Bölüm 5: Kavga

25 3 2
                                    

Burak telefonu kapattığında ders başlayalı 10 dakika olmuştu. Bu saatten sonra derse girmenin bir anlamı olmayacağı için çimlere oturup zilin çalmasını bekledim. Biraz sonra kafamı kaldırdığımda bana doğru gelen sinirli  bir Bilge gördüm.
“Sen mi söyledin" diye bağırdı bana doğru gelirken

“Neyi söylemişim”

“Salağa yatma işte Damla. Burak'a kavga ettiğimizi sen mı söyledin” dedi bütün kelimeleri vurgulayarak

“Evet ama kötü bir niyetim yoktu"

“Hemen gidip beni şikayet ettin yani"

“Hayır Bilge beni yanlış anlıyorsun benimle konuşurken seni sordu ve seni geri arayacağını söylememi istedi bende bizim ufak bir tartışma yaşadığımızı o yüzden konuşmadığımızı söyledim.”

“Burak benimle pek ‘ufak tartışma’ olmuş gibi konuşmadı”

“Burak beni çok sıkıştırdı gerçekten yoksa ben söyle...” tam lafımı bitirmeden Burak beni görüntülü aramaya başladı kesin Bilgeyi görmek isteyecekti.
“Burak arıyor. Görüntülü.”

“Açsana hatta ver ben açayım” dedikten sonra telefonu elimden kapıp açtı.

“Burak kardeşim beni görmek için yanlış telefon numarasını aramışsın”

“ Bilge sana hesap sormak yok demiştim ne işin var Damla'nın yanında”
“Hesap sorduğum kim söyledi canım ben yeni ‘bff’imle şakalaşıyorduk.” Birden kamerayı bana çevirdi. Burak'ı görmem bile nefes alıp verişimi kesmişti. İki günde ne kadar özlemişim onu. Mahcup bir şekilde gülümseyerek
“Merhaba” dedim. Benim gibi o da beni görünce nefesi kesilmişti.
“Me merhaba” dedi kekeleyerek. Tam o sırada bilge araya girerek
“Tamam yeter bu kadar beni gördün damlayı gördün iyiyiz kapatıyorum” Burak'ın konuşmasına müsaade etmeden kapattı ve bana döndü.

“Al telefonunu”

“Bilge ben kötü biri değilim benden bu kadar nefret etme. Ben seninle kötü anlaşmak istemiyorum. Burak’la ben yeri gelir kavga ederiz hatta ayrılabiliriz ama bu benimle onun arasında seninle benim aramızdaki ilişkiyi etkilememeli. Ben seni hala arkadaşım olarak görüyorum lütfen öyle kalsın” bana uzun uzun baktıktan sonra konuştu.
“ Damla bak Burak benim kardeşim ve sen onu üzersen benim sana sessiz kalmamı bekleme yapamam. Evet sana düşman değilim ama seni tertemiz bir sevgiyle seven birini üzdüğüm için sana çok kızgınım ve ben Burak'a yapılan şeyleri kolay kolay affetmem.”

“Burak bile bana bu kadar kızgın değil”

“Tabi ki değil çünkü sana aşık. Gözü kör olmuş bir şeklide ama ben sana hak ettiğin tepkiyi veriyorum. Biri sonunda sana karşı tavrını koymalıydı.”

“Ben kötü biri değilim” diyebildim sadece Bilge uzaklaşırken. O gittikten hemen sonra zil çalmıştı zaten.
Ben çimlerin üstünde oturmaya devam ederken Efe, Mark ve İrem beni bulup yanıma geldiler.
“ Canım niye gelmedin derse merak ettik seni” diyerek yanıma oturdu İrem. Derin bir nefes alarak Burak ve Bilge ile olan bütün konuşmaları anlattım

“Sana bildiğin hesap sormuş ya bu gerizekalı ben bunu döverim ya”

“İrem sakin ol bu kadar büyütülecek bir şey yok ki haklı olduğu noktalar da var”

“Damla sen iyi misin? Niye kendini bu kadar hor görüyorsun azcık sesin çıksın ya" Aslında içten içe İr İrem’in haklı olduğunu biliyordum kendimi bu kadar ezdirmemeliydim. Özellikle de konu benim ilişkim hakkındaysa.

“ Bilmiyorum. O Burak’ın en yakın arkadaşı onunla kötü olmak istemiyorum.”

“Burak burada olsaydı seni bu kadar ezdirmezdi. Zaten 4.000 km uzaktayken bile seni savundu.” Dedi İrem ben ise cevap vermeden kafamı evet anlamında salladım. Zil çaldığında hepimiz ayaklanıp merdivenlere doğru yürüdük tam üçüncü kata gelmiştik ki Mark ve Serkan çarpıştı.
“Dikkat etsene lan” deyip Mark'ı itti Serkan. Sonra da gözü bana takıldı.

İKİNCİ ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin