5 Yaşındakı küçük kız

22 8 0
                                    

Yağız bana öfke dolu gözlerle bakarken ne yapacağıma bilmez halde ona bakıyordum. Ne içtiysem resmen hepsini boşaltmıştım. Bana son kez kötü kötü baktı ve bardan çıkmaya başladı. Bende peşinden koştum.

İçtiklerimi kusunca baş ağrım geçmişti. Ama hala boğazımda acı bir tat vardı ve midemde bulanıyordu. Koşarken ayağımı burktum. Bide bu eksikti! Ne kadar acısada koşmaya devam ettim. En sonunda Yağız'a yetiştim. Arabasına biniyordu ve hiç düşünmeden bende bindim.

Şaşkın gözlerle bana baktı. Sarhoştum sonuçta ne kadar mantıklı hareket edebilirdim ki. Birşey söylemesini beklemeden direk konuştum.

" Şey ben özür dilerim. İsteyerek yapmadım. Yani kendimde değilim gerçi hale değilim" diye gevelemeye başladım.

Donuk gözlerle bana baktı ve " Bittiyse in" dedi.

Öküz ya bildiğin öküz. Garip bir şekilde içimden gelen herşeyi söyleme isteği vardı. " Bu kadar öküz olmak zorundamısın?"

Çatık kaşlarla bana baktı ve " Ne yapmamı bekliyorsun? Üzerime kustuğun için sana teşekkür mü etmemi?" kustuğun kısmını özellikle vurgulamıştı.

Böyle söyleyince biraz mantıklı geldi ama bu kadar öküz olmak zorunda değildi.

" Tamam bana teşekkür etmeni beklemiyorum ama en azından insan bir sorun değil der. Bilerek yapmadık herhalde"

Alayla güldü ve " Bide bilerek yapsaydın. Ayrıca biri üstüme kustuğunda sorun değil demem çünkü bu benim için bir sorundur."

Ne yapabilirim yani. Kusacağımı sanki daha önceden biliyordum. Bide bunları alayla söylemesi beni iyice deli etti.

" Kaç kere daha söyliyeceğim. Tamam kusura bakma. Bilerek yapmadım. İnsanların üzerine kusma gibi fantezilerim yok. Bunu bil yani"

" Ne tür fantazilein var peki? Onu da bilim yani " dedi beni taklit ederek. Sonra da alayla güldü ve devam etti konuşmasına " Senin gibi birinin ne tür fantazileri olabilir ki ?"

Sinirlenmiştim salak beni küçümsüyor. Hiç düşünmeden cevap vermeye başladım.

"Bak herşeyi sorun olarak düşünmene gerek yok. Evet üstüne kustum ama bunu düzeltebilirim."

Nasıl dercesine gözlerime baktı . Üzerindeki tişortünü çıkardım. Ve arka koltuğa attım.

İlk önce şaşkınla baksada sonra geri eski haline döndü. Gözleriyle olan temasını hiç kesmeden konuşmama devam ettim.
" Bide ne tür fantezilerim olduğunu sana göstermek isterdim. Ama bu sana fazla gelir. O yüzden bilmene gerek yok "

Konuşmam bitince gözlerini kaslı vucüduna indirdim. Çıplak gövdesini yeni fark etmiş gibi afalladım ve daha da yaklaştım.

"Sen yemeyip içmeyip kas mı yapıyorsun?"

Sinir edici bir şekilde sırıttı ve " Bide bana fazla gelir diyor.  Eminim ki sen fantezinin ne demek olduğunu bile bilmiyorsundur. Daha 5 yaşındaki küçük bir kız çocuğu gibi olduğunun farkında bile değilsin "

Salak şey. Nasıl bana böyle bir şey söyler. Sinirlendirmek için yaptığına eminim ve bunu da başardı. Sinirden delirmek üzereyim.

"Benim çocuk olduğumu nerden çıkartıyorsun?"

"O kadar belli oluyor ki" alayla gülümsedi ve devam etti.

