Bölüm 4:Umut

33 3 2
                                    


Mark arkasına dönerek " bu salak derste ne saçmaladı ya ben bir şey anlamadım"

"Kebapçı ilk defa kebap oldu kanka" diyerek o lüzumsuz kahkahasını attı. İrem ikisini kendi haline bırakıp bana döndü "Burak'dan haber var mı ya?"

"Akşam aradı beni işte 4 gibi biraz konuştuk." Konu Efe'nin ilgisini çekmişti bile "Ne konuştunuz?" diye atladı.

"Ben akşam aramıştım zaten biliyorsunuz. O da uyuyormuş görünce de geçiştirdiğini düşünmeyeyim diye aramış. Ben tam özür dileyecekken de daha çok erken daha sonra konuşalım dedi."

"En azından seni hala umursadığını biliyoruz" dedi İrem

"Aslında ben bekliyordum içten içe benim saçma sapan kuruntularım olduğunu bilecek kadar tanıyor beni. Bir yandan da beni yatıştırmak için aradı bence."

"Vay a*k çocuktaki aşka bak kendi derdini unutup Damla'yı teselli ediyor." Diyerek öküzlüğünü belli etti Efe.

"Ayıp be yanında biz varken bari küfür etme" diye çıkıştı İrem. Onlar tartışırken telefonum çaldı arayanı görünce hemen koşarak bahçeye indim.

"Alo.. Burak " derin bir nefes aldım. Kalbim çok hızlı atıyordu.

"Damla derste değildin dimi ayarlamaya çalıştım saati ama"

"Yok yok değildim teneffüsteyim. Aslında ben de arayacaktım ama çekindim. Nasılsın?"

"İyiyim yani ne kadar olabilirsem hem sen merak etme beni yani yine eskiye dönerim diye düşünme"

"Aslında dünden beri tek düşündüğüm şey o. Lütfen kendine o eziyeti çektirme. Alkolü bırakman için çok uğraştık seninle"

"Damla aslında ben eve gelince aklımda tek düşüncem vardı içkiyle kendimi yatıştırmak ve dayanamadım içmeseydim çıldıracaktım" Burak'ın dediklerini sindirmek için derin bir nefes aldım.

"Burak ben bu ilişkiyi bitirerek çok büyük bir hata yaptım lütfen beni affet ben seni çok seviyormuşum daha önce bunu nasıl fark edemedim şaşırıyorum seni düşündüğümden, düşündüğünden daha çok seviyorum." Dizlerimdeki gücün birden çekildiğini hissettim çimenlere otururken Burak'ın hızlı hızlı nefes aldığını duydum "Lütfen bu yanlışı kendine yapma. Lütfen" derken boğazımdaki hıçkırıklara engel olamadım.

"Damla ortada tek bir yanlış var benim seni deli gibi severken senin hala Serkan'ı sevmen"

Bu cümle o kadar ağır gelmişti ki ne zamandır susuyordum hatırlamıyorum o sırada zil beni tekrar kendime getirdi "Damla... Damla"

"Ah şey pardon dalmışım Burak"

"Ben seni kırdıysam özür dilerim. O kadar ağır konuşmak istemezdim"

"Hayır sorun değil" Birden durdu ve o muhteşem kahkahasını attı. Sırf o kahkahayı duymak için bile bir ömür sevebilirdim onu.

"Hatırlıyor musun bir keresinde seninle oturuyorken kafede bir şarkı çalmıştı Medcezir ve sen o şarkının orijinalini duyasıya kadar ben söylüyorum sanmıştın." Tekrar o insanüstü kahkahasını attı. Gerçek olamayacak kadar güzel bir sesti. Okuduğum bütün şiirlerden, duyduğum bütün müziklerden daha güzeldi. Eğer bir şair olsaydım bütün hayatımı onun kahakasını şiire dökmek için uğraşırdım. Başarabilir miydim bilmiyorum.

"Hatırlıyorum" dedim yüzümde kocaman bir gülümseme yerleşti "Çok iyi kandırmıştınız beni Efe, Kağan ve Mark ile ama ben de az salak değildim nasıl inandım senin bu şarkının demosunu bir yapımcıya yolladığına ve yapımcının şarkıyı alıp seni bir daha aramadığına."

"Bizimkiler demişken onlar nasıl Bilge beni on kere falan aramış ama geri dönemedim senden sonra arayacaktım."

"Aslında bir şey oldu Burak"

Burak birden telaşlanarak "Bilge iyi mi? Ne oldu?"

"Sakin ol Bilge iyi ama biz biraz kavga ettik."

"Biraz? Niye yaptınız"

"Sen benim yüzünden üzülünce oda benden hesap sordu haklı olarak"

"Kendine kızmayı kes Damla.Bilge lafını esirgemez seni kıracak bir şey söyledi mi?"

"Hayır. Hayır demedi gerçekten."

"Yalan söylediğini sesinden anlayabiliyorum" bir saniye bekledikten sonra "Ben seni arayacağım birazdan bekle" dedikten sonra telefonu kapattı.

Umarım Bilge ve Burak benim yüzümden kavga etmezler.

İKİNCİ ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin