Bölüm 11😑

719 38 28
                                    

Öncelikle herkese merhaba. Uzun bir zaman geçti ve ben yine bir geceyi yazmak için uygun buldum. Ciddi sıkıntılardan geçiyorum. Dolayısı ile yazı yazmak zor geliyor. Bütün bu sıkıntılardan en yakın zamanda kurtulacağımı varsayıyorum. Lütfen sizde ne olursa olsun hayattan zevk almaya bakın. Bu çok önemli çünkü kısa bir süre önce  arkadaşımı sırf bu yüzden kaybetmek zorunda kaldım. O buradan gitmeden önce birlikte oturup bir gece bir şeyler içmiştik. O zaman bana 'hayattan zevk alacağım bir şey kalmadı' demişti. O zaman ne demek istediğini anlayamamıştım. Kafam güzeldi ve sadece onu onayladım. Pişmanım. Çok pişmanım. Ne kadar konuşsam yine fikrini değiştiremezdim biliyorum. Fakat yine de çabaladığımı görmesini isterdim. Özür dilerim. Onu çok seviyorum. Umarım bunu ona aramızdayken hissettirebilmişimdir.

Ve özür dilerim. Sadece paylaşmak istedim bunu burada. Beni anlayacağınızı düşünüyorum. Şimdi kafamı toplayıp güzel bir bölüm yazmaya çalışabilirim. Dediklerimi de lütfen aklınızın bir köşesine kazıyın. İş işten geçmeden.

İyi okumalar. Bu bölümde tüm okurlara ithafen.. 🖤

Sabah olduğunu telefonumun her gün aynı saatte çalan alarmından anladım. Yerimde doğrulup çalan telefonu yatağın içinde aramaya başladım. Bulup hızlıca kapattım. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Harika yüzümü inceledim bir süre aynanın karşısında. Her zamanki gibi berbat görünüyordum. Gerçi arada iyi bulduğum zamanlarda oluyordu kendimi ama nadir zamanlardı.

Yüzümü incelemeyi bırakıp banyoyu terk ettim. Üstümü hızlıca değiştirip gündelik kıyafetler giydim ve kendimi daha iyi nefes alabilmek için dışarı attım.

Yüzüme vuran ve bana yaşadığımı hissettiren soğuk havayı derin derin içime çektim. Biraz zihnimde ki düşüncelerden kurtulmak istiyorum ama mümkün olmuyor maalesef. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Koca bir bilinmezlikte savruluyorum. Beni tek tutabilecek olan adam ise yanımda değil. Yalnızca yanımda olsa da olur aslında. Tutmasına gerek yok. Ben tutunurum zaten ona.

Yolda bir oraya bir buraya yürüyerek ufak bir tepeliğe ulaştım. Buradan kalabalık şehri izlemek iyi hissettiriyor. Aslında bu seferde şehrin içindeki insanları düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Hayatım boyunca insanları dinlemekten zevk aldım. Bazen dinlesem de derdine çare bulamadığım birileride oldu orası ayrı konu. :)

Gözlerimi kapatıp hayal kurmaya başladım. Hava güzel hissettirmişti ve ben böyle güzel havalarda istemsiz bir şekilde zihnimi gerçek dünyadan koparıp hayallere dalardım. Her zaman yaptığım bu şeyi şu anda da yapıyordum. Ancak bir tuhaflık vardı içimde. Bir burukluk, bir hüzün. Kalbimdeki yıldızlardan biri sökülüp alınıyor gibiydi. Sızlıyordu. Ve ben kimi kaybettiğimi bilmeden yalnızca gözümden bir damla yaşı serbest bırakıverdim.

Gökyüzüne bakıp 'benden kimi kopardığını bilmiyorum ama umarım ona bu dünyada veremediğin mutluluğu çok görmezsin. Ona onu sevdiğimi söyle olur mu?'

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yağmurun bir anda indirmesiyle koşar adım eve geldim. Biraz ıslanmıştım ve hemen kurulandım. Son zamanlarda yapmadığım bir şeyi yaptım ve çalışma masama oturdum. En son John'a gelen film tekliflerine göz attım. Pek işe yarar bir şey yoktu. Beyefendi fazla seçicidir. Yönetmen kalitesini ilk sıraya koyar daha sonrada senaryoya göz atar. Canlandıracağı karakteri haftalarca düşünür ve günlük hayatında karakterine bürünür. Onu en iyi oyuncular listesine sokan en önemli özelliği budur sanırım.

Önümde duran dosyaları kapatıp elimin tersiyle bir köşeye ittim. Kafamı masaya yaslayıp gözlerimi dinlendirdim kısa bir süre.

Kapının alçak bir sesle tıklatılmasına kafamı hızlıca kaldırdım. Hızlı hızlı kapıya adımladım ve hızla açtım. Açmamla gözlerinin altı neredeyse siyaha dönmüş John'u görmem kalbimi yakıp kavurmuştu. Kapının önünden çekildim.

John Cristopher Depp Ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin