16| Asıl her şey şimdi başlıyor

3.9K 296 56
                                    

Stresle ellerimi pantolonuma sürtüp dururken ciddiyetle beni izleyen korkutucu bakışlarıyla içimi ürküten Taehyung'u izliyordum. Jungkook ve Yoongi'yi hiçbir şey belli etmemeye çalışarak yanımdan adeta kovduktan sonra Taehyung'a konuşmayı teklif etmiştim. O da beni uğraştırmayarak direkt olarak kabul etmiştik. Jungkook odasında ve Yoongi de hâlâ şirkette olduğu için, şirketin dışındaki bir kafede oturmuş birbirimize bakıyorduk. Aşırı gergin hissediyordum, konuşmayı kabul ettiğine göre o gerçekten ajandı ve ben resmen kendimi yangına atmıştım.

''Konuşmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim Bay Kim,'' diyerek boğazımı temizledim sıkıntıyla. ''Öncelikle, bazı şeylerden kesinlikle emin olmam gerekiyor. Yani şimdi siz--''

''Evet, Bay Park'ın sizi gözetlemek için tuttuğu kişi oluyorum. Ajan mı denir bilemem, artık ne diye tabir etmek istiyorsanız.''

Rahatlıkla konuşup kollarını göğsünde kavuşturması beni şaşkınlığa uğramıştı. Başımla usulca onaylayıp toparlanmam için zaman kazanmak amaçlı kısa bir an etrafta gezdirdim bakışlarımı. Babamın bunu öğrenmesini engellemem gerekiyordu. Benim yüzüme Yoongi'nin de yanmasına izin veremezdim.

''Anlıyorum.'' diye mırıldandım yeniden gözlerimi Taehyung'a çevirerek. ''Şu zamana kadarki gözlemlerimle iyi biri olduğunuzu düşünüyorum Bay Kim. Yani bunu yapmayacak birisiniz, ama bir nedeninizin olduğunu düşünüyorum.''

Sıkkın bir nefes verdiğinde haklı olduğumu anlamam uzun sürmedi. ''Doğruyu söylemek gerekirse öyle.'' bacağını sallamaya başladığını farkettiğimde ciddi bir şeylerin olduğundan emindim.

''Babama her şeyi Yoongi'ye anlattığımı söylemezsen ne olur?'' diye sordum merak içerisinde.

''Yoongi'yi tanıyorum, kendini uzun sürece tutabilecek biri değil. Yani her şeyi bildiğini açığa çıkartması uzun sürmez.'' keskin bir ifade ile konuştuktan sonra ellerini masanın üzerinde birleştirdi. ''Eğer ben Bay Park'a söylemeden o bu olayı öğrenirse, her şey benim aleyhime gerçekleşir ve ben bunu istemiyorum.''

''Peki ya...'' dilimi yanağımda dolaştırırken düşünceli bir ifadeye bürünmüştüm. ''Sana teklif ettiği şey konusunda yardım edebileceğimi söylesem?''

Dudağının kenarı kıvrılırken, ''Bunu yapabilir misin? O zaman senin yanında olabilirim.'' dedi büyük bir istekle.

''Sana ne teklif etti?'' diye sordum kararlılıkla onun gibi masaya doğru yaklaşarak. Kaşlarım çatılmıştı, o adamın görüntüsü aklıma geldikçe delirecek gibi oluyordum.

''Aslında teklif değil, tehdit. Şerefsiz herif.'' diye mırıldandı sinirli bir şekilde. ''Kuzenim sizin şirkette çalışıyor ve kendisi çok sevdiğim biri. Dediğini yapmazsam onu kovabileceğini, acımayacağını söyledi. Benim de başka çarem kalmadı.''

Gözlerim şaşkınlıkla büyürken dudaklarım arasından alaylı bir tını döküldü. Bir adam nasıl böyle kalpsiz olabilirdi hiçbir fikrim yoktu. Ondan nefret etmem için bana sebepler verip duruyordu ve o da bunun farkında olmalıydı.

''Hah,'' dedim dişlerimin arasından. ''Kuzenini öylece kovamaz, buna karşı çıkacağımdan emin olabilirsin. Bay Jung ile de konuşacağım ve her şeyi kontrol altına alacağım.''

''Gerçekten mi?'' diye sordu Taehyung adeta gözleri parlarken. Gülümseyerek başımla onayladım ve onun da yüzünde bir gülümseme yer edinmesini sağladım. ''Bunu başarabilir misin? Seni dinler mi?''

''Senden tek istediğim ona bir şey söylememen. Yoongi'nin de konuşmasını engelleyeceğim, böylece bir sorun kalmayacak. Eğer başka birinden öğrenirse de kovulmasını engellerim. Bana güvenebilirsin, ikna etme kabiliyetim yüksektir.''

fashion company ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin