Mavi ve Satanist

95 12 0
                                    

Serin esen rüzgarın tenimde yarattığı yankıyı hissedip sigaramdan derin bir nefes çektim. Duman dudaklarım arasından süzülürken bunu izleyebileceğim en tuhaf manzaraya bakarmışçasına, gözlerimi dikerek, izlemiştim. Duman kaybolduğunda tekrar sessizlik kucakladı bedenimi.

Bu sessizliğin içinde var olduğumu unutmayı seviyordum. Geceleri genelde  uyanık olmamın sebebi buydu. En sessiz anlar, hayatımda pek de yer edinemeyen insanların uyuduğu zamandı.

Yani geceleri...

Balkonumda otururken kafamın içi aynı karanlığa gömülü sokak gibi bomboştu. Ne de olsa düşünecek somut şeylerim yoktu. Bu yüzden ya dudaklarımın arasından süzülen sigara dumanını izler, ya da sessizliği dinlerdim şu an olduğu gibi. Biraz trajik ve garip bir durum olabilirdi ama benim için gerçekleşmiş bir hayali temsil ediyordu bu hayat.

Yaşamım boyunca sadece resimlerim ve ben olalım istemişimdir. Bu yüzden belki yetiştirmem gereken resimler konusunda endişelenebilirdim ama zaten hepsini zamanında tamamlayacağıma emindim.

Kendi kendime güldüğümde sessizlik bir anlığına dağılmış oldu.

Bu aralar düşünecek bir şeyimin olmayışı bana biraz dramatik gelmeye başlamıştı. Her şey tam hayalimdeki gibi olsa da bundan sıkıldığımı hissediyordum. Varoluşumun nedenini asla anlamlandıramadığım şu hayatımda belki de biraz farklılıklar yapmam gerekiyordu.

Sigaramdan son nefesi çektim, onu dibinde hala biraz bira olan bardağın içine atarak söndürdüm.

Kimi kandırıyordum ki... Ben hiçbir zaman varoluşumun nedenini bulamayacaktım. Bunun için yapabileceğim hiçbir şey sonucu değiştiremezdi.

Çünkü dünyaya bu şekilde gelmiştim.

Nedensiz.

Annem ve babamın gençliklerinde deneyimledikleri bir takım şeylerin sonucu, kazayla dünyaya gelmiş istenmeyen çocuktum ben. Bundan daha iyisi olmayacağımı bilmem gerekiyordu.

Gözlerimi kapattım, yüzümdeki gülümsemeyle sessizliği biraz daha dinledim. Sabah olmasına az bir süre kaldığından şu anın tadını çıkarmaya çalışıyordum. Birazdan güneş doğacaktı. Kuşların ötüşü bana ait zaman diliminin sonuna geldiğimin haberini verecekti. Ve ben o zaman dilimi gelene kadar balkonumda oturmaya devam edip saçma sapan şeyler düşünüp duracaktım!

Bu düşüncelerimin arasında hayatımla ilgili başa dönmekten hep kaçınırdım. Ne de olsa tüm çocukluğum on sekiz yaşımı beklemekle geçmişti. Annem ve babam benim oluşumum ile ilgili malum haberi aldıklarında evlenmiş beni büyütme sorumluluğunu üstlenmeye çalışmışlardı.

Tekrar bir kahkaha patlatmamak için dudaklarımı ısırdım.

Anne baba olma çabalarını düşünmek zihnimde komik bir filmin sahnesi gibi canlanıyordu.

Bu çabaları gittiğim birçok kurstan ibaretti tabi ki. Yani mesela farsça kursuna bile gitmiştim. Çünkü o sıralar diğer kurslarım tatil için ara vermişlerdi. Ama annem ve babam bana karşı o kadar ilgiliydi ki asla boş kalmamı istemeyerek farsça konuşabilmem adına beni yeni bir kursa göndermişlerdi.

Ne büyük bir hediye ama!

Sanırım beni gönderdikleri sayısız kursun içinden en sevdiğim resimle ilgili olanlar olmuştu.

En azından şu an bir işimin olmasını sağlamıştı.

Volkan adındaki ev sahibim aynı zamanda işimde de patronumdu. Bana her zaman ilgili ve yardımsever davranmaya çalıştığından garip geliyordu. Ama yine de varlığının işime yaramadığını söyleyemezdim. Bu yüzden beni o kadar da rahatsız etmiyordu. En azından diğer insanlar kadar...

Yalnız RuhlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin