Hava sağuktu ama içimiz kadar olamazdı. Abim'in kafasında silah gözlerinin içinde usulca ve derinden baktım. Ama bu bakışlarım onu alt edemiyordu. Ne kadar haykırsam da ne kadar gözyaşı döksemde silahı indirmiyordu. Elini tetiğe götürdü ağzından çıkan son bir sözle;
"Hoşçakal kardeşim"dedi.
Tam tetiğe basıcakken polisler abimi kolundan vurdu. Abim olduğu yere yığıldı kaldı. Hepimiz aniden abimin yanına koşmaya başladık.Dizlerimin üstüne çöktüm. Bir süre etrafa bakındım. Ardından abimi yaralı bir şekilde yerde uzanıp yattığını gördüğümde o an gözümün önünde canlandı. Ne kadar kötü durumda olduğumu bir kez daha anlamıştım. Abimi hızlı bir şekilde hastaneye götürdüler. Bizde arabayla arkalarından gittik.
Hastanenin kolidorunda otururken doktor çıktı ve abimin durumunun iyi olduğunu söyledi. "Doktor bey görebilir miyiz?" Doktor; "tabi buyrun."
İçeri tek başıma girdim. Abim beni gördü ve hiçbişey olmamış gibi gülümseyerek "Naber aslan parçası?" dedi. Abime uzunca bir baktım. "Abi sen ne yapmaya çalışıyorsun. Niye bize bunı yapıyorsun niye? Sana kötülük yapmış olsada her ne kadar seni üzmüş olsada o senin baban abi.
Beni niye üzüyorsun abi? Ben neden kaçıp buralara geldim? Neden geldim? Geçmişimi unutmak için alışmak için geldim buralara. Bana neden geçmişimi hatırlatıyorsun her seferinde ha neden? "Bir köşeye çöktüm. Gözyaşlarım bir bir akmaya başladı. Ne zaman bitecekti bu çile? Ne zaman?
İnsan kaç kere ölür daha kaç nefes ötede o mutlu güzel günler bazı şeylerin güzel olması gerekmiyordu biraz tebessüm çok muydu insanoğluna etrafındaki güllerin birer birer solup gitmesi ve o günlerin bidaha büyüyüp yeşermeyeceğini bilmek bunlardan acıya dahil mi ?
Abim hastaneden taburcu olmuştu. Tekrar evde döndük. Acaba bu sefer ne olacaktı orası muammaydı. Çok şaşırtıcı değil mi dünyada o kadar insan varken bütün uğursuzluklar gelip bizi buluyor.
Acaba kim haklıydı?
Abim mi yoksa amca mı...Zaman geçtikçe hatalar birbirini zincirliyor. Bir sebebin kalmıyor çünkü hayat sana kötü bir sebep sunuyor. Bu çok acı birşey elin kolun bağlanıyor. Belkide gerçekten amca oğlunu çok aramıştı. Abim ise onu bırakıp gittiğini düşünüyordu.
Abim üst katta benim odamda yatıyordu. Yanına girdim ağlıyordu. Ne olduğunu sordum. Yok birşey dedi. Başka ne diyecekti ki.
- Abi babana neden hiç dinlemedin, neden bir açıklama yapmasına izin vermedin?
- Yapamıyorum, kabullenemiyorum bir türlü. Bulmak isteseydi çoktan bulurdu. Doğru değil mi?
- Haklısın ne diyim ki. Belkide çok aradı seni ama bulamadı. Onun ne yaşadığını düşündün mü hiç? Buldu işte seni sevinmek gerekiyor ama hala gururuna oynuyorsun. Oynama bırak bu gurur bitirir insanı. Yapma, etme bulmuşken geri kaybetme çünkü hayat beklemiyor.
- Bakıcaz aslan parçası.
- Sen bakmaya devam elinden kaçırma yeter.
Abinin iç sesi...
Allah'ım ne yapıcam ben bana yardım et gururumla vicdanım arasında kaldım. Ne kadar zor birşeymiş bu durum. Affetmek istiyorum içim içimi yiyor ama yapamıyorum. Gururuma yediremiyorum. Ama yapıcam ne olursa olsun yapıcam.
Yeni bir gün doğmuştu. Güzel başlıyordu ama sonu kötü bitiyordu. Umarım bugün koru birşey olmaz. Odamdan çıkıp aşşağıya indim. Abim bir köşeye oturmuş kara kara düşünüyordu. Hemen sordum;
- Ne düşüyorsun acaba böyle?
- Vicdanım mı yoksa gururum mu ?
- Gurur insanı bitirir. Bütün kötü kaderini izletir sana. Ama vicdan öyle mi, vicdana güvenmek en önemlisi işte o için rahat olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK #Wattys2021
Novela JuvenilHer kardeşliğin gökyüzünde bir MELEĞİ varmış, yeryüzünde biten her kardeşlik için gökyüzünde bir MELEK ağlarmış, sana ant olsun ki bizim MELEĞİMİZ asla ağlamayacak kardeşim...🌹