-4-

1.6K 191 158
                                    

Okulun bahçesinde Jimin ile karşılıklı durmuş, birbirimize tehditkar bakışlar atıyorduk.

Bahçedekiler çıkacak kavgaya karşı hazırda bekliyor, aralarında fısıldaşıyorlardı. Jimin havuzdan kurtulur kurtulmaz bahçeye çıkmış adımı haykırmıştı boğazı yırtılırcasına. İşte şimdi de yaklaşık 10 dakikadır bakışıyorduk.

Karanlık korkusu aşırı fazla olmasa da onu etkiliyordu. Küçükken amcam onu cezalandırmak için bu yöntemi kullandığı için alışkındı. Fakat yine de korkuyordu. Vücudu titrer, fark etmeden kendine zarar verirdi. Havuzda fazla uzun kalmadığı için şimdi sadece hafif bir titremesi vardı.

İstediğimi tam olarak alamasam da Jimin'in gözlerinde gördüğüm korku bana fazlasıyla yetmişti.

"Bu intikamların sonu yok biliyorsun değil mi?" dediğinde gülümseyerek omuz silktim.

"Gideceği yere kadar gitsin. En fazla ne olabilir ki? "

Birbirimizi öldürmek isteyecek kadar gözümüz dönemezdi sonuçta değil mi?

"Plansızsın Jungkook. Aklına geleni o an yapıyorsun. Sonuçlarını, bunun seni nasıl etkileyeceğini, yapacağın açıklamayı düşünmeden sikik bir oyun oynadın kendince. " dedi ve birkaç adım bana yaklaşarak gülümsedi. "Ama ben senin gibi değilim. Bu yüzden kimin daha sert düşeceğini, bana karşı şansın olmadığını kendin şahit olacaksın. "

Jimin yanımdan geçip gittiğinde ellerimle yüzümü sıvazlayıp Hoseok'un yanına gittim. Ne yapacağımı bilemediğim sıralar Hoseok yardım ederdi bana. Şimdi de öyle olmasını diliyordum çünkü gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum.

"Onu öfkelendirmişsin." diye mırıldandığında başımı salladım. Jimin'in öfkesi normal değildi. Gözlerinde ki tehlikeyi görmüştüm.

"Ne yapacağım? " dediğimde hafifçe güldü.

"Belanı sikmesini bekleyeceksin. Bu sefer kurtuluşun yok, oyunu sağlam oynayacak."

Hoseok'a sinirle bakıp arabama doğru ilerledim. Bir ihtimal beni rahatlatır, daha sonra bana tavsiye verir demiştim fakat benim piç arkadaşım beni iyice germişti. Ve sikeyim Jimin'in oyunu neden gözümü korkutuyordu ki?

En fazla ne yapabilirdi?

Arabama atlayıp eve doğru sürmeye başladım. Düşünebildiğim tek şey Jimin'di. Evet gözlerinde gördüğüm korku oldukça hoşuma gitmişti fakat ben bu değildim. Başkalarının korkularını kullanıp zevk almak bana göre değildi.

O havuzdan ayrılmadan önce Jimin'in halini çok iyi görmüştüm. Işıklar kesildiği gibi kasılmış ve hareket edememişti. Onu yalnız bıraktıktan sonra ağladığını da biliyordum. Küçükken de ağlardı.

Eve geldiğimde arabamdan inip kapıyı sertçe kapattım eve girdim. Herkesin yemek masasında olduğunu gördüğümde odama çıkmaktan vazgeçip bende masaya oturdum. Jimin karşımda otururken, kısa bir an bana bakmış ve  sonra yemeğine devam etmişti.

"Okulun nasıldı? " dedi büyükbabam. Bakışlarımı ona çevirip gülümsemeye çalıştım.

"Bildiğiniz gibi. "

Amcam Jimin'e baktıktan sonra bakışlarını bana çevirdi. "Jimin bana bu akşam araba yarışına katılacağınızı söyledi. " dediğinde kaşlarımı kaldırdım. Bu yarışlara her zaman giderdik ama asla beraber gitmezdik. Jimin'in amcama neden beraber gideceğimizi söylediğini merak etmiştim.

"İzniniz olursa. " dedim bozuntuya vermeden.

Jimin şarabını içerken bakışlarını bana çevirdi ve sırıttı. Tehditkar bakışlarından gözlerimi kaçırdım ve yemeğimi yemeye devam ettim. Jimin'in üzerimde gezinen bakışlarını hissediyordum.

Hell 2 ||jikook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin