Ne olur şarkıyı açın da okuyun.. Bölüm sonu görüşelim.
48
Omurgam kırık, belim bükük, dizlerim ağırlığımı taşımıyor. Milyonlarca parçaya bölünsem şu anki halimden toplu olurdum. Parça parça, damla damla karışıyorum geceye, damla damla eriyişimi odamdaki küçüklüğümden beri boş boş baktığım aynadan izliyordum.
Her şey için geç kalmış bir zaman dilimindeyim, elimde avucumda son bir çare kalsa bunu da onun için kullanacağımdan emindim. Bir yangının tam ortasındayım şimdi, her yer ateş, her yer kor, her yer kül.
Zaten başlı başında kül olan birisinin yangından korkması da ironik değil mi?
Hastanenin bahçesindeki bahar çiçeklerine rağmen, sonbahar gibi bir yüzle oturuyordum. Akşam, güneşi kovmak üzereydi. Yavaş yavaş sönen sarı balon dağların ardına çoktan karışmıştı. Üzerimdeki paçaları boğmaklı eşofman altı toz toprak olmuştu çimenliklere oturduğumdan dolayı. Hava esintiliydi ama üzerimdeki kot ceketten dolayı üşümüyordum.
Acele etmeden kot ceketimin cebinden sigara kutusunu çıkardım, çakmağı da ağır ağır kavradım parmaklarımla. Şehir'le konuşmamın üzerinden yaklaşık beş saat geçmişti, Berfü'yü ise yoğun bakımda olduğundan dolayı göremiyordum.
Şehir sık sık mesaj atıyor, ama ona sadece kestirme cevap vermekle yetiniyordum.
Şehir: Efdal, nasılsın?
Şehir: İyi olmadığını biliyorum, ama idare et aga biz gelene kadar?
Efdal Çevrimiçi. Yazıyor...
Efdal: Bir şekilde ayaktayım, idare ederim
Şehir: Berfü'nün ailesine haber verdin mi?
Şehir: Biliyorlar değil mi?
Efdal: Biliyorlar tabii ki, aradım ben.
Efdal: Onlar da ilk uçağa binecekler.
Efdal: Ama durumu kötüleşirse direkt olarak İstanbul'a nakil olabilir.
Efdal: Kendi doktoru oradaymış.
Şehir: Sen bilmiyor muydun?
Efdal: Hayır
Şehir: Üzülme Efdali, o güçlüdür
Şehir: Hem seni yalnız bırakır mı o?
Şehir: Ayakta kal
Şehir: Onun için.
Efdal: Deneyeceğim
Sokaklarda onunla gezmek, ona bakmak varken şimdi avuçlarıma batan sigara izmaritine bakıyordum. Ne kadar kolaydı ölüm, ne kadar zordu hayat. Telefonum cebimde titremeye başladığı vakit, tedirginlikle ekrana baktım ve ekranda çıkan yabancı numarayı tanımamama rağmen açıp kulağıma koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renksiz Gökkuşağı | YARI TEXTİNG (TAMAMLANDI)
ContoUzat envai çeşit renge bulanmış parmaklarını ruhuma. Gökkuşağı olalım beraber. Siyah ve beyazı da alırız aramıza. Belki üvey kalmış griyi de. Dokun bana, belki beraber renkleniriz tekrardan. Toprağımız olmasa da olur, gökyüzünden bulutların arasın...