Burakk

13 5 35
                                    


      Selam yabancı ;-) Başlayalım mı ??

    
  Okulun arkasına doğru yavaş yavaş yürümeye başladım. Bir yandan şarkının nakarat yerini mırıldanırken bir yandan da attığım adımlara bakıyordum ki çarptığım şey yüzünden az daha yeri boyluyordum. Ta ki birinin beni tutması ile yerle sarılmama dakikalar kala buna izin vermedi.

     Yavaşça kollarımdan beni kendisine çekerek yerle olan açımı düzeltti. Yere düşmenin korkusu ile aramızda olan az  mesafeyi iki adım geri giderek açtım ve kulağımdan düşen kulaklığı tekrar kulağıma yerleştirdim. Burağa bakarak " Teşekürler yani düşmemi engellediğin için. "dedim.
" Rica ederim güzellik. Gidelim mi?"sorusuna karşılık olarak yoldan tarafı başımı sallayarak adımlarımı o tarafa doğru atmaya başladım. Bir iki adımda aramızda ki mesafeyi kapatarak yan yana yürümeye başladık.

   Ben her zaman yaptığımı yapmış adımlarıma bakarken sessizliği bozan o oldu
"Eee nasıl gidiyor ?" . Sorduğu soru ile bakışlarımı yerden alıp karşıya verdim. " İyi gidiyor. Senin?"bu sefer soruyu ona yönelterek kafamı yana çevirdim ve yüzüne baktım. " Benim de iyi. " dedi ve bir nefes alıp verdikten sonra " Sana bir şey sorcam"
Adımlarıma bakarak ne kadar soracağı sorudan korksam da " Sor." dedim. " Neden hep böyle garipsin?" kafamı hafifçe yerden kaldırdım ve sorduğu sorusuna cevap bekleyen iki çift meraklı göz bakış alanıma girdi. Bakışlarımı ondan çekip karşıya verdim. " Garip değilim gerçi bu kastettiğin şeye göre değişir ama bence garip değilim. " dedim ve kafamı ondan tarafı çevirdim.
  " Davranışların olarak sorayım o zaman.  Yani kötü anlamda değil aslında iyi de değil ama işte hani bazen hiçbir tepki vermiyorsun, gülmüyorsun, sürekli kaşlarını çatıyorsun falan. Sürekli bir şeye kızmış yada sinirli gibisin."dedi omuzlarını düşürerek.
    " Bunlar garip davranışlar mı ki ?" diye sorusuna soruyla cevap verdim. Çünkü bence bunlar garip değil. Neden bir insan durduk yere gülsün, boş yere konuşsun ki normal durur yani.
     " Değil mi ?" diye bu sefer de o soruma soruyla cevap verdi.
   " Nereden bilebilirim ben. Sen diyorsun garipsin falan diye. Kendimi dışarıdan göremiyorum maalesef." sinirim bozulmaya başlamıştı. İki elini kaldırarak " Tamam tamam, sakin. Sen diğerlerine göre daha içe kapanık, agresifsin. Dışardan biri sana soru sormaya gelmeye bile korkuyordur bu kesin döver ya da belalı tip diye. "dedi.
    Kaşalarımı alayla havaya kaldırdım ve alttan bir gülümseme ile " Yani çoğu kişi hakkımda olumlu düşünmediğini düşünürdüm de bu kadarını da tahmin edemezdim ama işime gelir. İnsanlar sana bulaşmaz, konuşmaya çalışmaz, yaklaşmaz falan. İyi bi özellik. Kendimi sevmeye başladım. " .

   Kafamı yerden kaldırıp yüzüne baktığımda bana garip garip bakıyordu. Kolumla omzuna vurarak " Bakma bana öyle ." diye sitem ettim. Kendine daha yeni gelmiş olacak ki " Nasıl?"diye sordu. Elimi cebimden çıkarıp tek elimle deli işareti yaparak " Tipki bir deli ya da anormalmişim  gibi.". Tek eliyle ensesini kaşıyarak ve alaycı bir gülümseme ile " Estağfurullah yani öyle demek istedim biliyorsun. "deyince oradaki ' estağfurullah ' kelimesine takılmadan edemedim. İstemeden de oluşan tebessümü gören Burak " Hayırdır bir sey mi oldu ?" dedi. " Ha yok dalmışım aklıma bir şey geldi. " edim bu sefer de önüme geçip arka arka yürümeye başladı. Kafamı yana çevirip " Bir yerlere çarparsan görürsün. Düz yürüsene.".
" Hayır o zaman zaten senin o az gülen yüzünü göremiyoruz" dedi ve cebindeki elini çıkarıp burunma dokundu. Daha sonra elini tutmam için uzattı " Ve tutarsan düşeceğim zaman ya da çarpacağım zaman beni durdurursun, bana zarar gelmemiş olur. " . İlk önce uzattığı ele baktım. Sonra kendisine. Sonra da tekrar kafamı yana çevirip arkasına baktım ki bir anda elinden tutup Burak'ı kendime çekmem bir oldu. Bedeni bana çarptı, ayağım ayağına takılıp ikimizi birden yere düşmesi bir oldu.

    Bütün kemiklerim ezilmişti resmen. Üstüme düşen Burak'ın kafasına vurarak " Kalk üstümden çok ağırsın." diye bağırırken Burak üstümden yavaşta yan tarafa kendini attı ve oturdu. Ben de oturur pozisyona geldim ve kafamı elimle yokladım. Bir şeyin olmamıştı ama ağrıyordu biraz. " Bir şeyin var mı?" diye sordu. " Hayır."dedim ve yerden kalkmaya çalışarak " Sana düz yürü demiştim. Kafamı çarpacaktın tabelaya ." dedim. Kendiside yerden kalktıktan sonra üstümü çırptı ve  düzeltti " Ne biliyim ben ya gördüm mü ki." diyerek kendini savunmaya geçti. " Daha gördün mü ki diyor ya." diye ben söylenirken birden gülmeye başladı. Ne dercesine elimi kafamı salladım. Ne olduğunu alamadım  " Üstümde,kafamda falan bir şey mi var?" diye sordum. Ama hala gülüyordu. Bu sefer omzuna sert bir yumruk vurdum ama aksine daha çok gülmeye başladı. Kafayı yiyecektim.

   Ellerimle önüme düşen saçlarımı arkaya attım ve iki elimi ona doğru sallayarak " Lan gülmeyi kesecek misin yoksa hangi boka güldüğünü söyleyecek misin?" diye bağırarak sormuştum ki bu yol üstündeki birkaç kişinin dikkatini  çekmişti.

   Birden ciddi oldu ve işaret parmağını dudaklarımın üstüne koydu " Küfür sana yakışmıyor. " dedi. Göz devirip, bileğinden tuttup elini yere indirdim " Şükürler olsun sustun.  Hadi gidelim. " dedim ve hızlı adımlarla ilerleyemeye başladım. O da arkada kalınca hızla yanıma geldi ve yürümeye devam etti. Kafamı hafifçe ondan tarafı çevirdim. Yüzüne baktığımda koca kahkahalar yerini küçük bir tebessüme bırakmıştı.

   Evin önüne yaklaştığımızda ona doğru döndüm ve " Düzgün ve kazasız eve kadar yürümeye çalış. Dikkat et kendine. Görüşürüz." dedim ve eve adımlamaya başladım. " Sen de " Diye arkamdan bağırdı. Elimi kaldırdım ve duyduğumu belli eden bir işaret verdim. Arkama dönmeden direk kendimi eve attım. Üstümü değiştirdim. Dinlendikten sonra ders çalıştım. Uyumadan önce kitabı okudum. Ardından kendimi uykunun kollarına bıraktım.

   Selam buraya kadar gelip bölümü beğendiğin için teşekkürler beğenmezsende  canın sağolsun.
Bir daha ki bölümde görüşmek üzere
dikkat et kendine yabancı.
Seviliyorsun 💙❤️

ACI GERÇEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin