🔥YÜZLEŞME🔥

57 3 0
                                    

CENK'TEN

Benim güzel yüzlüm kaç gün oldu hala benden kaçıyorsun. Ben onun o ölünesi gözlerine bakmadan o dünyalara bedel kokusunu içime çekmeden yaşayamam güzel gözlüm neden benden kaçıyorsun ki. Ben sensiz nefes alamam. Kaç gündür o güzelim yüzüne yakından bakmıyorum. Artık dayanamıyorum bugün neden benden kaçtığını öğrenmem lazım çünkü artık dayanamıyorum kendimi ne zaman bu kadar kaptırdığımı da hatırlamıyorum. Sen bana ne yaptın melegim bu iki günde can parem. Bu düşüncelere dalmışken benim güzelim odasında o minik elleriyle bir şeyler çizmeye çalışıyordu. Sanki benim ona baktığımı hissetmiş gibi kafasını kaldırdı ve ben o an o yeşil gözlerinde kaybolmak istedim. Hala birbirimize bakarken utanarak kafasını eğdi ve çizim yapmaya devam etti.
Bende sabah Derya'nın getirdiği dosyaları incelerken kapıyı çalarak içeri Veysel girdi;

Veysel: Şirkette yangını çıkaran korumayı eninde sonunda konuşturduk. Ağzını iyi kapatmış yaptıran kişi.

Cenk: Kim yapmış!

Sesim biraz yüksek ve sert çıkmıştı ;

Veysel: Patron ilk sakin ol. Yangını Demir şirket zincirinin sahibi Aydın DEMİR çıkartmış.

Cenk: Adamları hazırla gidiyoruz.

Şuan gözüm hiç birşey görmüyor. Kendimi o sinir ve o öfkeyle şirketten dışarı attım. Arabaya binip demir holdinge sürmeye başladım. 15 dakika sonra gelmiştik. Arabadan inip şirkete doğru yürümeye başladım. İçeri apar topar girmemle şirketteki herkes bana bakmıştı. Hiç duraksamadan danışmandaki kız'a Aydın'ın nerde olduğunu sordum.

Kız: 9. Katta ama oraya gidemezsiniz. Şuan da önemli bir toplantıda,  yukarı kimse çıkamıyor yasak.

Kadın bu uyarıyı yaparken ben asansörün tuşuna bastım ve devredışı olduğunu gördüm. Kadın bana doğru yaklaşıp;

Kız: Beyefendi duymadınız galiba...

Cenk: Sana sadece nerde olduğunu sordum! Şimdi kapa çenini!!

Dememle kız korkuyla başını sallayıp geri geri gitmeye başladı. Bende sinirle merdivenlere yönelirken;

Cenk: Veysel, benimle gelin.

9. Kat'a çıktık ve sessiz olan katta toplantı odasını aramaya başladık. 2-3 dakikadan sonra Yusuf'un;

Yusuf: Abi, toplantı odası burda.

Dediğini duyar duymaz koşar adımlarla içeri daldım peşimden de korumalarım İçeri girdi ve her yeri kuşattılar. Ben odada Aydın bey'i arama gereksimi duymadan Aydın bey ayağa kalkarak;

Aydın: Cenk ne yaptığını sanıyorsun toplantıda olduğumuzu görmüyor musun?

Bunu duymamla alaycı bir şekilde gülerek;

Cenk: Aa üzgünüm Aydın bey. Peki siz benim şirketimde ne kadar canı tehlikeye attığınızın farkındamıydınız?

Aydın: Cenk ne saçmalıyorsun, ne canından bahsediyorsun?

Cenk: Bana salağa oynama. Karşında çocuk yok.

Aydın: Neyden bahsediyosun.

Sinirden gözüm seyirmeye başladı ve üzerine yürüyüp yakasına yapıştım;

Cenk: Sen benle dalga mı geçiyorsun. Şirketimi ne hale getirdin unuttun mu. Bu kadar sakin olduğuma şükret birinin canı yansaydı. Seni hiç düşünmeden öldürürdüm ama şunu bilki bundan sonra bir düşmanın daha var.

Cevap vermesini beklemeden odadan hızla çıktım. Hızlıca arabama binip şirkete sürmeye başladım. O kadar sinirliyim ki hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Şirkete geldiğimde odama çıkıp etrafı   farketmeden dağıtmaya başlamıştım. Elimdeki vazoyu duvara atmamla şaşırmam bir oldu. Zümra kafasını kapıdan uzatmış korkmuş gözlerle bana bakıyordu.

GÜNEŞ TUTULMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin