Merhaba. Öncelikle hikayeme şans verdiğiniz için teşekkür ederim. Onlar okundukça var oluyorlar aslında. Ve zihnimden satırlara dökülebilmek için epey çaba gösteriyorlar. Bu sebepten dolayı bir sonraki bölüm en az 10 oydan sonra gelecek. İyi okumalar.
___________________________________Evim. Evimiz.
Uzun zaman olmuştu bu evden ayrılalı. Evimizi ikimizin zevklerine göre döşemeye özen göstermiştik. Bu ev, eşyalar... Pembeli, çiçekli, çıtı pıtı değildi. Kerim'in de evi olduğu hissedilsin istemiştim. Sonuçta beraber yaşıyorduk. Bizimdi. Mobilyalara karar verirken, L koltuğu seçerken kavgalar etmiştik ama hepsi geride kalmıştı. Şimdi çok daha büyük sorunlarımız vardı. Boydan boya olan kitaplığımıza baktım. Burası bizim hazinemizdi. İkimizin için de kıymetliydi.
Özlemiştim kitaplarımın tozunu almayı, onları rengine; boyuna, türüne göre yerleştirmeyi. Biblolar da diğer her şey gibi duruyordu. Bıraktığım gibi... Bavulumu yatak odasına doğru götüren Kerim'e baktım. Huzursuzluğumun adını koyamıyordum.
Derin bir nefes aldım. Pencereye doğru ilerledim. Ben bu adama bir şans daha vermezdim bebeğim. Çok sevmek yetmiyordu. Zor da olsa anlamıştım. Yapamazdım. Aklım darmadağın olmuştu, ruhum çekilmişti artık. Gerçi şimdi de pek farklı değil hâlim fakat bu şansı senin için verdim. Birde bayılınca ne bileyim işte. Bana, sana bir şey olursa kimse ulaşamazdı bize. Korktum. Bebeğimle içten içe konuştuğum bulut dağılırken Kerim salona girdi.
°°°°
Kerim elinde Feride'nin hiç öğrenmemesini istediği bir poşet tutuyordu.
Bilmemeliydi. Bu tek kelime Feride'nin zihninde tekrar tekrar yankılanırken çırpınmak için hareketlendi.
"Kerim? Ne yapıyorsun?" sesi biraz yüksek çıkmıştı.
"Ben, ben sadece çamaşırlarını bavula koyarken bunu buldum." dedi adam bir hışımla. Yüzünden okunmasa da bir tuhaflık vardı. Düşünceleri bir kancada takılı kalmıştı.
"Ne bu?" diye soran adama doğru yaklaştı Feride ve poşeti elinden aldı.
"Vitaminler. Kan değerlerime baktırdım bir hafta önce. Demir ve bazı vitaminlerde düşüş varmış. Doktor bunları kullanmamı söyledi." Bu yalanı onun yüzüne bakmadan pat diye söyleyivermişti fakat kocası çoktan anlamıştı. Ters giden bir şeyler vardı ve tüm bu olanlar, onun tahminini destekliyordu.
°°°°
Eşyalarımı yerleştirirken yeniden onunla uyuyacağımı biliyordum. Onunla aynı yatağı paylaşmayı özlemiştim. Her şey bıraktığım gibi değildi. Durulmuştuk. Biraz da karnımda büyüyen bebeğimiz sebep olsa gerek, mutluluk boncuklarım dökülmüştü her bir yana. Gülümsediğimi aynaya bakınca anladım. Yüzümü değiştiren soru az önceden beri kapı eşiğinden beni izleyen Kerim'e aitti.
"Bu ay ki programın ne? İşe gece mi gidiyorsun?" Feride fark etmeden nefesini oflarmışcasına bıraktı. Sakladığı gerçek elbet ortaya çıkacaktı fakat bu sır için boyundan büyük işleri göğüslemişti.
"Gitmeyeceğim. Kan değerleri düşük olunca bir de boşanma, taşınma derken kendime izin verdim." Söyle bakalım yalanlarını söyle, daha nereye kadar kaçabileceksin dedi vicdanım.
Vicdan azabımı defetmek istercesine içinde hiçbir şey kalmayan bavulumun fermuarını hızla çektim. İstemsizce Kerim'e bir bakış attım. Kafasında neler döndüğünü anlayamıyordum.
"Dur." dedi Kerim bavulu gardırobun üstüne koymak için elime almışken. "Ben hallederim." diyerek elimdeki hafif olan bavulu aldı ve kolayca yerine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cancağazım
General FictionFeride ve Kerim. Çağımızın çiftlerinde görülen sorunların, kavgaların içindeydi onlar. Ve ipler kopmak üzereyken günden güne büyüyen bir bebekle yeni bir düğüm eklendi hayatlarına. Belki de çözümdü... Birbirini seven ama birlikteliği beceremeyen bu...