2 sene önce,Ocak 26:
Mehmet'in peşinde koşarken arkasından bağırıyordum.
"Ya dursana, dur diyorum dur. Ciğer falan kalmadı ben de."
Mehmet beni hiç dinlememişti ve görüş alanımdan çıkmıştı. Çok yorulduğum için,kendimi karların üstüne attım ve Mehmet'in geri gelmesini bekledim.
Yoğun kar nedeniyle okullar tatil olmuştu ve bu müthiş bir şeydi. Bizimkilere dışarı çıkalım dediğimde herkesin işi vardı fakat Mehmet yine kurtarıcım olarak benimle dışarı çıkmayı kabul etmişti.
Karda yatıp Mehmet'i beklerken köşe başında Mehmet'in çığlık sesini duydum. O kadar acı bir çığlık gibi gelmişti ki kulağıma, ne kadar yorgun olursam olayım kardan kalkıp köşe başına koşmaya başladım.
"Mehmet, iyi misin? Mehmet bak çok endişeleniyorum.Mehmet?"
Köşe başına geldiğimde birisi belime kollarını sarmıştı.
"Demek ki, o kadar da yorulmamışsın değil mi?"
"Ya, gerizekalı çocuk. Ne kadar korktuğumu biliyor musun? Ya bak bi de gülüyor."
"Tamam tamam,ya ama tutamıyorum gülmemi."
"Ayrıca gayet de yorgunum, ama senin için koşardım. Koştum da."
Yüzü birden ciddileşti ve köşe başına oturdu. Beni de oturttu.
"Senin için her zaman burada olacağım. Başın mı sıkıştı, ben burdayım. Her ne olursa olsun, yorgun muyum? Senin için değilim. Canım mı sıkkın? Senin için hayır değil. Burada mıyım? Evet senin için hep buradayım."
-
Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki,derdimden medet umuyordum.
O gün ki köşeye geldiğimde, bomboş olduğunu gördüm. Mehmet'in burada olduğunu sanmıyordum ama,sanırım umut etmiştim.Çünkü benim için hep burada olurdu. Öyle söylemişti ve hep olmuştu. O asla yalan söylemezdi.
Köşeye çöküp kulaklığımı çıkardım. Şarkımı seçip gözlerimi kapadım ve düşünmeye başladım.
Ne kadar süre geçtiğini bilmiyordum ama yanımdaki hareketlilik yüzünden gözlerimi açarak rahatsızca kıpırdandım.
Gördüğüm kişiyle, içim epeyce rahatladı.
Yanıma oturdu ve kulaklığı almak için izin ister gibi baktı. Kulaklığı uzattım.
Ayça Özefe- Gelir Miyim? çalarken Mehmet burukça gülümsedi.
"Senin için her zaman burada olacağım. Başın mı sıkıştı, ben buradayım. Her ne olursa olsun, yorgun muyum? Senin için değilim. Canım mı sıkkın? Senin için hayır değil. Burada mıyım? Evet senin için hep buradayım."
Bana baktı, eli yüzüme yaklaşırken ne olduğunu anlayamadım. Gözyaşımı sildiğinde, ağladığımın farkında bile değildim.
"Sözümün arkasındayım,Özgü. Hep burada olacağım, ihtiyacın olduğu sürece. Ve biliyorsun, yalan söylemem."
"Biliyorum."
"Şimdi anlat bakalım, kim sıktı canını?"
"Sen."
"Doğru."
Bir süre düşündü."Hiç böyle bir durumda kalmamıştık. Seni üzen hep başka birisi olurdu ve ben seni teselli ederdim. Sonra seni üzenin dedikodusunu yapar,gülerdik. Buradan ayrıldığımızda hep mutlu ve beraber olurduk. Yine öyle olacağız tamam mı?"
"Nasıl olacakmış o?"
"Beni bana anlat."
"Sonra dedikodunu yapacaksak, seve seve."
Güldü, güldüm.
"Ağzıma bile sıçarız."
-
bu bölüm, içimi ısıttı.çok güzelsiniz çocuklarım, çok♡
umarım beğenmişsinizdir, yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS|TEXTİNG
Short Story053...: aldığım haberlere göre Doruk denen şerefsizi atlatmışsın, kaçırır mıyım fırsatı? 053...: ben geldim, hazır mı kalbin beni içeri almaya? Işığım/Texting kitabının devamı niteliğindedir. Işığım/Texting kitabını okumadıysanız da anlayabilirsini...