" İçkiye gerçekten nasıl bu kadar dayanıksız olabiliyorsun. Eminim ki bir bardak içip bu hale gelmişsindir. Peşimden koşuyorsun gelirkende ayağını burkuyorsun. Gerçekten küçük bir çocuk gibisin.Üstümdeki tişörtü çıkartıyorsun. Bir anda özgüvenli bir şekilde konuşunca sandım ki gerçekten cesaretlisin. Sonra konuşman bitince baktım afallamış bir şekilde kaslarım hakkımda soru sormaya başladın."

Beni biraz inceledikten sonra " Bence daha fazla saymama gerek yok. Böyle biri fantezilerinin bana fazla geliceğini söylüyor. Alay etmekten başka ne yapabilirim sence?"

Sinirden deliye dönmek üzereydim. Sarhoş halde ne kadar mantıklı düşünebilirdim ki.

Oturduğum koltuktan ona doğru uzandım ve " Görmüyormusun? Sarhoşum ben sar-hoş " diye heceledim.

Daha sonra  kafamı cama doğru çevirdim. Çevirmez olaydım. Poyraz ve sarı cadı el ele tutuşmuş ,Poyraz'ın arabasına doğru ilerliyorlardı.

Bir süre oraya baktım. Yağız benim durgunluğumu fark etmiş olacak ki " Ne oldu ?" dedi bana sorarcasına bakarken.

Hiç bir şey demedim hâlâ onlara bakıyordum cevap vermiyeceğimi anlayınca bir süre bana baktı. Gözlerini üzerimde hissediyordum ama şu an hiç bir şey umrumda değild.

Poyraz'ın arabayı sürüşünü izledim. Bir kaç dakika sürmeden uzaklaştılar. Sadece baktım. Sonra tekrar Yağız'a döndüm. Boş gözlerle karşısına bakıyordu. Ona dönünce o da bana döndü.

Gözlerim dolmuştu. Ağlamamak için zor duruyordum. Sessizliği bozan ben oldum.

" Artık gitsem iyi olur"

Sesim beklemediğim şekilde titrek çıkmıştı. İstem dışı gözümden bir damla yaş döküldü.

Hemen elimin tersiyle yanağımdan akan yaşı sildim. Tam inecekken Yağız 'ın sesiyle durakladım.

" Poyraz o dimi? Ve seni aldatan da o."

Şaşkın gözlerle ona baktım. Nasıl anlamıştı? Cevap vermedim ve gözümden bir damla yaş daha istemsizce aktı.

"Ben cevabımı aldım" dedi bana boş gözlerle bakarken.

Kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. " Evet, lanet olsun ki aldattı."

Hiç bir tepki vermiyordu. Sadece boş gözlerle bana bakıyordu. En azından insan bir teselli eder ama yok kendisi tescilli bir öküz olduğu için tek kelime bile etmedi.

"İnan ki tek bir bardakla bu hale gelmedim" dedim buruk bir şekilde gülümserken. Başım iyice ağırmaya başlamıştı.

Arabadan hızlıca indim. Simay'ı bulmam lazımdı. Bara doğru yürümeye başladım. Ayağımın acısını yürüyene kadar unutmuştum bile. Birden ayağımın acısıyla yere düştüm.

Başım feci şekilde dönüyordu. Telefonumda yanımda yoktu. Sahile doğru yürümeye başladım. Acıyla topallayarak en sonunda sahile vardım. Rüzgarın tenimi yalamasına izin verdim ve denizin kokusunu içime çektim.

Sonra dayanamadım ve tüm gücümle bağırmaya başladım "Her şeyi hak ettim ben. Tüm başıma gelenleri hak ettim. Yaptım işte. Yapmamam lazımdı ama yaptım işte. Ben her şeyi hak ediyorum. Ben bir ..." sustum ve ağlamaya başladım.

Ta ki arkamdaki sesi duyana kadar.

ACI TEBESSÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin