Koca gündür Mert'i görmemiştim.Demek ki hatasını biliyordu,zaten bir daha karşıma çıkmasa onun için daha iyiydi.Bu ders boştu ve kaynayan ders Fizikti,sanki hayattaki tüm şansımızı buna harcamıştık
"Ay çok bunaldım ben! Otur otur zaman geçmiyor! Baksanıza,daha zilin çalmasına ohooo..."
Denize dik dik baktım.Zaten sinirlerim bozuktu,birde onun oflamasını puflamasını çekecek halde değildim.Bakışlarımı görmezden gelerek konuştu
"Diyorum kiii spor salonuna mı gitsek? Hem voleybol oynarız keyfimiz yerine gelir!"
Voleybol mu? Ben voleybol oynamayı asla beceremezdim ki!
"Ben güzel voleybol oynayamam ki" Dedim
"Saçmalama Duru! Biz bize olacağız zaten,hiçbirimiz profesyonel değiliz" Dedi Berfin.Deniz'de Berfin'i başıyla onayladı.Aslında fena fikir değildi.
"Tamam,bana uyar"
.
.
.Spor salonu boştu,ben olmasamda kızlar şanslı günlerindeydi.Yani o anlık durum böyleydi.Tam topu alıp oynayacaktık ki bir gurup erkek yanımıza geldi.İçlerinden biri konuşmaya başladı
"Biz burda basketbol oynayacağız,burayı derhal boşaltın"
Yok ya! Birde emir veriyordu hadsiz
"Başka bir emriniz? Kusura bakmayın bay ukala ama ne ben ne arkadaşlarım burayı boşaltmıyoruz! Çok isterseniz sahanın yarısını size verebiliriz.Ne de olsa sizin gibi ukalalıktan oluşmuyoruz,örnek davranışlar sergilemek önemlidir gerçi örnek alabilene!" Dedim.
"Peki o zaman" Dedi çocuk. Bu kadar çabuk pes etmesine hepimiz şaşırmıştık ama şaşırmakta hata ettiğimizi anladık.Çocuk ve arkadaşları seyirci tiribünine oturup bizi seyretmeye başladı.O kadar sinirlenmiştim ki gözlerimden adeta alevler çıkıyordu.
"O pis bakışlarınızı üzerimizden çekin,rahatsız oluyoruz!" Dedi Berfin.Narinlik kraliçesi bile bu denli sinirlendiyse,bizi siz düşünün.Yine ukala konuştu
"Maalesef küçük hanım.Sahanın bir köşesinde "Voleybol oynayanları izleyemezsiniz" Diye bir uyarı yazdığını düşünmüyorum.Zaten biliyorsunuz,sporların bir parçası seyircileridir." Allah kahretsin ki haklıydı.
Artık iyice ateş püskürüyordum.Voleybol nasıl oynanırmış o salak çocuğa şimdi gösterecektim.Kızlarla oyuna başladık.Sinirden o kadar sert oynuyordum ki kızları telef ettim! Bunun farkında bile değildim,o an gözlerim hiçbir şey görmüyordu.Kızlar da bunu çaktırmamaya çalışarak "ellerinden geldiğince" sert oynamaya çalışıyorlardı,fakat kesinlikle vuruşları benimkiler yanında melekti.Deniz daha fazla dayanamadı.
"Kızlar! Zilin çalmasına 6 dakika kalmış,gidip soluklansak ve derse hazırlansak iyi olur!" Dedi.O kadar adranalin doluydum ki,Deniz'in cümlesini zar zor anlayabildim.
Çocuk ağır ağır alkışlamaya başladı "Tebrikler bayan atar,beni şaşırttın! Sinirliyken sen sen değilsin." Dedi.Yüzüne bile bakmadım ve spor salonundan çıktım.Onlar da bizim arkamızdan çıktı.Kantinde arkadaşlarıyla sohbet eden Mert'in gözleri beni buldu.Sonra da arkamızdan gelen erkek gurubunu...Anlamaz şekilde bana bakıyordu,başka yöne bakmaktan başka hiçbir şey yapmadım.
.
.
.
Okul nihayet bitmişti.Serviste Belinay ve Ahsen'le sohbet edip bir yandan Doruğun gelmesini bekliyordum.Tam servis kapısına bakıyordum ki Mertle göz göze geldim.İlerleyecekken durdu,servisçi Mehmet abiye seslendi"Abi bu servis ne tarafa gidiyor?"
"Karaçam mahallesi taraflarına oğlum"
"Beni bi zahmet bu günlük o taraflara atar mısın be abi" Dedi Mert. Ne?
"Tabii olum,geç içeri"
Mert yanıma oturdu.Doruğun yerine.
"Üzgünüm ama orası arkadaşımın yeri,kalkar mısın?"
"Bence arkadaşın bir günlük bana yerini verebilir"
Sözünü bitirmesiyle Doruk servise geldi.Mert'i görünce yüzü bozuldu.
