devam

37 11 75
                                    

  Elini uzatmış ve bana gülümseyerek bakmaya devam ediyordu. Ben de hala gamzelerine takılı kalmıştım. Yanlış anlamayın. Bizim ailede ya da tanıdığım kimsede gamze olmadığı için böyle takılı kalmıştım. Şimdi ' yav he he ' dediğinizi duyar gibiyim. Neyse.

Düşüncelerden sıyrıldım ve gamzesini düşünmeden ben olmaya çalıştım. Yani arkadaş istenmeyen ben ki gerçekten hayatıma yeni insanlar istemiyordum.

Suratım düz yani hiç bir tepki vermeden ona bakmaya başladım. Uzattığı ele baktım ardından tekrar koyu kahverengi gözlere baktım. Ardından telefonuma baktım. Yandan onu gördüğümden yüzündeki gülümseme solmuş, elini indirmişti. Ardından cebindeki telefonu çıkarttı. Ekranı açmadan bana döndü ve tekrar " Şey telefonunu kullanabilir miyim iki dk?" diye sordu. Kafamı ona çevirdim ve elindeki telefona baktım. Oda baktığım yere yani eline bakınca bir elini ensesine götürdü ve " Paketim bitmiş. Anneme mesaj atmam lazım." dedi. Göz devirdim. Instagram' dan çıkıp telefonu ona uzattım. Ardından kafamı camdan tarafı çeviridim ve geçtiğimiz yollara bakmaya başladım.

Bir kaç dk sonra bizim yakışıklı telefonu bana doğru uzattı ve " Teşekkürler" diyerek sırtı. Yüzüne bakmadan elindeki telefonu direk elime alıp çantama attım.

Otobüs durunca " Görüşürüz" dedi ve yanımdan kalkıp kapıya doğru gitti. Kafamı kapı tarafına çevirdim ve bana bakıp el salladı ve kapı açılınca hemen indi. Ben de öylece arkasına baka kalmıştım. Kafamı camdan tarafı çeviridim onu görebilmek için ama arkasına bakmadan gitmişti.

Teyzemgilin evinin yakınındaki durakta duran otobüsten ilk önce teyzem indi ardından çantamı alıp bende indim. Eve girer girmez gözlüklerimi çıkardım ve balkona geçip oturdum. Hava kararmaya başlamıştı ve ben bu saatte balkonda oturup müzik dinlemeyi seven birisiydim.

Kulaklığı kulağıma takıp ' Taha- Ay' şarkısını dinlemeye başladım. Nakarata gelince ona eşlik etmeye başladım. Sesim kesinlikle berbattı ama sessizce söylediğim için sorun olmuyordu.

Hava iyice karardı ve ben geceyi  aydınlatan ve süsleyen  Ay'a ve Yıldızlar'a bakmaya başladım. Teyzem ben gökyüzüne bakmaya dalmışken kulağımdaki kulaklığı çıkarınca olduğum yerde sıçradım. Bir elimi kalbimin üzerine koyup " Teyze korkuttun." dedim. Omuzdma elini koyup " Dalmışsın. Dokununca korktun. Neyse aç mısın? Birşeyler hazırlayayım mı?" diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım " Hayır aç değilim." deyince " Zaten sen hiç aç olmazsın." dedi ve " İyi. Geç olmadan içeri gir. Kapıyı kiliylemeyi unutma." dedi ve ben birşey demeden içeri girdi ve balkonun kapısını kapattı.

  Tam kafamı tekrar gökyüzüne çevireceğim anda telefonum titredi. Gelen mesajı açıp okudum ve kaşlarımı çattım.

 Gönderen-  Tanışmadığın;
" Neden hiç gülmüyorsun?"

  "Ne diyor ve bu kim?" diye söylenirken telefonumun ikinci defa titremesi ile bir mesaj daha geldi.

 Gönderen-  Tanışmadığın;
   " Karşıya bak."

  Dediğini yapıp karşıya baktım. Yanan sokak lambasına yaslanmış ve bana bakıyordu. Gözlerimi ondan alıp sağ ve sola çevirdim ve etrafı kontrol ettim. Birkez daha telefonum titreyince ekrana baktım.

 Gönderen- Tanışmadığın;
   " Niye etrafa bakıyorsun?"

  Hiç düşünmeden aklıma ilk geleni yazıp gönderdim

Gönderilen- Tanışmadığın;
  "Hiçbir. Sadece senin gibi başka sapık var mı diye bakıyordum."

Mesajı gönderdikten sonra kafamı kaldırıp karşımdaki yani sokak lambasının altındaki siyahlıya baktım. Tepkisini görmeyi isterdim çünkü bu kadar saçma bir cevabı okuyan kişinin tepkisini merak etmiştim. Ama kafası eğik olduğu için görmemiştim.

ACI GERÇEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin