Yaklaşık 3 saat geçmişti. Ama herhangi bir mesaj gelmemişti Amelia'dan.
"Pez ne kadar sabırsızsın? Kızın işi vardır belki. Telefona bakamamıştır"
Oflayıp elimdeki telefonubıraktım.
"Hadi bahçeye çıkalım madem" dedim Jesy'nin elinden tutarak.
Birlikte dışarıçıkıpyürümeyebaşladık. Hava almak bana iyi gelmişti. Tam ilerlerken birinin bana çarpmasıylageriye doğru sarsıldım.
"Çok çok özür dilerim. Bir yeriniz acıdı mı?" dedi karşımdaki kız bir şeyim var mı beni incelerken.
Çok tatlıbirisine benziyordu. Gözleri kahverengiydi ama sanki okyanusu izliyormuşum gibi rahatlatmıştı beni. Uzun göğüshizasına gelen saçları vardı. İstemsizce o saçları okşamak istemiştim. Ne oluyordu bana?
"İyiyim iyiyim. Bir yerim acımıyor. Sorun değil" dedim gülümseyerek.
"Bu arada ben Jade" dedi elini uzatarak.
"Bende Perrie. Bu da arkadaşım Jesy"
"Tanıştığıma memnun oldum. Bir işim vardı gitmem gerekiyor. Sonra görüşürüz"
Ona karşılık el salladım. Jesy ise gülerek bizi izliyordu.
"Ne gülüyon Jes?"
"Hiç. Sadece çok shiplenesiydiniz de"
"Abartma daha yeni tanıştık. Hemde anla artıkbenim bir sevgilim var"
"Of ayrılartık o klozet suratlıdan"
Dediğinekarşılıkgözlerimidevirdim.
"Klozet suratlı dediğin kişiyle herkes çıkmak istiyor bebeğim"
"Yoo ben istemiyorum" dedi omuz silkerek.
Onu umursamayıpyürümeyedevam ettim. Ama iki kişiyi düşünüp duruyordum. Amelia ve daha demin bana çarpan kızı..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dayanamadım erkenden bölüm atayım dedim. Ya azıcık yorum yapın da mutlu olayım ^^