3 Başlı Köpek

1.4K 119 15
                                    

Snape'in arkasından yürürken sadece 'Allahım ne olur tutucu olmamyayım diye dua ' ediyordum. Yanımda korkudan altına yapacakmış gibi duran Harry'e baktım.
Oh senin için hava hoş. Arayacı olam binbir türlü bela beni bulsun ama ölmeyeyem.

Neysa çocuğa yazık bişi bildiği yok bari azıcık teselli edeyim değil mi ?
Sonuçta kuzenim yani.

Mcgonagall'ın duymaması için sesimi alçaltarak "Hey Harry." dedim.

"Efendim." dedi sesi korkudan titremişti. "Endişelenmene gerek yok. Okuldan felan atılmayacaksın tamam mı?" Olumlu anlamda başını salladı.

Sonra Snape başka bir tarafa döndü mecbur bende arkasandan. Harry'e dönüp el salladım. Oda bana el salladı.

Hızlı adımlarla yürüyen Snape'e yetişmek için peşinden koşmak zorunda kaldım. Manyak adam bana garezi var ondan böyle yapıyo.

Pişt gelecekte seni ben kurtarıyorum akıllı ol ayağımın altıma almayım seni demek istesemde demedim çünkü korkayırım.

Bir süre sonra zindanlara geldik ve İksir sınıfına girdik. Anında arkasını dönüp beni gözleriyle tiksinircesine süzdü. "Kapıyı kapat"

Ne emir veriyon ben senin kölenmiyim.  Arkamı dönüp kapıyı kapattım.

" Mrs. Öztürk bu gün önemli bir okul kuralını çiğnediniz. "

Şu an baban sana kızarken karşısında halıyla ilişki yaşarsınya aynı öyleyim. Tek fark yerdeki yeşil mermer.

"Normalde bunun cezası okuldan atılmaktır."

Gözlerim anında Snape'i buldu. Beni okuldan atamazlardı. Yani atmazlardı değil mi ?

Tipe bak gülmemek için kendini sıkıyor.

" Ama Profesör Dumbledore sizin okuldan atılmanız yerine size bir ceza vermemi söyledi."

İçimden bir Oh çekip "Dinliyorum." dedim.

"Bu gün yatmadan önce 3. kat kolidorunu temizleyeceksiniz. Asa kullanmak yok. İş bitmeden ortak salonunuza dönemezsiniz."

Anaa cezaya bak. Ee ben zaten bu gün oraya gidecektim. İyi oldu bu.

Adamsın Dumbledore. Adamsın Snape 
sana o kadar laf ettim ama olsun.

Sakince "Çıkabilir miyim ?" dedim.
Olumlu anlamda başını salladı.

İksir sınıfının kapısını açıp dışarı çıktım.

☆☆☆

"Ay kız işte sonra da öyle oldu." dedim Selin'e dedikoducu karılar gibi.

Sonunda Selin  ile konuşabilmek için vakit bulabilmiştik beraber Hogwarts'ın bahçesinde Çiçek ve Holmes ile oturuyorduk.

"Kuzen sende gece Herm ile git tamam  mı ?" dedim tembihler gibi.

"Tamam kuzen o iş bende biz beraber geliriz." 

Kucağımda ki Holmes'i severken etrafa bakıyordum. Birden gözüm Bahçeye çıkan Draco ve Owen'a takıldı. Sanırım artık birilerini tanıştırmanın vakti gelmişti.

"Hey Draco Owen buraya gelin" diye dana gibi bağırdım. Tabiki o iki salak hariç herkes bana bakmıştı.

Sonra bir daha bağırınca dikkaatlerini çekebilmiştim. Yavaşça yanımıza geldiler.

"Merve neden salak gibi bağırıyorsun ?" dedi Owen hemen.

" Sizde neden sağır gibi davranıyorsunuz ?"

"Ee" dedi Draco " Bizi niye çağırdın ?"
Bir yandanda Selin'e bakıyordu. Salak Selinde gözlerini kaçırıyordu. Sanki yeşilçam filmindeyiz amk.

"Sizi kuzenimle tanıştırmak için çağırdım."

Elimle Selin'i gösterek " Bu Selin. Bizimle aynı yaşta."

Owen elini uzatıp "Ben Owen." dedi. "Tanıştığımıza memnun oldum."

Sonra Draco'ya baktım. İstemiyormuş gibi elini uzatıp "Bende  Malfoy Draco Malfoy." dedi. Selin pardon ama Fakire ekmek uzatınca hemen kaparya  aynı onun gibi Draco'nun elini sıktı. Mal. Katıksız Mal.

Sonra akşam yemeğine kadar beraber oturduk. Draco'nun Selin Gryffindor'lu olduüu için sorun çıkartacağını sanmıştım. Ama öyle birşey olmadı. Demek ki hala içinde bir yerde insanlık var. Owen ise işte bizim Owen. Bir günü daha işte böyle atlatmıştık. Şimdi önemli olan tek şey bu geceydi.

☆☆☆

Etrafı temizlemekten belim kopmuştu. Salak Snape bari asamı vereydin bu kadar yorulmazdım.

Birde yan kapımda üç başlı köpek olduğunu düşününce insaf be adam.

Saat 12'ye 10 vardı ama ne gelen vardı ne giden. Galiba bu salaklar yakalandı.

Tam o anda dışardan sesler gelmeye başladı. Peevs bağrıyordu "ÖĞRENCİLER YATAKLARINDAN KAÇMIŞ!"

Sonra bizim 4 silahşörler koşarak buraya geldiler. Ron beni görür görmez büyük bir şaşkınlıkla" Hey Merve burada ne işin var ?" dedi.

Selin hemen Ron'un kolundan tutup "bunun için vakit yok. Şuraya girelim." dedi ve 3 başlı köpeğin bulunduğu odanın kapısının önüne geldi.

Harry hemen "Burası kilitli. Olamaz Filch bizi yakalayacak." dedi üzüntüyle.

Herm asasını daha çılaramadan Selin hemen kapıya asasını tutup "Alohomora." dedi. Ehehe kimin kuzeni. Hemen odaya daldılar. Ee bende peşlerinden tabi.

Hepimiz kapıyı kapatır kapatmaz. Kulağımızı kapıya dayadık. Arkamızda ki köpekten sadece Selin ve benim haberi vardı ama elbette bende arkaya dönecek cesaret yok.

Ron korkuyla "Çocuklar yalnız değiliz" dedi. bizde hemen arkaya döndük.

Lan bu filmdekinden bile korkunç. Az daha altıma yapacaktım. Harry hemen kapının kulpunu açıp dışarıya fırladı peşinden de biz.

Bilmem ne kadar süre koştuk sonra sakin bir yer bulunca " Durun." dedim. Hepsi anında durdular " Sakın bundan kimseye bahsetmeyin." dedim hızlıca koşmaltan nefes nefese kalmıştım. "Binanıza gidin siz. Bende kendi binama yarın olunca konuşuruz." dedim. Olumlu anlamda başlarını sallyıp hızlıca merdivenleri çıkmaya başladılar.

Bende yavaşça Mahzenlere inmeye başladım.

Birden karşıma Dumbledore çıktı. Lan şöyle şeyler yapmayın ödüm patlıyo.

"Herkes iyi mi Mrs. Öztürk ?" dedi sakince.

"Evet Profesör. Hiç kimseye birşey olmadı."

"Güzel. Artık yatmanız gerek Mrs. Öztürk. Saat geç oldu." dedi sakince.

Sesine kurban.

Olumlu anlamda başımı salladım. Gerçektende yorulmuştum ve iyi bir uyku çekmeyi hak etmiştim.

"Unutmadan." dedi Dumbledore "Asanızı almak isteyeceğinizi düşündüm Mrs. Öztürk." dedi elindeki asamı bana verirken. " Etrafta karanlık yaratıklar varken asasız çıkmamaya dikkat edin Mrs. Öztürk."

Sıcak bir gülümseme gönderip olumlu anlamda başımı salladım ve mahzenlere giden yoldan yürümeye başladım.

Hellö Nasılsınız ?
Yeni bölüm nasıl beğendiniz mi ?
Beğendiyseniz yorum atmayı unutmayın. Yorumlarınız benim için çok değerli. Öbür bölümde görüşmek üzere. 👋👋

Harry Potter ve Kızıl TürkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin