Bölüm 1💔

2.7K 87 34
                                    

-"Bana bağırmaaaa! " diye bağırdım.

Ağlamaya başlamıştım çoktan ve ağzıma ne gelirse söylüyordum.

-"Beni dinle. Sabrımı çok zorluyorsun."dedi Depp.

Ben böyle olmasını hiç istemezdim. Çok sevdiğim ve değer verdiğim bir adamdı. Üstüme yürümesi, beni görmezden gelmesi ve hiçbir nedeni yokken evin içinde bağırmalarına artık dayanamıyordum.

-"Artık çok sıkıldım. Seninle yaşamak istemiyorum!" bunu derken bile kalbim çok yanıyordu. Delicesine sevdiğim adama bu cümleleri kurmak beni öldürüyordu.

-"Çabuk dışarı çık.. Çıkmazsan..."

Ne söyliyeceğini heyecanla beklerken kapı zorlanmaya başladı. Benim çığlıklarım daha çok yükselirken kapıyı çoktan indirmişti. Elime ne geçerse ona atmaya başladım. Kitaplarımın ve biblolarımın bir kaçı göğsüne gelmişti. Onun haricinde zarar vermemek sadece korkutmak için ayaklarına atıyordum.

Bir an da üstüme doğru atıldı. Beni kolumdan çekiştirip duvara doğru fırlattığında başımı oldukça sert vurduğumu hatırlıyorum. Yere düştüğümde hala söylenip bana doğru bağırıyordu ve gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı.

    (11 yıl önce)

Hiçbirşey göremiyordum. Çok üşüyordum. Neredeyse donmak üzereydim. Hiçbir yerini bilmediğim Amerika da hapsolmuş durumdaydım. Şiddetli yağmur ve rüzgar nedeniyle uçmamak için çabalıyordum. Ağlamaktan gözlerimin şiştiğine emindim. Yediğim dayaktan sonra vücudumda ki morlukları da göremesem de şişliğini hissediyordum. Kendimi yere bıraktım caddeye ulaştığım da. Ne olucağını umursamadan arabaların üzerime gelmesine izin verdim. Vurmamaları ve beni almaları için deli gibi dua ediyordum. Bir araba durmuştu. Arabadan inip bana doğru yaklaşan iki adam gördüm. Ve gözlerimi sanki hiç açılmıyacakmış gibi sonsuzluğa doğru kapattığımı zannediyordum.

Gözlerimi açtığım da oldukça sıcak bir yerdeyim. Tekrar içim titredi. Buraya nasıl geldiğimi düşünmeye başladım. Evet birileri beni almıştı. Yavaş yavaş hatırladıktan sonra gözlerimi tekrar açtım ve evde birilerini aradım. Sadece gözlerimle bulamayacağımı anladığım da ayaklanmaya başlamıştım. Çok güzel ve sakin bir yerde olduğumuz belliydi öncelikle dışarıya baktım. Tam orman olmasa da şehir merkezinin dışında yeşilliğin bol olduğu bir yere benziyordu. İçeride gezinmeye başladım. Havası o kadar güzeldi ki anlatılamayacak güzel bir aroma vardı ortamda. Sanırım şarap ve pro kokusuydu. İkisini de çok tükettiğim için bayılırım kokularına. Evin sadece bir duvarın da kütüphane vardı. Hem de boydan boya. Aklımı kaçırmışım o anda kitapların üstüne doğru atladığım da biri arkamdan boğazını temizlercesine öksürdü. Ani bir hareketle döndüğümde karşıma da onu gördüm. Bol bir pantolon, dirseklerine kadar uzanan bol bir tişört, göze alışık gelen o bileklikler ve yüzükler, başında da kovboy şapkasıyla Johnny Depp karşım da duruyordu. Dilim tutulmuş olucak ki bana soru sorduğun da hiçbirini cevaplıyamamıştım. Bana doğru yaklaştıkça kalbimin göğüs kafesimi parçalayıp dışarı atlıyacakmış gibi hareketlendiğini hissettim. Nasıl olduğumu kaçıncı kez sorduğunu hatırlamıyordum ama en sonun da cevap vermek için ağzımı açmıştım. Sadece "iyiyim" diyebilmiştim. Daha önce hep 'Johnny Depp'i görsem boynuna atlar koala gibi yapışırım' diyordum. Ama o iş öyle olmuyormuş. Çok fazla çekindim, utandım ve vücudumun her bölgesi kasıldı. Anlamış olucak ki bana dün yaşadığım talihsizlikten bahsetti. Yol da beni bulduklarından. Ben de onaylarcasına kafamı sallıyordum. Nihayet ağzımdan "teşekkür ederim" lafı çıkmıştı. Biraz daha rahatlamıştım. Sanırım ilk kelimeler çok önemli. Gözlerine baktığım da o eşsiz kahverenginin içine doğru çekiliyormuş gibi hissettim. Gözlerimi apar topar çevirdim. Beni koltuğa doğru yönlendirdi. Az önce yattığım koltuğa oturdum. O da yan tarafım da ki tek kişilik koltuğa oturdu. "Bana ne olduğunu anlat" diyerek sessizliği bozmuştu. Benim gözlerime yaşlar tekrar dolarken ağzımı araladım konuşmak için "Ben yurt dışından geldim buraya. Arkadaşlarımla çıktığım bir yolculuk sonucu yalnız kaldım bütün paramı ve eşyalarımı çaldılar. Artık ülkeme de geri dönemem. Ailem kaçtığımı öğrendiğin de ben çoktan okyanusu aşmıştım. Dönersem asla geri almazlar beni ve ben burada ne yapacağımı bilmiyorum" derken son cümle de hıçkırığım boğazıma düğümlenmişti. Gözyaşlarımı daha fazla tutamadım ve bıraktım. Etraf çok bulanıktı. Oturduğu yere doğru çevirdiğim de kafamı orda değildi. Kafam karışmış bir şekilde etrafıma bakarken elin de büyük bir su bardağı ile geldiğini gördüm. Yanıma oturdu ve bana suyu içmem için bardağı uzattı. Tekrar teşekkür ederek bardağı elinden alıp kafama diktim. Sanki içim de yangın varmışta onu söndürmek istercesine soluksuz içtim suyu. Dikkatle inceleyen bakışlarını üzerim de hissediyordum. Bana yarın sabah konuşabileceğimizi ve şu anda dinlenmem gerektiğini söyleyerek yanımdan ayrıldı. Bense ne olduğunu anlamadan tekrar uykunun kollarına teslim ettim kendimi.

John Cristopher Depp Ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin