Uykumu rahatça aldım bir günün sabahına gözlerimi araladım. Yeni telefonumdan gelen alarmı kapatarak yataktan kalktım. Kısa bir duştan sonra dolabıma yönelerek kendime kıyafet seçtim ve üzerimi giyindim. Makyaj yapmadığım ve gerek de duymadığım için mutfağa geçerek bir şeyler atıştırdım.
Evden çıkarak kısa sürede durağa ulaşarak otobüse binmiştim. Şansıma cam kenarında boş bir koltuk bulduğumda oraya geçtim.
Otobüs ilerlerken ben bakışlarımı camdan dışarıya odakladım. Arabalar hızlıca geçip giderken, gözlerim bu görüntüye dalmıştı.
Jeon Jungkook aklımı kurcalamaya her zamanki gibi devam ediyordu. Onu gördüğümde tüm gerçekleri unuturken, nasıl ondan uzak kalacaktım?
Ben onu beklerken onun beni bir başka kadınla aldatmış olduğu gerçeği midemi bulandırıyordu, evet. Ama onu sevmekten vazgeçemiyorum işte. Beni kalbine öyle bir hapsetmişti ki çıkış yolunu asla bulamıyordum.
Onu unutmak için ondan uzak durmam gerekiyordu ama aynı yerde çalıştığımız için bu da mümkün değildi. Belki ondan şirkette beni başka bir konuma geçirmesini istesem izin verirdi? Hiç sanmıyordum ama şansımı denemekte fayda vardı.
İnmem gereken durak geldiğinde otobüsten inip kısa sürede şirkete ulaşmıştım. Asansör ile üst kata çıkıp odama geçtiğimde Jungkook tabii ki de gelmişti, her seferinde olduğu gibi.
Tabletimi elime alarak bugünkü programa göz attığımda çok fazla iş olmadığını gördüm. Neyse ki bugün çok fazla yorulmayacaktım.
Bakışlarımı karşımdaki Jungkook'un odasına çevirdiğimde, gözlerinin benim üzerimde olduğunu gördüm. Çekinmeden beni izlemeye devam ettiğinde derince soluyarak bakışlarımı ondan çektim.
Programın üzerinden geçmek için odasına gitmem gerekiyordu ama gitmek istemiyordum. Artık onu yakın olacak her hareketten kaçınmalıydım. Hatta onunla aynı ortamda durmaktan bile kaçmalınmalıydım ama bu imkansız gibi bir şeydi. Neredeyse tüm gün beraber çalışıyorduk, bu yüzden bayağı imkansızdı.
Hala bana bakıyor olduğunu hissetsem de ona bakmadan elime aldığım tabletle odamdan çıkarak odasına girdim. Tabii kapısını çaldıktan sonra. Ne de olsa o artık sadece patronumdu.
"Günaydın."
Kulağıma her zaman hoş gelen sesi ile konuşan ilk olmuştu. Ona cevap verme gereği duymadan sadece başımı sallamıştım.
"Programınızda saat on da defile için mekan bakmaya gideceksiniz, oradan KJ Holding'in genel yöneticisi Bay Jeed ile yemeğe çıkacaksınız. Öğleden sonrayı Bayan Haneul ile görüşme için ayırmışsınız ve saat dörtte şirketin genel durumu için Bay Park ile görüşmeniz var."
Bir şey söyleme gereği duymadan başını sallayarak karşılık vermişti.
"Başka eklemek istediğiniz bir şey yoksa?"
Bakışlarımı tabletin ekranından çekerek yüzüne çıkardım. Gayet ciddi bir yüz ifadesi ile birlikte kısaca, "Hayır." demişti.
"Pekala bir isteğiniz olursa ben odamdayım."
Cevabını beklemeden arkamı dönerek kapıya ilerlediğimde karşımdaki kapı açılıp içeriye Chae Gi girdi. Elindeki dosyayla bana küçük bir tebessüm gönderen arkadaşım Jungkook'un yanına doğru ilerledi.
Bir süre odama gitmeyi erteleyip onlara döndüm.
"Bay Jeon bugün defile için bakacağınız mekanların dökümanları burada. Bay Park size detaylıca anlatmamı istedi."
Jungkook Chae Gi'ye başını sallayarak karşılık verince arkadaşım elindeki dosya ile beraber Jungkook'un masasına geçti.
Dikkatini önündeki dosyaya çevirmeden bana bakarak bekledi. Ben ise aptal gibi hala onları izlemeye devam ediyordum.
Birazdan dosyayı birlikte inceleyeceklerdi ve ben odadan çıksam da kendi odamdan bu görüntüyü görecektim. Bunda abartılacak bir şey yok gibi görünüyordu ama kalbim öyle demiyordu. Bu kişi en yakın arkadaşım olsa bile, onun Jungkook'a farklı gözle bakmayacağını bilsem bile engel olamadığım şeyler vardı.
Onları böyle görmek canımı yakacaktı, nefesimi kesecekti, şu yaptıkları her ne boktan bir iş ise ona engel olmak istememi sağlayacaktı, biliyorum. Bildiğim çok iyi bir şey daha vardı ki, kim olursa olsun onu kıskanıyordum.
"Ji Sun bir şey mi söyleyecektin?"
Beni düşüncelerimden sıyıran Jungkook'un sesi ile başımı iki yana salladım ve bir şey söylemeden kendimi odadan dışarıya attım.
Yaşadığım duygu karmaşaları bana fazla geliyordu. Hepsi de ilk kez hissettiğim şeylerdi ve bu yüzden nasıl kurtulacağımdan da bi'haberdim.
Odama geçip onları izleyerek kendime eziyet etmek yerine adımlarımı lavaboya çevirdim.
Musluğun karşısına geçip yüzümü soğuk su ile yıkadım. Amacım bir nebze olsun kendimi ayıltmaktı, fakat düşündüğümün aksine beni başka düşüncelere sürükleyen aldığım mesaj olmuştu.
K_hii_g: Sizi bu şekilde görmek bana nasıl keyif veriyor anlatamam.
K_hii_g: Jungkook piçinin yaptığı şey yüzünden o kadar mutluyum ki, sen de yakında benim olacaksın daha Tanrı'dan ne isterim..?
Lonelyvoilet: Dedi kendini bir halt sanan ve elinden hiçbir bok gelmeyen piç kurusu.
Lonelyvoilet: Sen sadece hayal dünyanda yaşamaya devam et ama şunu unutma ki, ben asla sana ait olmayacağım.
✦
Geçiş bölümü volume2 ffdjdjfj
Kızmayın ama bu bölümleri de yazmam gerekiyor :(
yarın oy ve yorum sayısına göre yeni bölümü atabilirim ve bu gecede 40. bölümden kesit paylaşabilirim profilimde, beklemede kalın ♡Muuuah 💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Jeon • JJK
Fanfiction"Tehlikeli sulardasın Ji Sun. Yüzmeyi bilmediğin sularda." Boynuna dudaklarımı bastırıp başımı kaldırdım. "O zaman bana yüzmeyi öğret Jeon." Kalbimi unutturacak şekilde güldü. "Öğreteceğim." ©kookiloji | 2019, Temmuz