BÖLÜM 20 (SEZON FİNALİ) : "ÖPTÜ"

15.2K 880 486
                                    

Selamınhellooo. Nasılsınız Türk Gençliği? Neyse çok şey etmiyeceğim. Son a yazdığım bölüm ü şey ederseniz sevinirim. İyi okumalar...

________________

VOLKAN ŞAHİN...

Kızları da alıp kantine indik. Bir masa kaptık ve 7 kişi kurulduk. Eylül ün bu şekilde olması hepimizi üzmüştü. Kim üzülmezdi ki zaten?

"Volkan?"

"Efendim?"

"Bize içicek birşeyler alırmısın acaba?"

"Tamam"

Ada ilk defa ben den birşey istemişti. Sevinsem mi? Üzülsem mi? Bilemedim. Oturduğum sandalyeyi geriye doğru ittim ve ayağa kalktım. Ada cebin den 100 TL çıkardı ve bana uzattı. Elini nazikce ittim ve "Ben hallederim"dedim. İtiraz edicekken büfeye yöneldim. Bu şekilde de susmasını sağladım. Kantin den 7 tene ikisi bir arada aldım. Yanına da 20 25 tane şeker aldım. Böylece isteyen istediği kadar şeker atabilecekti. Üfff çok zekiyim.

"Hee. Ne zekilik ama."

"İç ses senin benle alıp veremediğin ne!?"

"Lan hıyar! Ne olucak! Zekiyim diye geçiniyorsun. Lan icraat yok. İcraat. Zeki olsaydın tavlardın Adayı!"

"Sevmiyor beni ne yapayım? Kızı kaçırıp tecavüz edip zorlamı evleneyim. Lan senin yüzünden ben de saçmalamaya başladım ha!"

"Nerede sen de o yürek! Ayrıca götün yiyorsa yap! Yap da baban etsin ağızına!"

"Bana bak! Sen bu ara fazla yüz buldun ha! Lan bir iyisin bir kötü! İki yüzlü iç ses!"

"O zaman bir yüzümü sana vereyim?"

"O niye miş?"

"Yüzsüzsün de ondan!"

Allahım şu fani dünya da galiba iç sesi tarafından kapak yiyen tek canlı olabilirim.

Masaya tepsiyi koydum ve önüme gelen herhangi bir bardaktan birini alıp ufak bir yudum aldım. O sıra da Ada ile gözlerimiz buluştu. Başını salladı ve güldü. Ben de güldüm ve kahvem den ikinci yudumumu aldım.

Herkes koyu bir muhabbet içindeydi. Ada nın bu aralar pek keyfi yoktu. Onunla herhangi bir konu da konuşmak istiyordum ama benimle konuşacak gibi değildi. Anlamıyor beni. Onu her gördüğüm de deli gibi atan kalbimin sesini duymuyor. Onun gözlerine bakabilmek için verdiğim çabayı verdiğim savaşı görmüyor. Sesini duymadan yaşayamayacağımı bilmiyor.

O sadece gülüyor. Gülüşünü sevdiğim insan gülüşüyle beni benden alıyor...

SERKAN KARAYEL...

Orda. Kalın camın arkasında. Kolunda serum,yüzünde oksijen maskesi var. Kötü görünüyor. Yüzü bembeyaz olmuş. Onu her gördüğüm de kalbim acıyor. Acaba beni şuan duyuyormu?

Camın arkasında duran Eylül mü gerçekten?

Bu Eylül olamaz!

Solmuş tenli kızarmış gözlü bitik görünen bu kız. Allahım bayıldığında çok korkmuştum. Öylece bayıldığında hiçbirşey yapamamıştım. Put gibi kalmıştım. Ağızından köpük çıktığında ölüp ölüp dirilmiştim. Allahım daha fazla dayanamıyacağım. Nefesim kesiliyor onu bu şekilde görünce .

KARANTİNA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin