"I would do it again. And again. Don't you know, Detective?"
Uyandığımda koltuktaydım. Sıkı sıkı sarıldığım bir şişe, yastıklarda kalan gözyaşı izleri. Anlaşılan dün gece gerçekten bayağı dağıtmıştım. İyi olmuştu. Unutmuş sayılırdım acılarımı ama onu öptüğümü hatırlıyordum rüyamda.Yüzümü yıkamak için kalktığımda bir yerlerden bir adam çıkageldi. Onu tanıyor gibiydim, gözüm bir yerden ısırıyordu. Ona bakışımı fark etmiş olmalı ki acıyla, hafifçe güldü. "Hatırlamıyorsun, değil mi?"
"En son ölüyordum." Diye omuz silktim. Yukarı çıkma hissini hatırlıyordum. "Galiba."
"En azından bazıları acıyı unutuyor." Evet. Her zaman bunun için içmiştim ve içmeye devam edecektim. Gözlerinde daimi hüzün vardı adamın.
"Sana ne dedim?" Diye sordum. İsmi dilimin ucundaydı. "Lucifer?"
Güldü ama derinlere işlemiş depresyonu hala oradaydı. "Cehennemini anlattın."
"Cehennem mi?" Kaşlarımı kaldırdım.
"Cehennemde yanmazsın, Rhaella. Cehennemin en çok acı veya pişmanlık duyduğun anların sonsuz tekrarıdır." Cümleden anladığım tek şey sesinin güzel olduğuydu. Ayrıca, kendi cehennemimizi yarattığımız.
"Buna ne diyebilirim bilmiyorum." Başımı yana eğdim. "Çok mu içtim?"
"Saymadım ama benim kadar içmiş olamazsın." Dudaklarında ufak bir gülümseme geziniyordu hala. "Akşam yine gel. Belki bana da acımı unutturursun."
Bu adama, gözlerine işlemiş acıyı kimse unutturamazdı. Yine de onayladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heat [lucifer morningstar]
Fanficduy beni, ağlıyorum haykırıyorum yalvarıyorum yanıyorum sana sesleniyorum duymuyor musun yoksa umursamıyor musun