OLUR.

46 11 103
                                    


Sabah gözlerimi açtığımda birden tanıdık gelmeyen odayla korkudan sıçradım ve yataktan gürültü bir şekilde yere yapıştım. Kafamı tahta zemine çarpınca baya acımıştı. Kafamı ovalayarak " Harika güne süper başladım." dedim ve birden kapı açıldı. Teyzem gecelikleri üstünde yerde kafamı ovalayan bana şaşkınca bakıyordu.

" Gürültü gelince koştum buraya. Ne oldu?" yanıma geldi ve benim kalkmama yardım ederken. "Biliyorsun alışık değilim başka bir evde kalmaya. " dedim ve ayağa kalkıp üstümdeki geceliği düzeltim. Misafirliğe gitmeyi, misafirin gelmesini sevmezdim ama işte bazen mecbur olunca kalıyor insan.

" Sağol teyze." dedim yerden kalkmama yardım ettiği için. " Sen üstünü giyin ben çay suyu koyayım, hep birlikte kahvaltı yaparız. Tamam mı?" dedi kapıya doğru gidip. " Tamam. Ben de üstümü giyindikten sonra gelirim kahvaltıyı hazırlarız. "dedim. Yemek yapmasını bilmesemde kahvaltı kolay işti. Yemek yapmayı öğrenir miyim orası biraz aşikar.

" Tamam canım" dedi ve ben birşey demeden kapıyı kapattı. Arkasından bağırarak " Teyzeee" diye sitem ettim. Canım kelimesinden nefret ediyorum. Çoğu kişi bilir bunu.

Bugün cumartesi olduğu için okul yoktu. Zaten olsa burda kalmazdım. Eve giderdim. Üstüme siyah bir tişört altıma siyah bir pantolon giydikten sonra saçımı örüp yan tarafımdan önüme attım. Küçük masanın üstünden siyah saatimi alıp odadan çıktım.

Salona geçeceğim sıra saati koluma takmakla uğraşıyordum ama beceremedim. Salonun kapısının önünde durdum ve takmaya çalıştım. Ta ki birinin kafama yastık atıp saatimi yere düşürüp kırana kadar. Yastık yere düşerken yerde kırılan saatime bakıp sinirle kaşlarımı çatıp başımı kaldırdım ve yastığı atan kişiye yani bizim kalas olan odun Ali'ye baktım. Ona öldürücü bakışlar atarak derin nefes aldım ve yerdeki kırılan saat cam parçalarına basmadan salona girdim.

Odun Ali'ye doğru yaklaşmaya başladım. Hemen koltuktan ayağa kalktı ve karşı koltuğa atladı" Bak Melek anlaşabiliriz. Gerçekten."dedi ellerini önüne siper edip. Durdum ve düşünüyormuş gibi yaptım. Tek kaşımı kaldırdım " Sen ve ben anlaşacağız. Hiç sanmıyorum. "dedim ve tam üstüne bir hamle yapacağım zaman benden kaçmaya başladı. Koşarak mutfağa girdi. Bende peşinden koşmaya başladım. " Ali! Çabuk buraya gel seni gerizekalı." diye bağırdım. Ali koşarak kahvaltı hazırlayan teyzemin arkasına saklandı. " Ne oldu? Yine ne yaptın?" diye sordu teyzem bıkkınlıkla baktı Ali'ye. "Birşey yapmadım anne ya." dedi. " Daha birşey yapmadım diyor. Sen dur ama."dedim ve aklıma gelen fikirle mutfaktan çıktım ve Ali'nin odasına girdim ve kapıyı kilitledim.

Ali'nin " Melek." diye bağırdığını duydum ardından kapıya koşup açmaya çalıştı. " Melek bak sakin eşyalarıma dokunma. Ben sana yenisini alırım. Özür dilerim. Aç şu kapıyı. Hadi. " diye o bağrımaya devam ederken arkamı döndüm ve ellerimi belime koyup beyaz lacivert ve mavi renklerine sahip odaya şöyle bir göz attım. Kapının bulundu tarafta tek kişilik yine mavi yatak örtülü yatağı, onun ilerisinde cam kenarında büyük çalışma masası vardı. Çalışma ve yatağı arasında ki boşlukta ise yerde pateni ve duvarda asılı duran kaykayı vardı. İkisin de çok severdim ama en iyisi patendi. Çalışma masasının karşısında ise beyaz ve lacivert renklerine sahip dolabı vardı. Yerde ise küçük bir beyaz bir halı.

Aslında kötü birşey yapmıyacağım. Sadece bir daha bana bulaşmasını diye korksun istediğim için böyle bir şey yapmıştım.

Odaya doğru ilerledim. İlk önce dolabını açtım ve bir göz gezdirdim. " Melek. Bak dolabımdaki tişörtlerime dokunma. Anne yardım etsene ya. " diye o orda kendini yırtarken ben dolaptan dediği gibi tişörtlerine kıyamadığım için dokunmadım. İstesem siyah tişörtlerinden birini alırdım ama işte vicdan el vermedi bu mala. Dolabın kapağını kapattım. Arkamda ki çekmeceli büyük çalışma masasına yaklaştım ve dönen sandalyesine oturdum.

ACI GERÇEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin