İki gün sonraydı, birisi onu ayak bileklerinden yakalayıp yataktan sürüklediğinde. Çığlık atmak için çok şaşkındı, zaten işe yaramazdı büyük ihtimalle.
Ayak ve el bilekleri bağlanmıştı. Bir sandalyeye oturtulmuş ve ardından da ışıklar açılmıştı. Her şey çok hızlı gerçekleşiyordu, aklından geçip duran tek şey ise bu şey böyle sonlanacak olmuştu.
Jimin gözlerini ışığa alıştırabilmek için kısmıştı, ve tam o zaman kendisinin bir suçluya aşık olmasına izin verdiği o anı hatırlamıştı. Onu, o olarak gördüğü zaman, her şeyiyle o.
Jungkook tam önünde duruyordu, saçları normalde kestiği boyuttan daha uzundu. Siyah bir üst ve rengi gitmeye başlamış bir pantolon giymiş, paçalarını pahalı botuna sıkıştırmıştı. Jimin'in hatırladığından daha solgundu, ama hala tehditkardı, ve büyük ihtimalle daha da tehlikeli.
Birbirlerine bakıyorlardı, Jimin'i yatağından sürükleyen yandaki iki adamı umursamadan. Jungkook sağ elinde bir bıçak tutuyordu. Duygusuz bakıyordu, ve Jimin onun en tehditkar ve belirsiz olduğu zamanın bu olduğunu biliyordu.
Yine de Jimin, özlediği bütün özellikleri içiyordu. Kalbi özlemiş, hasret çekmiş ve istemişti. Bu andan korktuğu kadar da bu anı beklemişti.
"Beni gördüğüne şaşırmış gözükmüyorsun."
Jimin kafasını kaldırıp Jungkook'a baktı. Ağzı kurumuş ve göğsü de konuşmak için çok sıkılaşmıştı.
"Senin o patlamada öldüğünü sandım." diye devam etti Jungkook, tonu alçak ve kontrollüydü. Jimin, Jungkook'un sesini hiç unutmayacağını düşünmüştü ama her şey zamanla değişiyordu demek ki. Bir nostalji dalgası vurmuştu kendisine. "Senin için yas tuttum. Haftalarca evimden çıkamadım."
Jimin dudaklarını ısırdı, Jungkook ne kadar zaman onun ölü olduğunu sanmıştı merak ediyordu.
"Bir şey söyle."
Jimin göz temasını bozup kafasını çevirmişti, gözleri yaşlıydı. Söyleyebileceği sayısız şey vardı, ağzından çıkana göre çok daha önemli şeyler. "Beni öldürecek misin?" Belki Jimin hayatına çok değer veriyordu, veya belki de yeteri kadar vermiyordu- bu olmadığı kesindi zaten.
Jungkook güldü ve çıkan ses Jimin'in kulakları için çok kabaydı. Jungkook şu ana kadar hiç Jimin'in canını acıtmak istememişti. "Seni öldürmeli miyim? Bana yalan söyledin ve ihanet ettin. O pislik polislere bilgi yetiştirmek için beni kullandın. Seni sevdiğimi biliyordun ve beni satmaya devam ettin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the lesser evil | jikook [çeviri]
Fanfictionjimin bir mafya üyesine aşık olur, ama aynı zamanda bir polis ihbarcısıdır. o sadece doğru olanı yapmak ister. archive of our own sitesinden ©️ Rose_gold715