Yoongi ile ikimiz kaldığımızda, Yoongi derin bir nefes vererek bana doğru dönmüş ve alnında biriken terleri elinin tersiyle silmişti.

Cebimden acele ile onun için daha önceden yanıma aldığım peçeteleri çıkartıp uzatırken, ''Her zamanki gibi harika iş çıkardınız Bay Min. Bu kadar gerilmenize gerek yok.'' diyerek gülümsemiştim peçeteleri alışını izlerken.

''Bir profesyonel olarak gerilmedim zaten güzelim.'' dedi Yoongi alnına yapıştı yapışacak olan saçı ilgimi çekerken. ''Yanımda böyle bir güzellik varken konuşmama odaklanamam diye korktum sadece.''

''Ben gayet tahattım mesela.'' diyerek sırıttım ve bir kaç adım daha atarak yaklaştım dikkatle beni inceleyen yüzüne doğru. ''İstediğim kadar senin bu çekici hâlini izleyebildim, öyle güzel konuşuyordun ki gözlerimi alamadım senden Yoongi.''

''Öyle mi Park Jimin?'' eli belime kavrayıp beni tamamen kendine çektiğinde anlık olarak sendeleyerek aramızdaki mesafeyi kapatmasına izin vermiştim.

''Şirketinizdeyiz Bay Min.'' diye fısıldadım nefesi yüzümü yalayıp geçerken. Eli bel çukurumu okşarken nefessiz kaldığımı hissediyordum.

fashion company ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin