Sanırım yazdığım en uzun bölüm buydu. Bu bölümü yazarken istemsiz ağladım lan. Hadi inş siz ağlamazsınız. Al Nisa sonunda atıyorum bölümü. Rüyama bile giriyon aq. Arkadaşlar yatıp kalkın Nisa'ya dua edin. Neyse bölümü selfiewithpayne ve littlemix2011mixer 'a ithaf ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum 😘
***Annemi yolcu edip geri koltuğuma dönmüştüm. Teyzem hastalanmıştı ve annem de onun yanına gitmişti. Muhtemelen bu gece orada kalacaktı. Jade'e bize gelmesi için mesaj yazmıştım. Ama olumsuz cevap vermişti. Bir yere gitmesi gerekiyormuş. Bende önemli olmadığını söylemiştim. Jesy ve Leigh de meşgul oldukları için gelememişti. Yani bugün evde yalnızdım.
Televizyonu açıp bilgisayardan bir film bağladım. Biraz eğlenmek için komedi filmi açmıştım. Kahkahalarımı bölen şey ise telefonuma gelen bildirimdi. Filmi durdurup telefonumu elime aldım. Bildirim çubuğundan bilinmeyen bir numaradan fotoğraf geldiğini gördüm. Kaşlarım çatılmıştı. Hemen mesajlar kısmına girip fotoğrafı açtım.
Bilinmeyen Numara:
Gördüğüm fotoğraf şoka uğramamı sağlamıştı. Bu yeni çekilmiş bir fotoğraf mıydı? Gözlerim istemsizce dolmuştu. Kendime gelip mesaj yazmaya başladım.
Perrie: Yeni çekildiğine inanacağımı falan mı düşünüyorsun cidden?
Mesajım görüldü olmuştu. İçimden yeni olmaması için dua ediyordum. Yeni değildi. Ben Jade'e güveniyordum. Birkaç dakika sonra bir fotoğraf daha geldi. Galerisinde tarihlerine göre fotoğraf çekimlerini atmıştı ve o fotoğraf bu gece çekilmiş olarak gözüküyordu. Kalbimin o an binlerce parçaya ayrıldığını hissetmiştim. Çok acıyordu ve göz yaşlarım durmadan akıyordu. Birden içimdeki tüm mutluluğun emildiğini hissettim. Onun yerini kırgınlık, üzüntü almıştı. Jade bana cidden bunu yapmış mıydı? Hayır hayır kendimi kaybetmemeliydim. Bunun bir açıklaması olmalıydı. Jade bana mantıklı bir açıklama yapacaktı eminim. O beni seviyordu. Hemen elime telefonu alıp Jade'i aradım. Birkaç çalış sonrasında açmıştı.
"Jade lütfen bize gel" dedim hıçkırıklarımın arasında.
Bir şey demesine izin vermeden telefonu kapatmıştım. Geçen yarım saatin ardından kapı çalmıştı. Kapıyı kalkıp açmaya bile halim kalmamıştı ağlamaktan. Zoraki bir şekilde kalkıp kapıyı açtım. Karşımda Jade vardı. İçeri geçmesi için yana doğru çekildim. Bana çok soğuk bakıyordu. Eskisi gibi aşkla bakan gözleri gitmişti. Bu da içimdeki tüm umut kırıntılarını yok ediyordu.
Salona geçmiş beni bekliyordu. Yanına gidip telefonumu aldım. Galeriye girip o malum fotoğrafı açıp gösterdim. Gözlerim yine dolmaya başlamıştı.
"Lütfen Jade bana bunun bir açıklaması olduğunu söyle. Lütfen çok sarhoş olduğun için bir hata yaptığını söyle"
Yakasından tutup yalvarmaya başlamıştım. Göz yaşlarım durmaksızın akıyordu. Jade elleriyle ellerimi tuttu ve yakasından çekti.
"Evet bunların bir açıklaması var. Tebrikler Bayan Edwards sana hazırladığım oyuna çok güzel düştün" dedi alkışlamaya başlarken.
Söyledikleriyle donup kalmıştım. Yavaşça kendimi koltuğa bıraktım.
"N-ne o-oyunu?" Sesimin titremesine engel olamamıştım. Gözlerinin içine baktığımda orda sadece nefret ve öfke görmüştüm. Bana böyle bakması kalbime bir hançer saplamış gibi acımasına yol açmıştı.
"Zevkle anlatayım Perrie. Sen sana olan yalan aşkıma inandın. Bilinmeyenden yazdım çünkü içindeki merak beni bulmana yol açacaktı. O kıskançlıklar sevgi pıtırcığı haller hepsi bir oyundu. Seninle sevişirken bile midem bulandı biliyor musun? Sadece biraz zevk almaya baktım. Alex'ten ayrılırken Alex'in neden bu kadar sakin bir tepki gösterdiğini sanıyorsun? Onu da bu işe dahil etmiştim. Judith ile olan kavgamız da aslında yalan. Judith benim öz kardeşim. Sadece biraz acı çek diye yapılmış bir şeydi o. Şu hâline bakınca da tam olarak senden intikamımı aldığımı görüyorum" dedi son cümlesinde kıkırdayarak.
Kalbim atmayı bırakmıştı artık. Gözlerimi silmeyi bırakmıştım. Jade'i bulanık görüyordum. İçimde hissettiğim acı tarif edilemez bir acıydı. Bana bunları yaptığını aklım almıyordu.
"N-neden bana bunu yaptın Jade? Ben bunları hak e-edecek ne yaptım ki?"
Hıçkırıklarımın arasında zor konuşmuştum.
"Hatırlıyor musun Perrie 3 yıl öncesini? Zayn'i hatırlıyor musun? Onu çok seviyordum ben. Senin sevdiğinden daha çok hemde. Sen sadece ondan hoşlanıyordun ama ben ona aşıktım. Ama o seni tercih etmişti Perrie. Beni değil seni. O günden beri sana karşı duyduğum tek şey nefret. Sana karşı nefretten başka bir duygu yok içimde. O günden beri intikam istiyordum. Benim yaşadığım şeyi sende yaşa istiyordum ve bunu başardım da. Sen gerçekten aşkıma inandın. Bana güvendin"
Boğazımdaki yumru daha da büyümeye başlamıştı. Kalbim hiç bu kadar acımamıştı. Bana bunları bir intikam içim yaşatması haksızlıktı. Ben onu sevmiştim. Ona gerçekten aşıktım. İçimde büyüyen hırsla kalkıp omuzlarına yumruklar atmaya başladım.
"Ben senin onu sevdiğini bilmiyordum bile. Ben seni hiç tanımıyordum bile Jade. Seni tanısam emin ol ki aranızdan çekilirdim. Ben bana yaptığın bu şeyi haketmemiştim. Kalbimin ne kadar acıdığını biliyor musun Jade? İntikamını aldın benden mutlu musun şimdi? Senden nefret etmek istiyorum ama o bile olmuyor. Ben bunu haketmemiştim Jade. Haketmemiştim.."
Sonlara doğru sesim kısılmıştı ve kollarında hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Kokusunu son kez içime çekerek kendimi toparladım. O kokuyu seviyordum ama artık o kokuyu duymayacaktım.
"Git burdan Jade" dedim güçsüz çıkan sesimle.
O ise son kez bana bakıp gitmişti. Kapının kapanma sesini duyunca göz yaşlarım daha da artmıştı. Tek kalmak istemiyordum. Telefonumu alıp zorla Jesy'nin numarasını çevirdim.
"Jesy lütfen bize gel. Sana çok ihtiyacım var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my little biscuit | jerrie
Teen Fictionjade, bilinmeyen numaradan perrie'ye aşkını ilan eder. TAMAMLANDI