"Bakıyorum da hemen beni satmışsın Duru? Peki o zaman arkadaşınla sana iyi yolculuklar dilerim"
Mert "Teşekkür ederiz" Dedi.Tam yerimden kalkıp arka koltuklardan birine oturan Doruğun yanına gidecektim ki Mert kolumdan tuttu.
"Lütfen gitme,işleri zorlaştırmaktan başka hiçbir şey yapmazsın."
Mert'in sözünü dinlemek zorunda kaldım.Bu çocuk beni delirtecekti! Hiçbir şey yapmamış gibi şimdi de en yakın arkadaşımla aramı bozmuştu! Kollarımı birbirine bağladım ve sinirli bi biçimde camdan dışarı bakmaya başladım sonra sağ kulağımda bir kulaklık hissettim,ardından gelen şarkı sesi... Babamın ben küçükken açtığı ve dans ettiğimiz şarkı.I Will Always Love You...Bu şarkıyı dinlemek bana acı veriyordu,fakat kulaklığı da çıkaramıyordum! Ağlamamak için alt dudağımı ısırdım.Daha fazla dayanamıyordum
"Mehmet abi beni müsait bir yerde indirebilir misin? Biraz yürümek istiyorum." Mehmet abi tabii dedi ve kapıları açtı.Arkadan Mertte benimle indi.Biraz yürümüştüm ki sesi beni durdurdu.
"Özür dilerim işte! Niye bu kadar çok uzatıyorsun ki? Tamam o kadar uçuk bir yalan söylememeliydim ama o an aklıma bir şey gelmedi" Karşısında ağlamak üzereydim.Ağlamamak için alt dudağımı ısırmamda artık fayda etmiyordu.Yanaklarımda ıslaklık hissettim.Hayır hayır... Mert'in yanında bir kere daha güçsüz duruma düşemezdim ama o şarkı beni mahvetmişti.Mert bir anda sustu ve yüzüme bakmaya başladı.
"Sen... ağlıyorsun" dedi.Yüzündeki o hüzünlü ifade yüzünden daha şiddetli ağlamaya başladım.
"Duru,birşey mi oldu? Yoksa benim yüzümden mi ağlıyorsun? Seni nasıl ağlatabilirim,ben çok özür dilerim,gerçekten!"
Hıçkırıklarım arasında "O şarkı..." Diyebildim. Sözleri tekrardan kesildi ve bana sarıldı.O şefkat dolu sarılmalardandı bu.
"Tamam güzelim ağla..." Dedi. Normal zamanda bana güzelim dese ağzının payını alırdı fakat şu an bu bana iyi gelmişti.Mert bana iyi geliyordu.Ağlamam biraz sakinleştiğinde Mert konuştu
"İstersen bir kafeye gidip oturabiliriz?"
"Yok hayır,şu an yürümek bana en iyi gelecek tek şey.Çok teşekkür ederim.Görüşürüz" Dedim.Ben yürüyordum ama o da benimle yürüyordu.
"Şeyy... Evine gidene kadar sana eşlik edebilirim.Hem konuşmuşta oluruz" Onu kafamla onayladım.Gülümsedi.Biraz yürümüştük ki beklenen o soruyu sordu. "Neden öyle ağladın? İstersen açıklamayabilirsin" Yüzündeki o merakı gördükten sonra onu kırmak istemedim.
"Bu babamla benim şarkımdı.Yani her şey güzelken bu şarkıda dans ederdik.Sonra o kötü işlere bulaştı,anlarsın ya.İşleri bozulunca bunu aile yaşantımıza da yansıttı.Aklına gelemeyecek kadar kötü şeyler yaşattı bana ve anneme."
Ona bu denli kendimi açmam ne kadar doğruydu bilmiyordum ama iyi gelmişti. Mert üzüntüyle konuştu "Ben... Çok özür dilerim,şarkının anlamını bilseydim..." Sözünü kestim. "Nerden bilebilirdin ki? Sorun değil,gerçekten" o sırada evin önüne gelmiştik.
"Evim burası.Tekrardan teşekkür ederim iyi akşamlar"Kapıyı açacaktım ki ona döndüm ve gülümsedim.O da aynı şekilde bana gülümsedi.Bu buruk ama samimi bir gülümsemeydi...
Eveeettt yeni bölümü attııımmmm! Nasıldı beğendiniz mi? Vote ve bölüm hakkındaki görüşlerinizi yorumlara bekliyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜZİK KUTUSU
Ficção Adolescente"Bir şey sormasan?Sadece sarılsan bana?" Dedim.Kendimden beklediğim bir şey değildi ama bana sarılan,beni koruduğunu hissettiren birinin olması iyi gelecekti.Çocuk bana saf merhamet ve şaşkınlık duygusuyla baktı,kollarını etrafıma sardı.Babamdan gör...