Jimin Taehyung ile arasına birkaç adım koydu ve kollarını birleştirip , alınmış bir şekilde Taehyung'a baktı.
"Ayıp oluyor ama. Ben süslenmiyorum sadece kendime özen gösteriyorum. Ayrıca kendime aşık etmem gereken bir prensesim var ve her zaman iyi gözükmeliyim. Tabii sizin hayatınızda bir kız olmadığı için anlamazsınız."
Sıkılmıştım artık.
"Tamam , gidin artık."
İksinide kollarından ittirip odanın dışına çıkardım ve kapıyı geri kapattım. Eğer ben çıkarmasaydım gerçekten hiçbir zaman çıkmayacaklardı.
Yatağımı olabildiğince topladım ve banyoya girip duş aldım.
Banyodan çıkıp altıma siyah bir eşofman ve üstüme de siyah bir tişört giyip , kapının önünde bulunan spor ayakkabılarımıda ayağıma geçirince artık hazırdım.
Ne olur ne olmaz diyede yanıma aldığım kapşonlu hırkayı dışarı çıkmadan üstüme giymiştim.
Odadan çıkıp ormanın içine doğru ilerlerken cebimde bulunan telefonumu ve kulaklığımı çıkarıp , kulaklığı kulağıma taktım.
Nereye doğru ilerlediğimi bilmeden belli bir süre koştum. Her bir adım ilerlediğimde sanki günlerdir içimdeki gerginlikte son buluyordu.
Birkaç gündür aklımda dolaşan ve beni rahat bırakmayan şeyler vardı. Bunlardan biri de o gün okulun çatısında karşılaştığım ve yüzünü göremediğim kızdı.
Neden ağladığını , neden çatıda olduğunu ve bana başını omzuma koymuşken neler söylediğini merak ediyordum.
Bizim okulda olduğuna göre bu kampada gelmiş olmalıydı. Doğruyu söylemek gerekirse onu merak ediyordum ve içimde bir yerlerde onu bulmak isteyen bir yanımda vardı.
Bastırmaya çalışıyordum ve her geçen gün bu daha da zor oluyordu.
Garipti. İlk defa bir kızı merak ediyordum. Hem de tanımadığım birini...
Aklımdaki düşüncelerle savaşırken patika yola çıkmıştım.
Kahvaltı yapılacak binaya doğru ilerlerken yolun ortasında duran kızı son anda farkettim ve yanından geçip gittim. Geç kalmamak için hızımı daha da arttırdım.
Kahvaltı binasını gördüğüm zaman yavaşladım. Cam olan kapıdan içerinin kalabalığını görüp yüzümü buruşturdum. İçeri gireceğim zaman telefonuma gelen bildirim ile durdum ve ilk olarak kulaklığımı çıkardım. Ardından telefonumu cebimden çıkarıp kilit ekranını açtım.
Mesaj , uzun bir süredir internetten konuştuğum - mesajlaşırken gerçekten eğleniyordum - ve bazen onda kendimi bulduğum Roseanne'dendi.
Mesajı açıp okuduğumda birkaç kere daha okuma gereği duymuştum. Bir şeyleri ben mi yanlış okuyordum yoksa o mu eksik yazmıştı? Mesajı birçok kere okuduktan sonra kafamı telefondan kaldırıp etrafıma bakındım. Belki de görebilirdim onu.
Etrafıma o kadar bakınmama rağmen görememiştim. Tekrar bakışlarımı telefona indirdim ve mesajı yanlış okumamaya dikkat ederek okudum.
Rosearerosie: Kokun cidden eşsiz bir şey.
∞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.