1. Bölüm

60 3 2
                                    

multimedia; Defne
vote ve yorumlarınızı bekliyoruz!
-Liyan Ve Dilvin


Hayatında neler olup biteceğini bilemezsin. dört ay önce, bugün bir spor salonunda deliler gibi spor yapacağımı tahmin etmezdim. Ya da diş tellerimden kurtulup, sivilcelerimin gitmesini.

Evet tahminleriniz üzerine şu an bir spor salonundayım ve deliler gibi koşuyorum. Bunu zayıflamak için yapmıyorum. Kendimi iyi hissettiğim için yapıyorum. 4 ay önce zayıflamak uğruna başladığım bu şey beni artık rahatlatıyor. Ne kadar biraz daha koşmak istesem bile eve gitme vaktim geldiğinden dolayı koşu bandını yavaşlattım ve indim. Bayağı terlemiştim ve boynumdaki atkıyı alıp yüzümü sildim. Soyunma odasına doğru ilerlerken kaslarımın iyice gerildiğini hissedebiliyordum. Kapıyı açıp içeriye geçtiğimde kendi dolabımın içinden gelen sesle kapağını açtım. Telefonum çalıyordu ve büyük ihtimalle arayan annemdi. Nerede kaldığımı soracaktı. Telefonumu çantadan çıkarıp baktığımda arayanın Gökay olduğunu gördüm. Yüzümdeki tebessümle telefonu açtığımda sesi gayet iyi geliyordu.

"Juliet orada mısın?" Kısa bir öksürük ile sesimi incelttim ve cevap verdim. "Evet buradayım bayım."

"Romeo demen gerekirdi defne." Dediğinde güldüm ve dolabın içinden çantamı çıkarıp kapağı kapadım. "Üzgünüm romeo unutmuşum."

"Affedildiniz küçük hanım. Sporda mısın?"

"Evet birazdan duş alıp çıkıcam." Kulağımdaki telefonu sağ omzuma sıkıştırıp çantamı açtım ve içinden havlumu ve küçük şampuanımı çıkardım.

"Bir 20 dakika sonra orada olacağım seni almaya gelirim." Konuştuğu ses tonu 'kesinlikle itiraz istemiyorum!' Ses tonu olduğu için gerek yok falan demedim. Spor salonu ile ev arasında 2 kilometre mesafe olduğundan normalde yürüyerek gidip geliyordum ama evlerimiz yakın olduğundan dolayı Gökay beni almadan eve geçmiyordu.

"Tamamdır ben kapatıyorum görüşürüz." Dediğimde o da görüşürüz deyip telefonu kapattık. Çantamı tekrar dolaba koydum ve duşa doğru ilerlerdim.

'Gökay kim?' Dediğinizi duyar gibiyim. Merak etmeyin erkek arkadaşım değil. Çok yakın bir arkadaşım. Aynı zaman da tek arkadaşım da diyebilirim. Kendisi fazlasıyla sosyal bir çevreye sahip olmasına rağmen benim sadece ve sadece yakın arkadaşım o var. Bu onun sosyalliğinden değil de çoğunluk olarak benim asosyalliğimden kaynaklı.

Biraz fazla olan kilolarım, sivilcelerim, diş tellerim ve gözlüğüm için pek sevilmez ve dışlanan taraf olurdum. Gökay benim hep yanımda oldu ve destekledi. Okula ikimizin bu alakasız yakınlığı herkese fazla batardı. Onun kahverengi saçları mavi gözleri ve yakışıklı yüzü ile benim sivilceli şişko yüzüm. Bizim yakın dostluğumuz her zaman vardı. Dış görünüş faktörü bizim için önemli olmadı fakat dışarıdaki insanlar benden daha çok rahatsız oluyordu. Bir süre sonra aynaya baktım ve dedim ki. "Neden ben de daha güzel biri olamıyorum? Neden olamam?" Bu düşünceden sonra tabularımı yıktım, 11. Sınıfın sonuna doğru işleme koyuldum. Ben de diğer kızlar gibi güzel ve alımlı olamaz mıydım? Olurdum. İşte bunun farkına varmam ile spora başladım. Doktora gittim ve 4 ay içinde çok farklı bir insana dönüştüm. Bu süreçte zorlandım mı? Evet! Hem de fazlasıyla. Çevremdeki insanlar çikolata yerken ben meyve yedim. Onlar gece saat 1'de yemekleri mideye indirirken aç bir şekilde zorla uyudum. Ama şu an ki halime baktığımda iyi ki yapmışım diyorum. Pişman değilim.

Duşta fazla durmadan hemen çıktım ve üzerime yanıma getirdiğim şeylerden giydim, saçlarımı kuruttum. Çantamı aldım ve odadan çıktım. Binadan ayrılırken girişte biriyle konuşan spor hocama selam verdim. "İyi akşamlar." Konuşmasını durdurup elini kaldırdı ve cevap verdi. "Sana da defne."

Defne'nin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin