Adres

19 6 2
                                    


       Sabah uyandığımda yine yabancı bir tavana bakıyordum. Yine sinirlenmiştim işte. Sinirden gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp verdim. Şimdi diyeceksiniz yok artık abart iyice diye ama ne derseniz deyin insanlar en küçük en ufak birşeye bile sinirlenebilir. Bazen bana biri dokunduğunda bile kafayı yiyecek derecede sinirlenip sinirden ne yapacağını bilemez duruma geliyorum. İnsanlar garip. Bende öyle.

   Gözlerimi bir müddet sonra açtım ve masanın üstündeki telefonu alıp bildirim var mı diye ekranı açıp bakacağım zaman aklıma Burak ile konuştuklarımız geldi.

Telefonun ekranına açıp mesaj kısmına girip attığı mesajı okudum.

Gönderen- Tanışmadığın;
" Haklısın. Ama sende unuttun kötü meleklerin de yapamıyacağı şeyler var..."

Durup düşündüm mesajı okudum, düşündüm mesajı okudum. Aslında yalan değildi kötü olsa da yapamıyacağı şeyler var, belli bir sınırı içerisinde hareket ederdi belkide. 

   Daha fazla bu konuşmaya devam etmek istemediğim için en son yazdığım mesaja cevap vermedim.

Gönderilen- Tanışmadığın;
  " Günaydın."

Anında gri tikler mavi olmuştu.

Gönderen- Tanışmadığın;
" Günaydın güzellik. Nasılsın?"

Gönderilen- Tanışmadığın;
" İyi. Sen?"

Ve birkez daha sıkça söylenen bir yalan...

  Göndere- Tanışmadığın;
  "İyi gibi. "

Tek kaşımı kaldırıdım.

Gönderilen- Tanışmadığın;
"Neden gibi?"

Gönderen- Tanışmadığın;
" Boşver. Eee sen şimdi kahvaltı da yapmadın kesin. Hadi kalk birşeyler ye. Sonra konuşuruz."

  Gönderilen- Tanışmadığın;
"Görüşürüz."

Gönderen- Tanışmadığın;
" Görüşürüz güzellik."

  Telefonu kapatıp çekmecenin üstüne koydum. Gözlerimi sımsıkı kapatıp yorganın içine girip iyice yorganın her yerini sıkıca tuttum. Dokunulmazlık ilan etmekti benim için bu. Taa kiii odun Ali'nin odaya dalıp başımda bağırmaya başlayana kadar.

  " Ali defol. Bulaşma bana. "dedim. Ama sakalımız yok ki sözümüz dinlensin demi. " Kalk. Kahvaltı yapacağız. " dedi. Başımı oflayarak yorganlar dışarı çıkarıp Ali'ye baktım. " Yemiyorum." dedim. " İyi ne yaparsan yap." dedi omuzlarını yukarı kaldırıp indirir ve odadan çıktı.

Tam zafer kazanmış edası ile yorganın içine girip rahatımı bulmuşken Kapı açıldı ve teyzem " Melek. İyi misin? " diye sordu. İsyanla oflayarak kafamı yorganın içinden çıkartım  "İyiyim teyze. " dedim ama inanmadı geldi ve elini başıma koyup ateşim var mı diye baktı. " İyiyim ben. Sadece aç değilim. "diyerek başımdan gönderme çabasına girdim. " Tamam. Birazdan annen gelir. Haberin olsun. "dedi ve odadan çıkmak için kapıya doğru ilerledi. " Tamam teyze. Ben hazırlanayım." dedim. Teyzem kafasını olumlu anlamda salladı ve odadan çıktı.

   Biraz daha gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Başaramayınca üstümdeki yorganın yana attım ve ayaklarımı sinirle yatağa birkaç kez vurdum. " Of Allah'ım . Bi bana mı uykuyu vermiyorsun." dedim tavana bakarak.

  Yataktan kalktım ve saçımı taramaya başladım yavaş yavaş. Saçımı arkadan düzce bağladım ve üstüme yine siyah tişört ve altıma siyah pantolonu giyindim. Yatağı düzledikten sonra çantamı düzenledim. Tam çantanın fermuarını kapatacağım zaman masanın üstündeki saati gördüm. Yatağın üstüne oturdum ve saati elime aldım. Yine hayranlıkla baktığım saati koluma taktım. Ardından kutusunu çantaya atıp fermuarı kapattım.

ACI GERÇEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin