Best Part 2

4.2K 312 87
                                    

Genç oğlan eline aldığı valiziyle onu beklemekte olan arkadaşının yanına doğru adımladı. Yürürken aynı zamanda derin nefesler alıyordu. Ne olursa olsun nekadar güzel yer görürse görsün burasının kokusu kadar hiçbirşey onu rahatlatmıyordu. Bir kaç saniyeliğine gözlerini kapadı. Heyecanla atan kalbini dinledi. Sebebini hiçbir zaman anlayamadığı bu hissi özlüyordu gittiği yerlerde. Tatlı kıpırtılar hissediyor kalbinin merkezinde. Sanki yapraklar arasından süzülen güneş ışıkları gıdıklıyordu onun içinde bir yerleri.

"Hyung! Her zaman bunu yapıyorsun!" Küçüğü yine bıkmış bir şekilde konuşunca genç oğlan güldü gözlerini açarak. Valizini iteleyerek karşısında ona çatık kaşlarıyla bakan çocuğa gönderdi.

"Çok konuşmada bunu arabaya götür"

Küçük olan ayaklarıyla kendine doğru gelen valizi durdurdu.

"Ben senin hizmetçin miyim?" Demişti hala  kaşları çatık bir şekilde. Ikiside birbirine biraz baktıktan sonra kahkahalarla gülmeye başladılar. Aralarındaki boşluğu kapatıp birbirlerine sıkıca sarıldılar.

"Hyung sensiz buralar çok sıkıcı" küçük olan dudaklarını büzerek konuştu. Hyungu olmadan ciddi anlamda çok sıkılmıştı.

"Jungkook sadece bir ay durdum. Görende uzun yıllardır gelmiyorum sanar" dedi gülerek ıkiside biliyordu ki birbirleri olmadan yapamazlardı.

Birbirinden ayrılan ikili arabalarına doğru yol aldılar.
"Geldiğimi kimseye söylemedin değil mi?" Jungkook başıyla onu onayladı.
"Anneme Namjoon hyungun beni çağırdığını söyledim." Dedi arabanın bagajını açarken. Valizi yerleştirip sürücü koltuğuna geçti. Taehyung da yerini alırken araba hareket etmişti.

Taehyung boynunda ki kamerasını eline alıp arabanın camını sonuna kadar indirdi. Yolda gördüğü şeylerin hepsini inceliyor ve çekmek istediği şeyler olunca olur olmadık yerde jungkook durdurmaya çalışıyordu. Jungkook sinirle söylenmesine aldırmıyor en iyi açıyı yakalamak istiyordu.

"Sergi de bulunan bütün resimler satıldı mı?" Jungkook merakla sordu.

"Evet hemde bir çok yerden davet teklifi de aldım" duvarın üzerinde uyumakta olan kedinin resmini çekerken konuştu Taehyung.

"Bütün parayı yine bağışlayacak mısın ?" Jungkook ondan duyacaklarını bildiği halde yinede sormuştu.

"Evet. İhtiyacım yok biliyorsun. Zaten yeterince zengin bir aileye sahibim. Bizim gibi şanslı olmayan milyonlarca insan var jungkook. Bunlar onların hakkı." Dedi ve arabanın camından çıkardığı başını tekrar içeri sokup konuştu.

"Gidebiliriz" jungkook tekrardan arabayı çalıştırıp tekrar yola koyulmuştu.

Çektiği resimleri kontol ederken çoktan eve gelmiştiler. Kapı açılırken araba garaja girdi. Arabadan inip valizini alan Taehyung küçüğüne döndü.

"Teşekkür ederim kook. Eve gidip biraz dinlenmek istiyorum. Sonra yanına gelirim." Jungkook onu onaylarken o çoktan karşıda ki eve girmişti.

Mis kokular evi kaplamıştı. Taehyung nekadar acıktığını fark etti. Doğruca mutfağa girdiğinde annesinin yine yemekle uğraştığını gördü.

"Anne" kadın gülümseyerek oğluna döndü.

"Hoşgeldin" dedikten sonra oğluna sarıldı.
"Nerden bildin benim geleceği mi?" Dedi merakla.

"Minhae söyledi "jungkook yine yalan söyledi chaeyoon kesin oğlun geliyor"" annesi minhae teyzesinin taklidini yaparak konuştu. Onun gözünden hiç birşey kaçmıyordu. Taehyung kendi kendine güldü.

"Büyük annemin yanına gideceğim" dedi annesinden ayrılarak. Onu çok özlemişti. Bir kaç parça eşyasını alıp doğruca ona gitmek istedi. Jungkookla sonra konuşabileceğini düşündü.

"Hemen mi?" Dedi annesi üzgünce. Büyük annesini kendisinden daha çok sevdiğini düşünüyordu chaeyoon.
"Hayır önce senin yemeklerini yiyeceğim. Ama gitmem gerek biliyorsun" başıyla onayladı annesi. Büyük annesi evde tek başına yaşıyordu. Ve oldukça yaşlıydı. Ona birşey olmasından korkuyordu Taehyung.

Annesinin hazırladığı yemekleri yedikten sonra eline kamerasını aldı. Annesine veda ettikten sonra yürüyerek oradan ayrıldı. Yürümeyi seviyordu Taehyung. Farklı yerler keşfetmeyi hayatın içindeki ince ayrıntıları görmeyi gerçekten seviyordu. Ama en çok bu ayrıntıları farklı insanlara göstererek onlarında dünyaya farklı bakmasını izlemeyi seviyordu.

Büyük annesinin sokağına girdiğinde karşı kaldırımda oturan genç kızı fark etti. Elinde tuttuğu deftere kalemiyle heyecanla bir şeyler karalıyordu. Dünyadan bağlantısını kesmiş bu kızı görünce şaşırdı Taehyung. Kendini anımsamıştı. Dayanamayıp fotoğraf makinasını eline aldı Taehyung ve genç kızın fotoğrafını çekti. Kimseye sormadan bunu yapamazdı ama bu sefer yapmıştı. Bir kaç dakika sonra yanına büyük annesinin oturduğunu görünce şaşırdı. Ona bir bardak uzatmıştı. Öylece durup izlemeye karar verdi. Bu heyecanlı karalayışları bir de o bölmek istemedi.

Resmi biten genç kız yerinden kalktı. Büyük annesiyle vedalaşıp ona doğru gelmeye başladı. Taehyung böyle durmanın garip olacağını düşünerek genç kıza doğru adımladı. Genç kız öyle heyecanlıydı ki ona bakmakta olan Taehyungu fark etmemişti bile.

Heyecanla yeni yollar keşfetmeye giden genç kız ve yeni manzaralar arayan genç bir erkek. Ikiside birbirinin yanından geçip giderken birbirlerinin manzarası olduklarını tahmin etmemişlerdi.

Sanırım aklıma yeni fikirler geldi.

Best Part/ Kim Taehyung✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin