"Ben kapının önünde bekliyorum. Kamp alanının dışına çıkıcaz. Geçe kalmayalım." "Tamam."
Lalisa odadan çıktığında bende hemen dolabın önüne geldim.
Kot şort ve crop bir bluz çıkardım. Üstümü giyindikten sonra lavaboya gidip dişlerimi fırçaladım. Saçlarımı saçlarımı da açık bıraktım.
Çıkmadan her zaman sıktığım parfümümü de sıktım. Çok geç kalmadan ayağıma spor ayakkabılarımı da giydim. İçi kitaplarla dolu olan çantamı omzuma taktım ve odadan çıktım.
Dışarı çıktığımda en başta çevreye göz attım. Lalisa'yı arıyordum. Biraz daha bakındım ve en sonunda onu Taehyung ile biraz ileride ağaçların oradan konuştuklarını gördüm.
Onlara doğru ilerledim ve Lalisa'ya bağırdım. Bir yandan da beni farketsin diye el sallıyordum.
"Lisa!"
Taehyung ile konuşmalarını kesip bana baktılar.
En azından salak gibi birçok defa bağırmak zorunda kalmamıştım.
"Hadi gidelim. "
Kafasını salladı ve en son Taehyung'a bir şey söyledi ve benim yanıma gelip koluma girdi. Taehyung da yanımıza geldiğinde Taehyung'un peşinden ilerledik.
Ormanlık alandan çıktığımızda büyük bir arabanın önünde bizi bekleyen Jimin ve Jungkook ile karşılaştık.
"Öne ben binerim söyleyeyim. " "Hayır olmaz ben binicem. İlk ben dedim. " "Ne zaman dedin acaba? Ben niye duymadım? " "Çünkü dün dedim. Di mi Chaeyoung? Söylesene benim dediğimi. "