|21|

2K 125 88
                                    

Normalde 7 dakikada geldiğimiz börekçiye Akın ve sakatlığı sayesinde 25 dakikada gelebilmiştik.

Bu börekçi bizim grubumuz için özeldi ve hiçbirimiz küslüğümüz boyunca gelmemiştik. O yüzden gereğinden fazla bir neşe ve özlemle uğurlu masamıza oturduk.

"Midem götüme yapıştı lan,aşırı açım. Buraya geleceğiz diye akşam yemek yemedim." sessizliği bozan Akın'dı.

"Bu mallıkta anca senden beklenirdi zaten."

Akın, Sinem'e abartılı bir şekilde göz devirince Sinem de boş durmayıp ona dil çıkardı.

Mehmet, "Çok tatlısınız ama bi' oynaşmayın."

"Oynaşmıyoruz abicim, her zamanki halimiz bizim. Götün kaşınıyor herhalde."

"Akın, nolur kaşasana. Buraya sırtımda ben getirdim seni, konuşmaya hakkın yok."

"Haklı kanka. Ağzına sıçsa haklısın demen lazım."
Özgür uykulu uykulu konuştuğunda o kadar tatlı görünmüştü ki gülmeden edemedim.

Daha sonra siparişler gelene kadar birbirimize bulaşmış, kahkahalar atmış ve eski günleri yad etmiştik.

Bu sırada Mehmet bana hiç bakmamış, ara sıra muhabbete katılmış ara sırada telefonuyla ilgilenmişti.

Siparişlerimiz geldiğinde kapıdan Ezgi'yle içeri giren Doruğu gördüm. Rahatsız şekilde yerimde kıpraştığımda Mehmet'le göz göze gelmiştim.

Tam da sırasıydı gerçekten.

Mehmet Doruğu önceden görmüş olmalıydı ki ağzını kımıldattı.
'Sorun yok,rahat ol. Aştın bunu.'

Yüzünde öyle bir ifadeyle söyledi ki, kalkıp sarılasım geldi. Her daim uzaktan da olsa yanımda olan bu çocuğa iyilik yapıp sevmek istedim. Arkadaş olarak değil de sevgili olarak görmeyi diledim.

Bu yıldan dileğim kesinlikle bu olacaktı. Ona tebessüm ederek yemeğime döndüğümde masada sessizlik hakimdi.

Ya herkes yemeğine gömülmüş konuşmuyordu ki bu çok muhtemeldi, ya da herkes Doruğu görmüş ve susmayı tercih etmişti. Bu da çok muhtemeldi.

Gergin havayı dağıtmak için, "Ee ilk dersiniz ne kuşlarım? Çünkü bizim Fizik ve ben hiç gitmek istemiyorum."

"Lütfen bu okula gitmeyelim demek olsun. Çünkü bizim Kimya. Bak daral geldi, bak bastılar bana."  Özgür uykulu ifadesinden hiçbir şey kaybetmemişti.

"He yavşağa bak sanki dinliyor, uyuklayıp duruyor it."

"Özgür, Akın haklı kardeşim. Kimya dışındaki derslerin maşallah çok iyi. Oğlum Fizik dersin bile iyi. Şu Kimyayı bi' aşamadın."

"Bu devirde Fizikten geçebilen de ne biliyim yani." Özgür dediğime gülerken, "Arkadaşlar mola günü ilan edildi şu an tarafımdan. Gidilmiyor bugün okula."

Akın bir anda bağırdı. "Ya hassiktir, boş yere erkenden uyandık."

Hepimiz okula gitmeyecek olmanın rahatlığıyla yemeğimize dönerken Mehmet bana bakıyordu.

Göz kırpıp ağzımı 'Sorun yok.' şeklinde oynattım. Gülümsedi ama yine de tedirgin olduğunu anlayabiliyordum.
Aslında tedirgin olacak herhangi bir şey yoktu, yaptıklarından sonra onu hala seviyor olmam aptallık olurdu ve ben aptal değildim.

Özgür masaya daha çok yaklaşıp, "Herkes Özgü'de şu piçi bıraktıktan sonra iyiye giden bir huy söylesin. En azından bi' boka yaradığı ilüzyonunu yaratalım. Yoksa ellerim kaşınıyor benim."

Mehmet de masaya iyice yaklaştı, onun hareketiyle bizde masaya iyice sokulduk. Dışarıdan gören burada aşırı gizli bir konu konuşuluyor sanırdı.

Mehmet boğazını temizledi, gözlerimin içine baktı. "Onun için başladığı sigarayı, onun için bıraktı. Piçin yine bir işe yaradığı yok."
-
Doruğa seri linç köşesiii+

sizi seviyorum


ŞANS|TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin