BDVS'13

3.5K 236 68
                                    

"Ama beni, ayıkken nasıl seveceğini bilmiyorsun."

***

Genç kadın sallanan bedeni ile yalpalayarak attı adımlarını teker teker. Asla içmeyen kadın acı çektiği için içmişti, her şeyi unutabilmek için. Ama sonuç aynıydı: o hem beyninin en ücra köşesinde hemde kalbinin en derinindeydi.

Elinde ki içki şişesi yere düştüğünde gülümsedi. 

Kırılan kalbinin sesini kimse duymazken aptal bir içki şişesinin kırık sesi insanların odak noktası oluyordu.

İnsanlar garipti genç kadın için. Yaşamak ise fazla anlamsızdı ama uğruna savaşacağı değerler olduğu sürece terk etmeyecekti yalandan ibaret olan bu dünyayı.

Genç kadın telefonunu çıkarıp rastgele bir numarayı tuşladı.

"Hayat her zaman zor muydu sevdiğim. Yoksa zor olan senin beni o anlamda sevmen miydi?" 

Genç kadının söylediği sözler havaya karışırken ahizenin ardından iç çekme sesi geldi.

"Mayıs?" genç kadın duyduğu ses ile durgunlaştı. Rastgele bir numara çevirirken bile hafızasında en az sahibi kadar yer edinen numarayı yazıvermişti.

"Başaramıyorum ben, güçlü kalamıyorum. Canım çok ama çok yanıyor." 

Genç kadın elini kalbine götürdü ve göremeyeceğini bile bile konuştu. "Tam şurası... Orada öyle bir sancı var ki beni bedbin bir duruma getiriyor. Kırıkları... Paramparça olan kalbimin kırıkları ruhuma batıyor. 

Düşüncelerim kanla kaplı. Ben iyi olamıyorum Rüzgar. Bu nasıl iş ya? Yaranın sebebi de sensin merhemi de. Ama sen merhemi olmak yerine yeri yaralar açmayı tercih ediyorsun. Söylesene, derdin ne senin?"

"Derdim de dermanım da sensin aptal." genç kadın kapanma sesini duyduktan sonra gülümsedi. Her ne kadar sabaha her bir şeyi unutmuş olacaksa da...

-

Rüzgar, derdin ne senin? (Yazar derdin ne senin*)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rüzgar, derdin ne senin? (Yazar derdin ne senin*)

beni duy ve sarıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin