Şans

1K 29 0
                                    

İyi okumalar.
_____________________________________

"Feride? Feride kendine gel."

Kolonya kokusu genzime dolarken gözlerimi araladım. Bileğimi tutan kocama doğru döndüm. Boşanmak üzere olduğum kocam. Sevgilim. Çok bariz belliydi korku ve endişenin yüzünü ele geçirdiği.

"İyiyim. Bir şeyim yok." dedim kalkmaya çalışırken.

Omzumdan tutarak beni geriye doğru yasladı.

"Biraz dinlen lütfen. En son ne zaman yemek yedin?"

"Bir kaç saat önce." Bilmiyordu hamile olduğumu. Bu düşünceyle gözlerim doldu.

"Tamam ben şimdi sana bir şeyler hazırlayacağım. Sen de dinleneceksin anlaştık mı?" Arkasından bakarken aklının bende olduğunu biliyordum.

Gözleri donuklaşırken sendeleyen Feride'yi tutması hiç zor olmamıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken içindeki korku büyüdü. Ona bir şey olmasından korkuyordu hemde deli gibi.

Koltuğa yatırınca yanaklarına dokundu. "Feride? Uyan. Feride?" Ayaklarına doğru bir adım attı ve onları havaya kaldırdı. Bir dakika kadar bekledi. İçten içe kötü bir şey olmasından korkuyordu. Aklına kolonya gelir gelmez buzdolabına doğru yöneldi. Feride limon kolonyasını hep buzdolabına koyardı. Aldığı gibi koştu karısının yanına. Korkusu büyürken tekrar ismini söyledi sevdiği kadının. "Feride?" Bileklerine döker, burnuna koklatırken kendini suçladı. Onun üzerine çok gitmişti.

Beni uzun süre bekletmemişti ama sıkılmıştım. Menemen kokusu salona geldiğinde ne kadar acıktığımı fark ettim. Tepsiyle gelen adamın eli marifetliydi. Çok güzel çiğ kötfe yapardı mesela.

"Soğutmadan ye bakalım." dediğinde uzandığım yerden dikkatlice kalktım. "Ellerimi yıkayıp geleyim." deyince bileğime uzandı.

"Yardım edeyim mi?" kafamı sallayarak reddederken acıyla doldu içim.

Ellerimi yıkadım ve yüzüme su çarptım. Ağlıyordum sessizce. Ne yapıyorsun dedim kendi kendime. Nedir bu inadın, nedir bu hâlin? Ona koşup sarılmak istedim. Bırakma beni demek... İçeriye geçtiğimde yere bakıyordu. Düşünceliydi. Tepsiyi kendime çekerek ekmeğe uzandım. Menemene bandım ekmeği kürek gibi yaparak. Benimle dalga geçerdi Kerim menemeni böyle yediğim için. Bana baktı ve gülümsedi. Aklımı okumuştu. Onu öyle görünce bende gülümsedim. Tabağı bitirmek üzereyken boğazını temizledi. 

"Feride. Ben sensiz yapamıyorum. Bize bir şans ver diye geldim buraya. Bir hafta müddet ver bana." lokmamı zorlukla yutarken yüzüne baktım. Sesi düşüncelerinin içinde yorulmuşcasına çıkıyordu.

"Olmuyor denedim. Bir şeyler yapıyorum, yiyorum, konuşuyorum ama olmuyor. Güçlü durmaya çalışıyorum ama olmuyor. Beni sevdiğini bilirken, seni severken ayrı kalmak bana çok koyuyor." Gözlerim dolarken suya doğru uzandım.

Güzeldi kalbi kocamın. Eve gelirken bir poşet çikolata alır dağıtırdı çocuklara. Elinden her iş gelir tamirciye ihtiyaç kalmadan yapardı. Beni korkarak severdi bu yüzden söyleyemezdi ama şimdi cesaretini çoktan kırmış, bensizliğin sarmaşığını yok etmek için gelmişti.

"Tamam. Tamam kabul ediyorum." derin bir nefes alarak gözlerinin içine baktım. "Ama bu bize ait son şans Kerim."

···

Dakikalar sonra onun da yardımıyla kıyafetlerimi toplamak için harekete geçmiştik. "Kerim?" dedim o, bavulumu yatağın üstüne koyarken. "Kimsenin haberi olmasın olur mu? Annemlere söylemek istemiyorum." Dolabımın kapağını açmak için yönelirken "Tamam, söylemeyiz." dedi.

Kıyafetlerin çoğunu yerleştirdikten sonra banyoya gittim ve oradaki malzemelerimi aldım. Aklıma gelen fikirle yatak odasına doğru yöneldim. "Beni bekleyebilir misin? Duş alıp çıkacağım." dedim. Kafasıyla onayladığında mavi fayanslara ulaştım ve kapıyı kilitledim.

Adam yatağın üstüne oturmuş olanları düşünüyordu. Feride güçlü bir kadındı. Bünyesinin hiç bu kadar zayıf olduğuna şahit olmamıştı. Aklına gelen kötü fikirleri defetmeye çalıştı. Ya bir hastalığı varsa dedi bir yanı. Biz hep kavga ediyorduk zaten. Neden tak etti canına da boşanmaya karar verdi? Ölecek işte sen üzülme diye uzaklaştı senden dedi endişeli düşünce kümesi destek verircesine. Tam bir senaryo oluşturdun Kerim. Televizyon dizisi yapmak için başvur da onaylasınlar.

Kerim bu düşüncenin kapısından geçmiş ve kendine gelerek kıyafetleri bavula yerleştirmeye devam etmişti. Çekmecelerin içindeki çamaşırları alırken küçük poşeti fark etti. Eline aldığı poşet bariz bir eczane poşetiydi ve kötü fikirlerini oldukça destekliyordu.

Duştayken düşüncelerimi sıraladım ve onları köpürttüm. Banyodan çıktığımda daha huzurluydum. Boşluğa düşmüş gibiydim. Yatak odasının eşiğine geldiğimde Kerim'i gördüm. Elinde bebeğim için kullanmam gereken ilaçların bulunduğu poşet vardı. Aklım ve kalbim hızla pervanelerini döndürmeye başlamıştı. Eğer öğrendiyse bambaşka bir yola girmiştik ve bu yol benim acılarımla beslenecek gibiydi.

CancağazımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin