Diagon Yolu

2.8K 190 205
                                    


Olayları idrak etmem uzun sürmemişti. Annem yanıma gelip
hızlıca bana sarıldı. Bir yanda da ağlıyordu.

"Özür dilerim .. Sana söylemeliydim herşeyi ..." Merve beni affet "diye ağlıyordu
annem.

Onu teselli etmeyecektim. Çünkü bende kırılmıştım.

Bir süre öylece sarıldık. Nefes alamadığımı Fark edip annemden ayrıldım.

Yüzümdeki minik bir tebessümle anneme gülümsedim. Sonradan aklıma gelen şeyle ağzım bir O halini aldı.

Annemin bana garip garip bakmasıyla artık düşüncelerimi dile getirmem gerektiğini anladım.

"Anne Ben şimdi büyücüysem
Selin'de mi büyücü?"

Selin benim Ayşe teyzemin çocuğuydu. O yüzden 11 yaşına geldiğinde Mert ve Melike ortadan kaybolmuştu.

Mert Melike teyzemin Selinden büyük diğer çocukları.

Annem cevap veremeden kapı çaldı. Koşarak kapıya gittim.
Belki Hagrid felan gelmiştir.

İç Ses: Kızım Malmısın Hagrid niye gelsin. Biraz mantık.

Doğru diyorsun. Niye gelsin?

Kapıyı açmamla Selinin
"KUZEEEN HOGWARTS'A GİDEYOOM." Deyip üstümü atlaması bir oldu.

Artık annemin soruma cevap vermesine gerek yoktu.

Üstüme atlıyan kokarcadan cevabımı almıştım.

☆☆☆

Saat 15: 45'ti. Seline Annemin bana anlattıklarının hepsini anlatmıştım. Bir yandan üzülürken bir yandanda seviniyordu.

Haklıydı tabi. Uzaktanda olsa  Harry ile artık kuzendi.

"Kızım biz şimdi Direyko'ya aynı okulda okuyacaz mı?"

Selin tam bir Draco Hayranıydı.
Bu kadar hayran olmasının sebbebini anlayabiliyordum. Draco çok yakışıklı idi.
Bu söylediklerimi Selin duyarsa kuzen muzen demez saçımı başımı yolardı.

Durgun bir sesle;
"Evet kuzen, ama sakın çocuğun üstüne gidip korkutma zira seninle sevgili felan olmaz."

"Kız sen iyimisin valla iyi değilsin, Nerde o şen şakrak Salak kız Merve."

Dediği doğruydu. Ben normalde
İşin şakasında olan biriydim.
Ama şimdi nerdeyse mutsuzluk saçan düşünceli kız gibiydim.

(Burda gerçekten böyle, yazarınız.
Diğer kitaplarını yazarkenki Kadar şen Şakrak olamıyor.
Kitabın huyundanmıdır suyundanmıdır bilinmez.)

Sonra bu gün öğrendiklerimden sonra böyle davranmam normaldi. Nede olsa Voldinin babamı öldürdüğünü ögrenmiştim.

Ben yine düşüncelere dalmışken selinin kafama indirdiği yastıkla
neşemi yerine getirecek olan yastık savaşını başlatmıştı.

Öyle filmlerdeki gibi sevgililer yastık savaşı yaparken yastığın içindeki  kuş tüyleri havaya uçmadı.

Uçamaz zaten içinde kuş tüyü yok. İçinde geçen bayram kestiğimiz kuzunun yünü var.

Ne sandınız oğlum! Biz o kadar
zenginmi sandınız. Annemle
oklavayla yünleri dövdüğümüz günleri hatırlarım.

O oklavayla az beni dövmedi de değil. O zamanlar büyüyünce ne olmak istiyorsan sorusuna

"profesör olacağım ve annemin oklavasını yok edeceğim." derdim. Hey gidi gençlik hey.

İç Ses: görende 60 yaşında bunamış kadın sanar. Neyin gençliği bu. Daha gençliğinin ilk baharında bile  değilsin. Alt tarafi blue çağı veledisin.

Harry Potter ve Kızıl TürkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin