Bay Jeon'un bana o gün sorduğu o soru bile gururumu incitmişti. Öyle bir koleksiyon çizdiğini bile kaybolduğu gün öğrenmiştim. Resmen üzerime iftira atılmıştı..!
O gün her ne kadar öyle birşey yapmadığımı ne kadar dile getirsem bile, Bay Jeon elinde bir kanıt olduğunu ve şirkete gidince bu olayı inceleyeceğini söylemişti.
Geri kalan Japonya'da ki iki günümüzde ise pek yüzüme bakmamıştı. Tabii iş konuları haricinde.
Şimdi ise uçaktan inmiştik ve Bay Jeon yorgun olabileceğim için düşünceli davranarak beni eve göndermişti. Tabii giderken bana söylediği cümle bu olmuştu.
"Yarın bu işin derinine kadar araştıracağım Ji Sun ve o kişi eğer gerçekten sen isen, olacak şeyleri tahmin edebiliyorsundur."
Basitçe bana seni kovarım demek istemişti. Eğer bu işten kovulursam bir daha iş bulmam kesinlikle bir aydan az sürmezdi ve ben nasıl geçinirdim? Düşüncesi bile iyi hissettirmiyordu. Tanrım, bana yardım et..
Eve yürüyerek gitmeye karar verdiğimde bütün olanları düşünüyordum. Yaşadığım herşeyi..
Mesaj attığım şu çocuğu..
Şirkette yükselen konumumu.. -belki de yarından itibaren geri düşecekti-
Bay Jeon ile yaşananları.. Beni nedense en çok düşündüren nokta buydu. Bay Jeon şirkette beni yanına asistanı olarak aldığı günden beri gözüme hep farklı geliyordu. Yakışıklı olmasına rağmen sanki benim yanımdayken çok daha güzeldi.
Bu düşündüklerim ne ifade ediyordu az çok anlayabiliyordum ama bunları aklımdan silmem gerekiyordu. Bay Jeon benim sadece patronumdu. İlerisi yoktu.
Her ne kadar yakışıklı ve etkileyici olsa bile kendimi kaptırmamam gerekiyordu.
Sonunda evimin önüne geldiğimde çoktan hava kararmıştı bile. Hızlı hareketlerle evime girdim ve önce sıcak bir duş alarak pijamalarımı giydim.
Yatağımın üzerinde oturarak saçlarımı tararken, beynimi çeşitli konular meşgul ediyordu. Mesela şu gelirken yolda düşündüklerim, mesela Bay Jeon..
Başımı iki yana salladım ve derince bir nefes aldım içime. Aklımı kurcalamasına izin vermemek için başka şeylerle ilgilenmem gerekiyordu.
Telefonumu elime aldım ve üç gündür mesaj atamadığım şu numaraya yazdım.
Lonelyvoilet: İyi geceler iyi adam :)
Goodman: Sana da iyi geceler menekşe
Lonelyvoilet: Hayatın nasıl gidiyor?
Goodman: Biraz karmaşık gibi.
Senin?
Lonelyvoilet: Sorduğun için teşekkür ederim.
Benim de biraz karışık gibi.
Goodman: Gerçekten birşeyler için çabalarken onun arkasının bomboş çıkması beni üzüyor.
Lonelyvoilet: Eğer o çabalağın şey için, karşı taraf da çabaladıysa emin ol düşündüğün şey boş çıkmamıştır.
Goodman: Öyle mi dersin?
Lonelyvoilet: Öyle derim :)
Goodman: Pekâlâ, bu dediğin aklımda bulunacak.
Senin problemin ne?
Lonelyvoilet: Aklımı karıştıran birisi var..
Goodman: Hoşlandığın birisi mi yani?
Lonelyvoilet: Hayır, yani bilmiyorum daha önce yaşamadığım duygular. O yüzden anlayamıyorum..
Goodman: Büyük ihtimalle aklını kurcalayan kişiden hoşlanmaya başlıyorsun.
Lonelyvoilet: Ama bunun olmaması gerek.
Goodman: Biliyor musun menekşe bu hayatta çoğunlukla beklemediğin şeyler yaşarsın, hayattan ümidini kestiğin anda hayat senin karşına öyle şeyler çıkartır ki buna gerçekten mutlu olursun.
Belki de senin yaşadıkların da öyle olacak..
Lonelyvoilet: Umarım dediğin gibi olur iyi adam.
Goodman: :)
Lonelyvoilet: Birisiyle ilk defa böyle yakından konuşuyorum. Gerçekten teşekkür ederim iyi adam.
Goodman: Seninle konuşmak iyi hissettirdi. Bende teşekkür ederim menekşe :)
✦
Evet millet, beğeniyor musunuz kurguyu? Ben çok severek yazıyorum çünkü ❤
Bu arada artık sınır koymaya başlayalım mı? :)
+50 oy +25 yorumda yeni bölümü atacağım ♡
Sizi Seviyorum 📍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Jeon • JJK
Fanfiction"Tehlikeli sulardasın Ji Sun. Yüzmeyi bilmediğin sularda." Boynuna dudaklarımı bastırıp başımı kaldırdım. "O zaman bana yüzmeyi öğret Jeon." Kalbimi unutturacak şekilde güldü. "Öğreteceğim." ©kookiloji | 2019, Temmuz