heat [lucifer morningstar]

hot for me

Çatı katından nadiren çıkıyordum ve o günün ertesi uyanır uyanmaz dışarı çıkmıştım, Luci ile aynı yatakta uyuyor ve tüm gece sarılıyorduk ama dün gece salonda uyumuştu. Bu yüzden salona bakmaya korkarak asansöre atmıştım kendimi.

Birkaç saatin sonunda geldiğimde elimdeki birkaç poşeti salondaki italyan koltuklara bıraktım ve Luci'ye bakındım, onunla küs olmak istemiyordum ve dün gece pek uyuyamamıştım. Bu yüzden ona ufak bir hediye almıştım, ufacık, lafı bile olmayan bir hediye.

"Luci?" Diye seslendim odasına doğru, bar kısmında da yoktu. Belki balkondaki şezlonglardadır diye balkona çıktım ama karşılaştığım manzarayla dilim tutuldu. Lucifer jakuziden çıkıyordu ve üzerinde hiçbir şey yoktu, viskisine uzandı.

Şöyle bir birbirimize baktık. Kaşlarını kaldırdı. "Rhella? Herkesin yaptığı gibi beni terk ettiğini sanmıştım."

Yüreğim burkuldu. "Alışveriş yapmaya çıkmıştım ama üzerine bir şeyler giysen iyi olabilir." Gözlerimi kaslarına gitmemesi için zorladım. "Sana bir şey aldım."

Şaşkın bir surat takındı ve jakuziden çıkıp etrafa su damlatarak yanımdan geçti. Arkasından bakakaldım, poposu gerçekten... kendime gelmeye özen gösterdim ve onu takip ettim. Koltuktaki poşetlere ondan önce ilerledim ve ilk önce ayakkabısını çıkarttım.

Kaşlarını kaldırdı ve viskisini içti. "Hm, Valentino, beklediğimden daha çok moda anlayışın var."

Göz devirdim ve takım elbisesini çıkarttım. Siyahtı ama astarı kırmızıydı. Beğeniyle bana yaklaştı ve eğilip bardağını sehpaya koydu, burnumun dibine girdi. "Şeytan gerçekten Prada giyiyor ha?"

Gülmekle yetindim.