Harry Potter ve Kızıl Türk

Yeni Bir Dost

"Onda bunda şundadır. Şunda bunda ondadır."

Bir yandan şarkı söylerken bir yandan da yatağımı toplamakla meşguldüm.
Büyücüyüm ama yinede yatağı elle topluyorum. Yarabbi sen yardım et.

"Mavi boncuk kimdeyse benim gönlüm ondadır." diyerek şarkıyı bitirirken odadaki herkes bana böcürt görmüş  gibi baktı. ALLAH ALLAH Hiç mi Star görmediniz ?

Onlara dönüp "Ablanız star bebeğim." dedim türkçe onlarda salak salak bakmaya devam etti.

Aman kimin umrunda ayol. Ben hogwarts'a gelmişim. Yatağımı topladıktan sonra kahvaltı için aşağı indim. Her zaman olduğu gibi Draco ve Owen beni bekliyorlardı.

" Seni nerdeyse 1 saattir bekliyoruz. Nerede kaldın ?" Diye sordu Draco.

"Ay işim uzundu napayım yani ? Siz de azcık bekleyiverin. Hem Lak lak etmeyin kahvaltıya geç kalacağız."

Hemende lafı böyle değiştiririm. Korkun benden ayol!

Beraber tam ortak salonun kapısından çıkıyorduk ki arkadan gıcık bir ses

"Draco beni de bekle." dedi. Siz kim olduğunu bilirsiniz bizim salak Pansy.

Draco oflayarak Pansy'e döndü.
Bizim salak koştura koştura yanımıza geldi.

Pansy gözünün ucuyla beni süzerek "Merve sende mi buradaydın ? Pardon görmemişim." dedi.

Gülerek "Dipte olduğundandır canım çünkü ben zirvedeyim" dedim. Yea qapaq bebeğim.

Pansy salağı fos kalırken Owen'ın yüzünde bir sırıtış vardı. Draco'da sırıtışını gizlemeye çalışıyordu.

Ah çocuklar ! Bunlara alışsanız iyi olur canlarım. Çünkü ablanız okulduki bütün şerefsizlere gününü gösterecek.

☆☆☆

Güzelce kahvaltımı yaparken aklıma birden bu gün Harry'e süpürgesinin geleceği aklıma geldi.

Anaaaa ! Ben onu unuttum ya la !

Ben tam bunları düşünürken birden salonu kuşların kanat sesleri doldurdu.

Kafamı kaldırıp uçan baykuşlara baktım. Gözlerim süpürgeyi ararken sonunda onu bulnuştum. Kim koca bir süpürge taşıyan bir baykuş sürüsünü gözden kaçırabilir ki ?

Ben baykuşları izlerken önüme bir baykuş kondu ayağında da bir mektup. Anam bu ne ?

Draco ve Owen'a da bir baykuş gelmişti.

Önüme dönüp baykuşun ayağından mektubu çözdüm. Baykuş direk uçarak gitti.

Zarfın arkasında  Zeynep Öztürk yazıyordu. Annem sonunda bana mektup gönderebilmişti. Sen neden göndermedin diye sormayın çünkü bilmiyorum.

Zarfı açtım ve okumaya başladım :

Merve,

Sana uzun bir süre yazamadım biliyorum. Bu yüzden bana kızgınsın onu da biliyorum ama seninde bana yazmadığını unuttum sanma sakın.

Neyse okul nasıl umarım sevmişsindir. Yani sevmezsende ayıp olur o kadar hayallerin gerçekleşti. Kimler ile arkadaş oldun ?  Kitapta ki insanlar dışında başka biriyle tanıştın mı ?  Dersleri anlıyor musun ?

Ahh aklımda çok soru var. Lütfen bu mektubu alınca bana yaz. Bu arada galiba bazı kişiler senin kim olduğunu anlamış. Lütfen daha fazla kimseye söyleme tamam mı ?