Boş tuvale bakarken aklımdan tek bir cümle geçiyordu.
"Çünkü senin yanında ölmekten korkmam."
Bana söylediği, sırrını hala çözemediğim o cümle...
Kalemimi alıp tuvalin başına geçtim ve çizmeye başladım. Aklımda belirli bir şey yoktu çizerken. Sadece içimden gelen şeyleri döküyordum. Bir süre sonra çizgiler nesneye dönüştü, ortaya gitar taslağı çıktı. Gözlerimi kısarak resme baktım.
Görünüşe göre onun müziği gerçekten ruhuma işlemişti. Ne ara bu kadar bilinç altıma sızmıştı ki? Sadece beni yansıtan resimlerimde ilk bez başkasını buluyordum. Galiba hayatıma girişinden itibaren hep bazı ilkleri yaşayacaktım.
Bana çok güçlü hisler hissettiren gitar çalışı resmime dönüştüğü için bu kadar şaşırmamalıydım aslında. Çünkü gerçek anlamda onu dinlerken büyülenmiştim.
Taslağı oluşan resmimin boyama işlemini erteleyip balkonuma doğru ilerledim. Bugünde her zaman olduğu gibi balkonumda oturup sabahı bekleyecektim.
Serin havayı ciğerlerime doldurdum. Nefesimi verirken bir şey fark etmiştim. Normalde olduğu gibi sessizlik değilde bir melodi hakimdi geceye. Hafif bir klasik gitar ritmiydi. Bu şarkıyı biliyordum sanki. Aslında bildiğime emindim. Melodiye odaklanıp şarkıyı tam olarak hatırlamaya çalıştım.
Duman - Melankoli
Şarkı buydu. Yere çöküp şarkının melodisine kendimi bıraktım ve bir sigara yaktım. Tam o sırada şarkı kesilmiş yerine satanistin sesi gelmişti.
"Uyumadın sende demek Mavi?"
Ağzımda biriken dumanı havaya üfleyip sorusunu cevapladım.
"Akşamları uyumayı sevmem."
Kendimi ona açtığımı fark ettim cümlemden sonra. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Kaşlarım çatılı halde söyleyeceği şeyi beklemekten başka şansım yoktu. Söylediğimi geri alamazdım ne de olsa...
"İyiymiş. En azından bu senin tercihin."
Yüzümdeki tüm mimikler serbest kaldı. Çünkü yine beni merak ettirmeyi başarmıştı. Sigaramdan bir nefes çekip, "Şu an uyanık olmak senin tercihin değil mi yani?" diye sordum. Gitarını zemine bıraktığını belli eden tok ses duyuldu sorumun hemen ardından. Ve bir çakmak sesi...
"Hayır. Ben uyuyamadığım için hala ayaktayım."
Sertçe yutkundum. Onu uyutmayan şeyleri iyice merak etmeye başlamıştım. Ama soramazdım. Öylece sormak bana yanlış geliyordu. O istediğinde anlatırdı herhalde.
"Sen ne yapacaksın sabaha kadar? Ben bir şeyler çalacağım. Senin yapacak bir şeyin var mı?"
Biten sigaramı söndürdüğüm sırada sormuştu bu soruyu. İfadesiz bir sesle cevapladım. "Resim çiziyorum." Biraz sessizlik yaşandı. En sonunda konuşmuştu. "Ressam mısın?" Ses tonu her zamanki gibi ifadesiz çıkmamıştı bu soruyu sorarken. Nefessiz kalmış gibiydi. "Evet. Öyle de denebilir." Satanist bu sefer hiç beklemeden konuştu. "Resimlerini görebilir miyim?" Bir an ne diyeceğimi bilemeden sustum ve düşündüm. Daha sonra "Şu an mı?" diye bir soru çıktı dudaklarımdan. Satanist "Evet" diyerek onayladı beni. "İyi gel o halde " deyip ayaklanmasını dinledim. Bende kapıyı ona açmak üzere içeri girmiştim.
Üzerinde siyah kıyafetleri olan satanist kapımın önünde belirdi. Çekik gözleri yorgun bakıyordu. Günlerdir uyuyamadığını ona dikkatle baktığımda fark etmiştim. Haline biraz üzülüp içeri girmesi için kapının önünden çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Ruhlar
ChickLitBedenin yaraları kabuk tutar, iyileşir. Fakat ruhtaki yaralar sanki orada değillermiş gibi saklanırlar ve kabuk tutmadan öylece kanar dururlar. Tıpkı en kısa sürede ölmeni isterlermiş gibi... -Mavi