Carlson Brow

439 19 3
                                    

BU HİKAYEME YENİ BAŞLADIĞIM İÇİN OY VE YORUMLARINIZA NE KADAR İHTİYACIM OLDUĞUNU TAHMİN EDEBİLİRSİNİZ :D İYİ OKUMALAR

Hızla koşup elimdeki cam parçasını alıp bir köşeye fırlattı.”Ne yaptığını zannediyorsun sen?” diye öyle bir bağırmıştı ki ürkmüştüm.İyice yerime sinerken yaşlarımı durdurmaya çalışıyordum.Tanımadığım birinin karşısında ağlayamazdım.Yerime sinince bu sefer kolumada küçük cam taneleri batmaya başlamıştı.Sanki canı yanmış gibi dişlerini birbirine bastırdı.Sonra büyük bir adım atarak dibimde bitti.Bana doğru eğilip bir elini sırtıma koyarken diğerini bacaklarımın altından geçirdi ve itiraz etmeme kalmadan yine, sanki tüymüşüm gibi tek hamlede beni havalandırdı.Ayaklarımın aniden yerden kesilmesiyle küçük bir çığlık atarken “Sesini kesecek misin?” artık diye hırladı sert ve emreden bir ses tonuyla.Bu sesiyle iyice ürkmüştüm.Beni aşağı indirirken kucağında tepinerek “Bırak beni!” diye bağırıyordum.”Seni bırakamam.” Dedi fazla ciddi bir ifadeyle.Anlamamıştım.Sonra ekledi “Ayrıca şu an bırakmamı istemezsin.” Dedi merdivenleri göstererek.Doğru, yuvarlanmak istemezdim

Odamın kapısını açıp içeri girdi ve beni yatağa bıraktı.Saatlerce ağladığım için bitkin hissediyordum.Gözlerim o kadar fazla yanıyordu ki.Ruhum çekilmiş gibi hissediyordum bir yandan da.Sanki gözlerimden akan yaşlar ruhumu taşıyormuş gibiydi.Ve ağlayınca her şey gitmişti.Boşlukta gibiydim.Gözyaşları tüm hislerimi uzaklara sürüklemişti.Tüm bunların yerine baş ağrısını bırakmış gibiydi.Tüm gün uyumama rağmen baş ağrısıyla, acıyan gözlerim ve acıyan kalbimle kendimi uykunun karanlığına bıraktım yanımdaki adamı umursamadan.

Gözlerimi açtığımda güneş henüz doğmamıştı bile.Dün nerdeyse tüm gün uyuduğum için gece ağlamanın verdiği yorgunluğuma ve baş ağrıma rağmen çok az uyuyabilmiştim.Zaten bugün okul vardı.Uyandıktan kısa süre sonra her şey yeniden zihnime düşünce kalbim eziliyormuş gibi hissettim.Derin bir nefes alıp bunu önemsememeye çalışarak kafamı diğer yöne çevirdim.Ve döndüğüm gibi yerimde sıçrayıp doğruldum.Fazlaca irkilmiştim.Karşımda koltukta oturuyordu. ”Burada ne işin var senin.” Diye bağırırken o istifini bile bozmadan bana bakmaya devam etti.Ayağa kalkıp ”Hey sana diyorum!” diye ikinci kez bağırırken ağır hareketlerle ayağa kalktı.Ölümcül bakışlarla gözlerime odaklanmışken ürküp istemsizce bir adım geriledim.Korkutucu derecede sakin bir ses tonuyla heceleyerek “Bana.Sakın.Sesini.Yükseltme.” dedi.Korkmama rağmen kaşlarımı çatıp cevap verdim.”Sen kim oluyorsun da benim odama dalıyorsun.Burası benim evim, burası benim odam.Burada kalacaksan da sınırlarını bil.” Dedim.Arkasını dönüp ilerledi.Tam kapıdan çıkacakken eşikte durdu ve yüzünü bana çevirme zahmetine bile girmeden “Yakında kim olduğumu öğreneceksin.” Deyip kapıdan çıkıp gitti.

Şaşkınlıkla yatağıma geri oturdum.Kimdi bu?Neler oluyordu?Ah resmen tanımadığım biriyle evimi paylaşacaktım.Düşünceleri dağıtmak istercesine kafamı iki yana salladım.Dolabıma doğru ilerleyip önünde durdum ve kapağı açtım.Kıyafetlerime hızlıca göz attıktan sonra rastgele bir şeyler seçtim.Zaten çok fazla giysim yoktu ve olanların çoğu da eskimişti.Ama pek önemsediğim söylenemezdi öyle şeylere pek önem vermezdim.Okulumdakilerle kıyaslarsak paspal sayılabilecek bir şekilde ama bana göre oldukça normalce giyindikten sonra saçımı öylesine bir at kuyruğu yapıp odamdan çıktım.

Salondaki koltukta oturmuş, düşünceli bir şekilde önüne bakıyordu fakat ben odamdan çıktığım gibi beni fark edip kafasını çevirdi.Bakışlarında anlam veremediğim bir yoğunluk vardı ve fazla düşünceliydi.Düşünceler gözlerine bir pus koymuş gibiydi.Gözleri…Olan kadar şeyden sonra onu ilk kez inceleme fırsatı buluyordum.Gözleri çok ilginçti ve farklıydı.Koyu maviydi ama sanki içine griler serpilmiş gibi dumanlı, pusluydu. Ve yoğun renkliydi.Bu tarifim ne kadar doğruydu bilmiyordum ama bu gözler kesinlikle tarif edilemezdi.Haklarında söylebileceğim en net terim griye dönmeyen fakat mavinin daha önce bilmediğim koyuya yakın bir tonunda olduklarıydı sanırım.Tanrım bu bile net değildi.Birkaç saniye kadar öylece birbirimize baktıktan sonra yüzünü çevirdi.Ben gözlerini çözmeye daldığım için kafasını çevirip gözlerinden ayrıldığımda kendime gelebilmiştim.

MÜHÜRLÜ DUDAKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin