[2]

337 19 45
                                    

15.Gün

Yatağımın içinde acıdan kavranıyordum. Çok pis hasta olmuştum ve sikeyim ki yarın çok çok önemli bir toplantı vardı.

Evde tek başımaydım. Teyzem yine hangi cehennemde sürtüyordu Tanrı bilirdi. Çalışanlar çoktan kendi evlerine çekilmişlerdi.

Telefonuma mesaj geldiğine dair bildirim geldi.

Zayn: Şirkette yoktun bugün

Lexi: Gebermekle meşgulüm, hastayım

Zayn: Yarın toplantı var seni erken almam lazım

Lexi: Olmayan şeyim de değil şu an

Görüldü attığında telefonu kenara attım. Bu da bazen kendini bir şey sanıyordu. Sen kim bana görüldü atmak?

Sıcak su torbama iyice sokulurken derin bir nefes verdim. Çok yalnız hissediyordum.

Tekrar bildirim geldiğinde attığım yerden geri aldım.

Albarto: Naber bebeğim? Özledim seni

Mesajı bildirim panelinden okuyup görmemezliğe vurdum. Görüldü atmaya bile değmeyecek insanlar vardı. Siktiğimin salağa beni aptal yerine koyduğunu sanıyordu.

Kim bilir hangi kulüpten yazıyordu. Her gece ayrı bir kızı düzerken bana iyi nişanlı rolü kesiyordu.

Neyse ki sağlam boynuz yiyordu. Ödeşiyorduk.

Tekrar Zayn'den mesaj geldi.

Zayn: Kapıdayım çık

Niye? Önemli bir şey olmalıydı. Tüm gücümü tüketerek kalktım ve bir eşofman takımı giydim. Üstüne de şişme montumu giydim ve boynuma bir şeyler doladıktan sonra çıktım.

Gerçekten de kapının önündeydi. Vakit kaybetmekten yan koltukta yerimi aldım.

"Siktir...rengin solmuş?" Avucunu yanağıma bastırdığında kedi gibi kafamı eğdim.

"Niye geldin?" Yanağımı sevdikten sonra eğildi ve benim için kemerimi taktı. "Seni bu halde mi bırakacaktım? Hastaneye gidiyoruz." Öylesine arabayı çalıştırırken gülümsüyordum.

Benim için gelmişti.

"Lisa bunağı niye ilgilenmiyor seninle?" Bu da soru muydu?

"Evde yok. Büyük ihtimalle babanla ateşli dakikalar geçirmekte."

"Hayal ettirme amına koyayım ya," Sözleri kahkaha atmama neden oldu. Cidden, berbattı.

"Seni özledim." dedi bu sefer. Az önce Albarto seni özledim yazarken hiçbir şey hissetmezken Zayn'in sözleri kalbimi hızlandırıyordu.

"Aynısından." dedim bozuntuya vermeden dışarı bakarken. Gülümsediğini hissediyordum.

Sonunda hastanenin acil bölümüne geldiğimizde kapımı açarak inmemi sağladı. Hatta onunla da yetinmeyip kucağına aldı.

"Zayn, biri görecek!" dedim telaşla boynuna sarılırken.

"Umrumda değil."  Hemen çevremizi hemşireler sarmış doktora yönlendirmişlerdi.

Bir an da tüm gücüme kavuşmuş hissediyordum.

Doktor muayene ettikten sonra kan vermiştim. Şimdi de serum bağlamışlardı.

"Vitaminlerin çok düşük. Bir şey yemiyor musun?"

"Yani, yiyorum." dedim gözlerimi kapatıp açarken. O kadar halsizdim ki.

Hasta yatağının hemen yanında sandalyede oturuyordu. Elleri saçlarımdaydı.

"Yapma," diye fısıldadım güçsüzlükle.

"Neyi?"

"Bana böyle şefkatle yaklaşma. Alışmak istemiyorum."

Yüzüne baktım. Mimik oynatmıyordu.

İkimizde aynı anda iç çektik. Bir şeyler söylemesini beklemedim değil. Bu oyun bittiğinde ayrı ayrı değil de beraber yola koyulacağımızı falan...olmayacak mevzulardı.

"Bir doktora bakayım," O giderken arkasından bakmaktan başka bir şey yapmadım. Hoş, bu hep böyle de olacak gibiydi.

Ertesi gün makyaj aynamın karşısında renksiz yüzümü kamufle ederken ayaklarım yere sağlam basıyordu.

Manchester'a gidecek ve şirketimiz için tarihi bir anlaşmaya imza atacaktık.

"Onları güçlendirmemiz ne kadar doğru?" dedim telefonun diğer ucunda ki sevgili ortağıma.

"Zirveden düşmek daha acı verir, Lexi."

Odayı kahkaham doldurduğunda tekrar konuştu.

"Şirkete geldim. Geç kalma, güzelim. Bugün çok eğleniceğiz."

Dediği gibi tam saatinde şirkete varmıştım. Toplantıya katılmadan önce kendi aramızda tartışıyorduk.

"Sözleşme de ki fiyat üzerinden gidin. Bana farklı tekliflerle dönmeyin." Benjamin Malik iş konusunda azılı bir şeytandı.

"Zayn, benim oyum senden yana." Teyzem Lisa'nın yalakalığı gözlerimi yaşartıyordu.

"Asıl Lexi'de iş." Benjamin de beni savunduğunda Zayn ile göz göze geldik. Neydi bu? Bunak flörtleşmesi mi?

Sonunda şirketten çıkıp yola koyulduğumuzda rahatlamıştım.

"Nasılsın, bugün?"

Cevabımı sözlü değil de fiziksel olarak vermeye karar verdim ve dudaklarını hızlıca öpüp geri çekildim.

"Lexi, sen yaramaz bir ortaksın."

Omuz silkip sinsice sırıttım ve arabayı neşeledirecek güzel bir müzik koydum. Manchester'a beş saat sonra anca varabilmiştik. Biz zengindik ya niye jetimizle gelmemiştik ki?

Nihayet toplantıdaydık.

"Babanız bu sektörde sayılı kişilerdendir. Çok şanslısınız." dedi Bay Adam, Zayn'e.

Zayn benim anlayacağım tını da alayla güldü.

"Ne şans ama!" Toplantıdakilerin hepsi gülümserken devreye girdim.

"Bayan Lisa, size selamlarını yollamakla beraber toplantıya katılamadığı için üzgün olduğunu en kısa zamanda sizi yemeğe çıkarmak istediğini iletti."

"Şirket olarak, onur duyarız!"

27 dakika 13 saniye sonra tamı tamına 100 milyon dolarılık anlaşmaya imza attık. Uçsuz bucaksız gibi görünen bu sayı beni bir nebze korkutsa da tüm korkularım Zayn ile baş başa kaldığımızda uçup gitti.

"Son 45 gün, Lexi," Manchester'ın ıssız bir otoparkın da arabanın arka koltuğunda bedenlerimiz ve soluklarımız birbirine karışırken kulağıma fısıldadı.

Bizim de kutlama şeklimiz böyleydi.

Birbirimizden ayrılmamıza tam 45 gün vardı.

Birbirinizi seviyor musunuz sevmiyor musunuz karar verin kankalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birbirinizi seviyor musunuz sevmiyor musunuz karar verin kankalar

+10 beğeniden sonra yb geliiiir yorumlarınızı bekleriim❤️

All Over •MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin