[1]

816 22 48
                                    

NOT; Ziyagil yalısı kadar karışık bir hikayedir aman dikkat :)

Herkesin en pahalı kıyafetleri ve en sahte gülümsemeleri ile boy gösterdiği davette babasına rağmen sahnede şarkı söylerken buldum onu. Üstün de siyah kot ve gömlek abartılı aksesuarları ile "aykırı" kavramını akla getiriyordu.

İlk kez göz göze geldiğimizde batak partnerimi bulduğumu biliyordum.

Belki, sıradan bir tipi vardı, kabul. Fakat onda çoğu insanda olmayan bir delilik vardı.

Cesaret.

"Bitir şu işi," Hareketlerine ve tüm benliğine karşı koyabilecek gücüm kalmamıştı. Alt dudağımı ısırarak dilini devreye soktuğunda kontrolu kaybediyordum. Harekeleri hızlanırken neredeyse zirvedeydim.

"Sen uslanmaz bir kızsın, Lexi." Son noktayı koyduğunda yanıma yığıldı.

"Kaç dakikamız var? Uyumak istiyorum." Pahalı otel odasını ucuz kahkahası doldurdu.

"Tüm sosyete toplanmış aşağı da seni bekliyor,"

Ve bende ortağımızın oğlu ile yukarı da sevişiyordum.

"Doğru ya," Saçlarından kendime çekerek öptüm."En güzel gülümsemem ile nişanıma katılmalıyım."

Kısa bir duşun ardından aynanın karşısına geçtim ve makyaj malzemelerini önüme serdim. O sırada komidinin üstünden aldığı bir dalı ateşlemişti.

"Teyzenin bir oda dolusu adam sermesi gerekmiyor muydu?" Sinsice gülümsedim. "Muhtemelen başka birini pamuklara sarıyorlardır." Farklı bir adrese şutlamıştım. Teyzem de o kadar işinin arasından beni en son farkedecek ben ise çoktan hazır olacaktım.

İlk olarak saçımı kuruttuktan sonra olabildiğince ağır tonlarda bir makyaj ile bitirmiştim. Daha sonra da saçlarımı şekillendirmiştim.

"Ex aşkım, gözümün önünde nişanına hazırlanıyor...kalbim bunu nasıl kaldıracak?" Acıklı bir ton da konuşuyordu.

"Gavat kalbin, Zayn." İkimizinde kahkahası karışırken, mutluydum. Sonunda Dior elbisemi üstüme geçirmiştim.

"Bekle," Fermuarımı çekmek için harekete geçti. Nefesi boynuma değerken tüm her şeyi bir kenara itip tekrardan onunla olmak istedim.

"Çok güzel oldun." Kendine çevirdiğinde göz gözeydik. Ela gözleri her zaman ki gibi anlamsızdı işte.

Birden moralim çöküşe geçti. Girdiğimiz entrikaları ve oyunları bir gün herkes öğrenecekti.

"Korkma," diye fısıldadı. Tek bakışımla beni anlamasını seviyordum. "Kimse bize bir şey yapamaz. Çok az kaldı."

Biz tutsak hayatlarımızın özgür ruhu, kendi şirketimizi batıracak kadar da ruh hastası iki manyaktık işte.

"Gitmem gerekli," Kollarından ayrılmak her defasında zor geliyordu. Birlikteyken olmamız gerektiği gibiydik. Ne eksik ne de fazla.

Sonunda o büyülü an(!) gelip çatmıştı. Altın renklerin hakim olduğu mekanın dev merdivenlerinden müstakbel eşimle giriş yapıyorduk.

Göz ucu ile yanımdaki zübbeyi yokladım. Kendini çekici kıldığını inandığı kocaman gülümsemesi ile süzülüyordu. Hayatta yaptığı en iyi şey babasının parasını yemekti.

"Her şey çok güzel, değil mi?" diye mırıldandı.

"Herkes bizi konuşacak, Albarto!" Bunun yanında sosyetik ve salak rolü yapmaktan nefret ediyordum.

"Hem de günlerce! Ailemize ve şirketimize yansıyacağı dolarları düşün, Lexi." Bazen durup şaka olup olmadığını kontrol etmek istiyordum. Çevremde ki herkesin hayatı para ve sahte mutluluklar üzerine kuruluydu.

Sonunda basamaklar bittiğinde ilk görüş alanıma teyzem girdi.

Lisa Morgan.

48 yaşında olmasına rağmen 30 yaşlarında gösteren estetik manyağı, teyzem. Ailemden kalan mirasın üstüne yatıp hayatımı elinde oyuncak eden kahpe kadın.

Bu oyun bittiğinde büyük ihtimalle kalp krizi geçirecekti. Beş parasız yaşamaktansa ölmeyi seçeceğini adım gibi biliyordum.

Daha sonra bakışlarım yasak aşkına kaydı.

Benjamin Malik.

Zayn Malik'in babası, teyzem Lisa'nın biricik ortağı. Pek de göründüğü gibi sevecen melek bir adam asla değil. Şeytanın teyzemden sonra ki İngiltere ayağı olabilir.

Ve işte tüm yakışıklılığı ile babasının hemen yanında yerini alan, Zayn Malik. Bana göz kırptığında ilk defa içten gülümsedim.

Bu hikayede masum kimse yoktu. Bu da işimizi kolaylaştırıyordu.

Gece ilerlerken tebrikler, konuşma fasıllarını geçmiştik. Yani bunların detaylarına girmeye gerek yoktu. Ben bile yaşarken burada değildim.

Sonunda sevgili ortaklarımız ile baş başa kalmıştık.

"Senin adına çok mutluyum, kızım," Babacan bir tavırla omzuma dokundu."Bir de bizim haylaza birini bulabilseydik." Gülmekten asla geri kalmadım.

Bay Malik! Oğlunuzla yaptıklarımızı bir bilseydiniz!

"Albarto'nun kız kardeşi nasıl sence, Lexi?" Babasının sorusu ile neredeyse bozuluyordum. Evlilik meselesi sadece benle sınırlı kalmalıydı. İki kanattan uğraşamazdık.

"Sevgilisi var diye biliyorum, efendim."

Kaçırdık der gibi elini savurdu."Lisa'ya bir bakayım," Yanımızdan ayrıldığında baş başa kalmıştık.

"Sonunda," diye mırıldandı.

"Her şeyi hesapladım. Bugünden itibaren 60 günümüz var." Planımızını anlatırken onu inceliyordum. Takım elbiseden nefret ederdi fakat ona çok yakışıyordu.

"Yani...Düğünüme 60 gün var?"

Yandan bir bakış attı ve yarım ağız gülümsedi.

"Hazır mısın bebeğim? Çok eğlenceli olacak." Gözlerindeki şeytani parıltıyı içimde hissedebiliyordum.

"Seninle her şeye varım, biliyorsun." Göz kırptığımda kadeh kaldırdı.

"Bize," dedi kadehlerimizi tokuştururken.

Özgürlüğe kavuşmak için son 60 gün. Kolay olmayacaktı. Hem de hiç.

Oy vermeyi unutmayın lütfen!🙏🏼

Oy vermeyi unutmayın lütfen!🙏🏼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#zexi

All Over •MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin