Gamzelii

30 6 70
                                    

   Hoş geldin yabancı. Başlayalım mı?
   İyi okumalar 💙😇


   Sabah alarm sesi ile uyandım ama sırf yemek yememek için bir kez daha erteleyerek uyumaya devam ettim. Sabah namazı için uyanan annemin odama gitmesi ile mecburen uyanmak zorunda kaldım. Okula az kalmıştı çünkü.

    Hemen yataktan kalkıp banyoya elimi yüzümü yıkamak için gittim. Odama geri döndüğümde siyah pantolon ve üstüme kırmızı okul tişörtünü giydim. Üstüme bir ceket giyerek akşam hazırlamdığım çantama matematik, kimya ve fizik defterlerini ve fasiküllerini attım. Genelde ders programını bilmediğim için sadece bu üç önemli ders için bir şeyler koyarım. 

   Ayakkabılarımı giymek için kapının önüne gittim. Annem arkamdan gelerek " Harçlığın var mı yine bir şey yemedin. " Diye sordu. " Var. Neyse ben kaçar görüşürüz. " diyerek evden çıktım.

     Harçlığım olmasa bile yok demezdim genelde. Sadece deneme parası ve ya test param olmadığı zamanlarda isterdim o kadar. Okulda yemek yemeyi sevmiyordum.

    Kulaklığı takarak hızlı adımlarla okulun yolunu tuttum. Tam telefonu arka cebime atacakken telefonun titremesi ile bildirim geldiğini anladım. Genelde hep sessizde olan telefonumun titreşimde olması beni bile şaşırtmıştı. Gelen mesaja baktım.

       Gönderen; Tanışmadığın
        " Okul çıkışı eve beraber yürüyelim mi ?"

      Durdum o an . Dün de görmemiştim. Bugün ona zaman ayırarak fena olmazdı galiba diyerek yanıt yazdım.

      Gönderilen; Tanışmadığın
       " Tamam. Görüşürüz. "

      Yanıt gecikmeden gelmişti.

       Gönderen; Tanışmadığın
       " Görüşürüz güzelim."

    İstemsiz olarak gülümsediğimi farkettiğimde gülmeyi kesip telefondan kafamı kaldırıp etrafıma bakındım tanıdık birileri var mı diye. Kimsenin olmadığından tatmin olarak  derin bir nefes alıp verdim.

   Tekrar telefonun ekranına baktım ve gönderdiği mesajı bir kez daha okudum. Sonra kayıtlı olduğu " Tanımadığın " yazısını okudum.  Rehberime girerek " Tanımadığın " ismine dokunarak " Gamzelii " olarak düzeltip kaydettim.

      Telefonu kapatmadan önce saate baktım. Sonra içimden yavaş yavaş üçe kadar saymaya başladım. Bir, telefonu arka  cebime attım; iki , telefonun düşmeyeceğine   emin oldum  ve derin bir nefes aldım; vee üç
dememle tuttuğum nefesi  dışarı vererek okula doğru deli gibi koşmaya başladım.

    Geç kalmak istemiyordum çünkü. Devamsızlık var çünkü. Ve en önemlisi dikkat çekmek vardı. Yoldaki işe giden insanların, çocuklarını okula bırakmak için sabahın köründe evden çıkan kalabalık insanların arkasından hızla çarpmamaya  dikkat ederek- artık ne kadar elimden gelirse -koşarak geçtiğimde arkamda olsun uğultuları kulak ardı ettim.

   Okulun önüne nefes nefese geldiğinde giriş kapısına yaslanarak derin bir nefes aldım ve tam dışarı vereceğim sırada zil çaldı. İçimden sevinç ve zafer çığlıkları ile dansı ederken hızlı adımlarla okula doğru ilerleyip sınıfa hoca gelmeden ben yerime yorgunluktan bayılacak şekilde yığıldım. Kafamı sıraya koyup nefes alış verişimi düzeltmeye çalıştım. Çok geçmeden kapı sesi duyuldu ve kafamı sıradan kaldırmam ile karışımda çatlağı görmemle büyük bir moral bozukluğu kapladı içimi.

   Benim taktığım lakapı ile Çatlak yani Hasan Ali olan yeni edebiyat hocamıza iğrenerek bakıyordum. İçimden " Sabah sabah sırf bu ders için mi kendimi yorup heba ettim. " diyerek daha çok moralimi bozarken okul çıkışı ders programının fotoğrafını çekmeyi aklımın bir köşesinde yazmıştım.

ACI GERÇEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin