İnstagramdan takip etmek isteyenler için buraya kullanıcı adımı bırakıyorum ; sunshineeyyyy
Zaman , kimsenin istemediği an da akıp giderken yeri geldiğin de adeta durur.
Kime ne zaman, ne olup biteceği belli olmaz.
Bazen zaman öyle bir akıp gider ki ölüm aniden kapıyı çalarken ne , nasıl diye sorgulayamadan dünyadan soyutlanırsın.
Asel , bunu buza hapsedildiği süre boyunca düşünüp durmuştu .
Onun için zaman akıp gitmezken dışarıda yaşayan onca insan için zaman bir hız treni misali durmaksızın devam etmişti .
Asel artık kendi yoluna bakmalıydı .
Zaman akıp gitmiş ondan 3 yılını götürmüştü ve artık kendi hayatını yaşamalıydı .
Sabahın ilk ışıklarında açtığı gözleriyle balkonda oturmuş elinde bir fincan kahvesi ile sadece bunları düşünüyordu ...
(Burada gerçekten bende balkonda kahve içiyordum jsjsjs)
Hain artık yoktu ,bu dünyadan gitmişti ama hem Asel'in hem de özgür ruhların 3 yılına mâl olmuştu .
Asel hızlıca ayaklandı , daha fazla burada duramazdı...
O buraya ait değildi , onun kendi hikayesi olmalıydı.
Elindeki kahve bardağını mutfağa doğru gidip tezgaha bıraktı .
Daha sonra hızlıca Elifin odasına girip bir sırt çantası bulup içine ölümsüz ruhun melodisi adlı kitabı koydu .
Sonuçta bu kitap artık ona aitti değil mi ?
Daha sonra da üzerine siyah bir tayt , düz beyaz bir tişört alıp üzerine siyah bir kapşonlu geçirdi.
Üzerindeki kapşonlunun kapşon kısmını kafasına geçirip odadaki herhangi sade siyah bir ayakkabıyı giydi ..
Hızlıca Elifin çalışma masasının sandalyesine oturdu . Masasın üzerinde bulduğu bir kağıt parçasına masa kalemliğinden aldığı bir tükenmez kalemle Ayşe teyze için bir not yazdı.
"Her şey için için teşekkür ederim Ayşe teyzem...
Artık kendi hikayemin kahramanı olma vaktim geldi ...
Ne olur beni yanlış anlama eğer yüzüne bakarsam kararımdan dönerim diye böyle veda ediyorum sana .
Seni unutmayacağım ve her ne halde olursam olayım yanına geleceğim ...
- Torunun Asel-
Yaşadıkları kısa zamanda o da onun bir torunu olmuştu .
Asel , onun gibi biriyle bir daha karşılaşamayacağını biliyordu .
Gözlerinden akan bir kaç damla yaşı sildi. Duygusal olmanın sırası değildi ama bu onu anneannesi yerine koyduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Küçük yaştan beri akrabası gibi olan biri yanında olmadığı için yalnız olmaya alışkın bir kızdı ama şimdi kendini bir aileye ait hissediyorken tek ailesini de bırakmak zorundaydı.
Tekrardan akan gözyaşlarını sildi .
Elindeki kalemi çalışma masasının sağ köşesinde bulunan masa kalemliğine koydu.
Hızlıca sandalyeden kalkıp masanın üzerindeki cep telefonunu da arka cebine sıkıştırdı.
Siyah sırt çantasını da omzuna geçirip yazmış olduğu kağıdı yemek masasının üzerine bırakıp sessizce evden çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ RUHUN MELODİSİ (Özgür Ruhlar Akademisi 2)
FantasyÖzgür ruhlar akademisinin 2.kitabıdır . Bu isimle yazılan ilk kitaptır ! İlk kitabı okumadan 2. Kitaba geçmeniz önerilmez . Her şey bir mantık sıralamasıyla gerçekleşecektir . Keyifle okumanız dileğiyle ...