Poyraz ve pis sarı cadı öpüşüyordu. Pis sarı cadı ellerini Poyraz'ın ensesine koymuş saçlarıyla oynuyordu. Daha fazla dayanamazdım.
Bu görüntüyü hafızamdan silmek istiyordum ve bu yüzden barmen'e doğru gittim.
"Bana sert bir şeyler ver, çarpsın beni" Kafasını onaylarcasına salladı.
Renkli bir kokteyl getirdi. Çok güzel bir görüntüsü vardı. Bir yudum alarak tadına baktım. Ağzıma enfes bir tat geldi. Daha önce denemediğim için kendime kızdım. O kadar içki içmeme rağmen neden bunu denememiştim ki? Hem Poyraz'ı izliyor hemde içmeye devam ediyordum.
Simay yanıma geldi. " Ne yapıyorsun?"dedi şaşırmış bir ifadeyle.
Tek kaşımı kaldırdım ve " Sence?"
"Ya saçmalama kızım , bırak şunu içmeyi"
Elimdeki bardağa uzandı. Elinden şekeri alınmış çocuk gibi dolan gözlerle ona baktım. Daha sarhoş olmamıştım.
Gözlerimle Poyraz'ı işaret ettim " Anla beni Simay canım yanıyor, danamıyorum. Onu öyle gördükçe" elimi kalbimin üstüne koydum. " Buramda bir şeyler kırılıyor. İçim öyle bir yanıyor ki söndürmek istiyorum. İzin ver onu unutmak istiyorum.
Simay bana üzülen gözlerle baktı ve " İyi de Milen boşuna içiyorsun. Bu işe yaramıyacak. Hem bu içtiğin çok ağır."
Sözlerine devam etmeden onu susturdum. " Lütfen bir kaç saatliğine olsa bile unutmak istiyorum. Hem zaten bu benim ilk içkim değil. Biliyorsun içkiye alışığım. Kör kütük sarhoş olmam ben."
"Biliyorum ama yine de bu içki çok ağır"
Yalvaran gözlerle ona baktım. Göz temasımızı hiç kesmeden ona bakmaya devam ediyordum. En sonunda pes etmiş olucak ki gözlerini benden kaçırdı. Sesli bir şekilde ofladı ve istemeyerek te olsa "Tamam " dedi ve o da yanıma oturdu.
" Bari birimiz ayık kalsın" diye devam etti sözlerine. Minnettar gözlerle ona baktım. Ve içkimi içmeye devam ettim. Hala o kızla öpüşüyordu.
İçkim bitince bir bardak daha istedim. Sonra bir bardak daha ve bir bardak daha. Başım ağrımaya başlamıştı.Yanıma baktığında Simay' ın yanımda olmadığını gördüm. Ayağa kalktım. Biraz sendeledim ama sonra dengede durmayı başardım. Deneyimsiz değildim daha öncede defalerce kez içmiştim. Bugün biraz fazla hatta sayılamıyacak kadar fazla içtiğim için dengede durmakta zorlandım. Bu arada Başak nerelerdeydi? Kesin birini yine ayartmıştır diye düşündüm.
Poyraz beni fark etmemişti. Pis sarışın dans ediyor ,Poyraz'da onu izliyordu. Yüzünde düşünceli bir ifade vardı. Poyraz'ın yanına gittim. Beni görünce biraz şaşırdı ve beni baştan aşağı süzmeye başladı. En sonunda gözleri gözlerimi bulduğunda pişmanlıkla gözlerimin içine baktı.
Gözlerine baktığında gözlerim dolmaya başladı. Güçlü olmam lazımdı. Sakın ağlama! diye içimden geçiriyordum. Derin bir nefes aldım ve " Neden bana bunu yaptın? Anlamıyorum neden?"
Sessiz durdu. Sadece bana baktı. " Niye cevap vermiyorsun?" dedim çok sakin bir sesle.
Hala cevap vermiyor sadece bana bakıyordu. " Peki ne zamandan beri?" diye sordum. Hala sakindim. Bir açıklama yapsın,cevap versin istiyordum. Belki çok acizce ama inanmak istiyordum.
Suskunluğunu korudu hiç konuşmuyordu. "CEVAP VERSENE!!! KONUŞ" diye bağırdım var gücümle. Başım feci ağrıyordu ve bağırınca daha da beter ağrımaya başlamıştı. Sendeledim dengemi kaybetmek üzereydim.
Sarhoş olduğumu anlamış olucak ki " sen şu an kendinde değilsin. Daha sonra konuşalım " dedi etrafa bakarken.
Sonra pis sarı cadı geldi. Poyraz'a " Aşkım bunun burda ne işi var? " dedi itici sesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI TEBESSÜM
RandomSeçim şansımız olmadan, seçmeye mecbur olduğunuzu birşey yapmak zorunda kalırsanız ve bu yaptığını şey gerçekten büyük bir hataysa. Yaptığı şey için pişmanlık duyan Milen yaşananları hiçbir zaman unutmaz. Hemde hiç suçu yokken. Hemde tek suçu seçmek...