Multimedya; Defne
Vote ve yorumlarınızı bekliyoruz!-liyan ve dilvin
İnce sivri topuk olan ayakkabılarımla düşmemek için manyak bir çaba gösteriyordum. Metenin yaza veda partisine gelmiştik. Çok fazla yeni ortamlara girmek istemiyordum fakat sıla beni çok zorlamıştı ve onu kırmak istememiştim. Meteden deli gibi hoşlanıyordu ve şu an onun partisine geldiği için mutluydu. Umarım buradan ayrılırken de mutlu olabilirdi. Ben de dahildim buna. Dedikodu sayfasındaki üzerime oynanan oyun yüzünden kim bilir başıma daha neler gelecekti, ya da insanlar hakkımda neler konuşuyordu.
Bahçeye girdiğimizde neredeyse tüm bakışların bana döndüğünü fark ettim. Sıkılmaya başlamıştım. Bu kadar büyütülecek bir durum mu var? Varsa eğer ben niye göremiyorum. Zaten böyle ortamlara girmek benim için alışıldık bir şey değil fakat onların bana bu şekilde yaklaşımları daha çok gerilmemi sağlıyordu.
Bahçede ilerlerken erkek kalabalığının bulunduğu yerden kalkıp bize doğru gelen Meteye baktık. Geniş ve sempatik olan gülümsemesi ile fazlasıyla sempatik ve tatlı duruyordu. Sılanın onu gördüğü an gözlerinin ışıl ışıl yandığına yüzde yüz emindim. Metenin arkasına doğru çaktırmadan bakarken okuldaki tüm çocuklar buradaydı. Mete ve denizin bulunduğu grup yani. Gözlerim Denizi ararken göz göze geldiğimde sanki herkesi inceliyormuş gibi bir yanındaki çocuğa da baktım. Allahın bize sunduğu bir lütuftu sanki. O güzel, parlak ve kumral olan saçlarını beyaz parmaklarımın arasında düşündüm de.
Defne kendine gel! Daha geçen sene çocuğun yüzüne bile bakamazken ne ara saçlarını parmaklarının arasında hayal etmeye başladın. Voleybol oynarken topu sana attı falan diye hemen bir yükselme. Ama o bal dudakları- sus defne.
"Nasılsınız?" Diye ikimize de soru yönelten Mete'ye bakıp gülümsedim. "İyidir sen?" Sakin ve nazikçe verdiğim cevap karşısında o da gülümsedi ve kafasını eğdi. "Ben de iyiyim teşekkürler." Sıla ile kendi aralarında flörtöz konuşmalara başladıklarında buradan uzamam gerektiğini düşündüm. Etrafta tanıdık bir yüz ararken fark ettim ki herkes bir yaz akşamında gibi hazırlanmış ve harika görünüyorlar. Kızlarda yazlık kısa elbiselere rağmen altlarına topuklu sandaletler, ince tek bant doreler ve stilettolar unutulmamış. Gece sonu hepsini tir tir titrerken tahmin edebiliyordum ve buna ben de dahildim. 'Fazla mı ayakta durdum?' Acaba diye kendi kendime düşünürken elini sallayan Gökay ile göz göze geldim. Aramız geçen seferden çok düzelmemişti fakat ayakta öyle aptal gibi durmama kıyamamış olmalı. Romeo işte. Yanında okul grubundan olan arkadaşları vardı ve 4 erkek oturuyorlardı. Hepsi Gökayın yakın arkadaşları olduğu için benim de az da olsa sohbetim olan insanlardı. "Selam." Sessizce konuşup oturanlara baktığımda herkes bir ağızdan selam verdi. Gökay bir şey demeden sadece bakınıyordu etrafa. Geçen gün yüzünden hala sinirli gibi davranıyordu. Bir onun yanında bir de arkadaşı Ardanın yanında boş yer vardı. Adımlarımı ardanın yanına doğru çevirdiğimde kalkıp bileğimden tutup yanına oturdu ve kolunu omzuma attı.
"N'aber Juliet?" Kafamı çevirip ona baktığımda bir şey demeden önüme döndüm. Hem bana bozuk atıp hem de hiçbir şey olmamış gibi yapmakta ne biliyim hani. "Küs müyüz?" Daha fazla dayanamayıp tekrar ona baktım ve soğukça konuştum. "Hem soğuk soğuk tavır alıyorsun hem de gelmiş yılışıklık yapıyorsun." Gür kahkahası etrafta yayılırken içimdeki hislerde yumuşadı. Çocukluğumdan beri yanımda olan bu çocuğu seviyordum. Ama bu trip atmamam anlamına gelmiyordu. "Hadi dans edelim."
"Hayır, istemiyorum." Ayağı kalktı ve ve bileğimden tutup çekmeye çalıştı. "Hayır Gökay!" Kendimi ne kadar oturmaya zorlarken beni çekmesi ile zar zor kalktım. "Ne dansı ediceğiz? Ayağımdaki topukluları görüyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defne'nin Hikayesi
ChickLitBir çiçek bahçesindeki en dikenli güldün sen, Ben de parmaklarına diken batmasından korkmayan bir kız. -LiyanDilvin