MEDYA... KARAM YİGİTER
Evden giden misafirlerden sonra Babam, Güler hayallerini kurdukları yaşamı konuşup eğleniyorlardı bir bilselerdi kızları bu gece onlara hayatının şokunu yaşatacaktı
Onlar eğlene durup planlar yapsınlar odama çekilip kapıyı kilitledim. Hızla dolabımın kapağını açıp elbisemi üzerimden çıkardım yatağın üzerine fırlattım siyah sırt çantamı bulup içine bir kaç kıyafet ve köşede birikmiş olan beşyüz tl'mi aldım.
Giydiğim mavi kot pantalon, üzerine tişört kimseye belli olmamak içinse kapşonlu siyah hırkamı giydim. Bol hırka olduğundan kafama kadar çekip çantayı sırtıma aldım dolabı kapattım telefonumu elime alıp cebime koydum. Sabaha kadar vaktim vardı pencereyi açtığımda Karşım da ağacın dallarıyla yüzleştim...
İkinci katta oturmak avantajdı benim için yada odamın penceresine yakın olan ağaç benim şansımdı... pencereden dışarıya attığım adımımla ağacın dalına bastım, ellerimle sıkıca sarıldım dala.. Tutunarak daldan kaya kaya ağacın gövdesine ulaştım ayağımın bir anlık kaymasıyla bedenim savruldu..
Ellerimle sıkı sıkı tutuyordum dalı ellerim kaymak üzereydi, Yere baktığımda beton zemine gömülüp öleceğim kesindi yada sakat kalma ihtimalim yüksekti." Böyle bitmemeli " gözlerimden akan yaşla birlikte ellerimin kayması bir oldu çığlığımı içime gömmüştüm burada öylece cansız bedenim yatacaktı ve beni sabah fark edecekti herkes
Gözlerimi sıkıca kapatıp acıya hazırladım bedenimi, "Ahhğğğhhh hhhhh" inleme sesim yankı yaparken düştüğüm yerin sert zemin olmadığını anladım beni tutan biri vardı.. kalbim düşeceğim korkusuyla hızlı hızlı atıyordu gözlerimi açıp baktığımda Karam ile göz göze geldim...
Beni tutmuştu, kucağına düşmüştüm. Ama onun burada ne işi vardı? Benim odamın penceresinin altında ne işi vardı? Gitmişti, gideli saatler geçmişti. Gerimi gelmişti? Üzerini değiştirmişti kıyafetleri spordu şuan neler düşünüyordum ben.. ölüyordum ve beni kurtaran karşımdaki adam dı....
Ellerim boynuna dolanmıştı korkudan sarılmış olmalıydım, ellerimi yavaşça çekeceğim esnada beni yavaşça yere bıraktı. Ayakta duracak gücüm yoktu beton zemine oturdum kaçmak isterken yakalanmıştım kocam olacak adama.
"Gidecektin" kelimesini duydum sesindeki mesafeli konuşma beni korkutuyordu, sinirli demişti Ali, deli falan olmasın diyen iç sesime kafa atmak istiyorum. Deli olsa şirketi yönetemezdi herhalde
"E..evet" kekelemiştim korktuğumdan ellerim titriyordu ölümden dönmüştüm resmen "Teşekkür ederim hayatımı kurtardın" dedim yerden kalkınıp arkamda oluşan tozları silkeledim elimle. Karam'a oldukça kararlı bakıp
"Karam bey üzgünüm ben evlenmek falan istemiyorum, belliki sizde evlenmek istemiyorsunuz. Ailem pekte anlayışlı biri değiller kaçıp gitmek istiyorum engel olmaya çalışmayın sakın. Siz kendi yolunuza ben kendi yoluma" elimi uzattım anlaşma yapar gibi, Elime bakıp kaşlarını çattı yavaşça gözlerime bakıp o kalın dudakları aralandı
"Aslı konuşmak istiyorum" dedi çaresizce dış kapıyı gösterdim "Burada olmaz sahile doğru yürüyelim orada konuşuruz" kafasını olumlu anlamda sağladığında birlikte kapıdan çıkıp ilerledik
Sırtımda çantam her an gitmeye hazırdım, kimse tanımasın diye hırkanın kapşonunu kafama çektim
"Ne konuşmak istediniz?" Diye sordum acele ediyordum gitmek için kaybolmak için
"Gitmeyi çokmu istiyorsun?" Yanımdaki iri bedene baktım siyah eşofman giymiş altına, üzerine siyah spor atlet vardı neredeyse bütün kasları beni sar, beni kollarında boğ der gibiydi. Kaslı erkek dikkat çekiciydi kesinlikle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT ADAM
אנשי זאבBir kurt olduğunu herkesten gizliyordu kimseye ayit olamayacağını düşüncesi kalbine girmişti, yanlızdı yapa yalnız... Karanlığa gömülmüş kalbini kimseye açmadan yaşayan bir adamdı ve Ailesinin ısrarı sebebiyle evlenmeye karar verene kadar. Sevem...