The Beatles - All My LovingKırılmış bir camın keskin tarafındayız ey ahali!
Bir kağıt koca bir kişiyi anlattığında, yerlere bakıp olacak olan yağmurun durması için zorlandığında ve her yerde olup en çok da burada olduğunda can bulacak bütün bu dediklerim. Elbette hepimiz birer delinin tekiyiz, eğer öyle olmasaydık tam bu satırda toplanmış, kendi dertlerimize küsmüş olmazdık. Bir hikayenin ortalarındaki paragraflarca can verdik, bir yerde kırıldık ve bir yerde binlerce kez kahkaha attık. Ancak sonucu hep farklı satırlarda aradık. Şuna inanın, biz hiç değiliz. Belki sonumuz henüz yazılmamış ya da çoktan mutsuz sonlu bir hikayenin en başında rol alıyoruz. Fakat biz bir hiç değiliz. Eğer ki hiçsek, eğer ki o kağıt sizin duygularınızı, bir miktar kişiliğinizi anlattığına gönülden inanıyorsanız plaklarınız boğacak hepimizi. Hanımefendiler ve beyefendiler! Biz eğer hiç olsaydık; kırık plakları gezegen zannetmez, bitmeyen gecelerin sonu olmaz, kaburgalarımızda harflerin keskinliğini hissetmezdik. Henüz ait olmadığın bir yer olduğunu düşünüyor olabilirsin, duygularını bir kağıdın ya da yerlerin anlamayacağını da düşünüyor olabilirsin. Keskin camlar şahidim olsun ki satırlarımdasın. Farklı yerlerde doğduk, aynı yerde can buluyoruz. Başka bir zamanda farklı satırların, farklı kelimelerin olacağız ancak hep burada, satırlarımda can bulacağız. Çünkü tam da buraya aitiz. Çınarlar göreceksiniz. Milyarlarca çınarlar, tozlu paragraflarımızda sonsuz bir yolculukta olacak. Giderler ama, sonsuz da olsa günün birinde giderler. Sadece tek istediğim, bu çınarların sohbetine dahil olmayın. Çünkü asıl onlar bir hiç. Şu sonsuz gecelerin boşluğu tam da onlar aslında. Yok olursun şekerim gerçekten, yapma etme. Ancak gene de olur da bir ihtimal yok olursanız, tekrar tekrar burada, sözlerimde hepimiz can bulacağız. Biz buranın yolcularıyız ve bu satırlardan asla ama asla silinmeyeceğiz.
Kafayı yemiş çınarlar, sohbeti uzatıp dursa da...
Garip bir sabah, garip bir telaş. İnsanlar üstündeki stresin getirdiği yoğun baskı ile bir şeylere hazırlık yapıyorlar. Her yerden uzak ve herkese bir köşede neftretle bakan ben ise sanırım onları çok daha fazla telaşa sokuyorum. Biraz sonra üstündeki ucunda kuş tüyü bulunan kolyeden tut her kıyafetinin fazla doğal olduğu konusunda bizleri, özellikle de beni çıldırtan o kişilik geliyor.
Sekreterim...
"Patron! Haberlere inanamayacaksın." Gözlüğünü çekiştirerek bana baktı heyecanla. İçimden güzel sözler ettiğim o nadide vakitte ise hafifçe soluklandı. Başından sonuna kadar ter içindeydi. "Derginin röportaj bölümü için hazırladığımız listedeki ünlüler arasından kim geliyor dersin?" Derin bir nefes aldım.
"Kim geliyor?" Elini kalbine koyarak bana baktı.
"Gelecekteki kocam." Kaşlarımı kaldırarak, her mankeni kendisinin kocası olduğunu iddia eden ve buna garip bir şekilde yürekten inanan Paige hanımefendisine baktım.
"Gerçekten çok işim var. Saçmalayacaksan başka zaman saçmala Paige." Dedim kolumdaki saate bakarak. "Şimdi söyle bana, ne bu curcuna? Bu deliler kimin için makyaj yapıp, hazırlanıyor?" Tavana bakarak ah çekti ve aniden bana doğru döndü.
"Zhang Yixing." Dedi dudağını büzerek. "Kendisi buraya çekimler için gelecek birazdan. Sonrasında ise röportajlar, bilindik sorular ve bir uğurlama merasimi." Başımı sallayarak merdivenleri çıkmaya başladım. Bu umursamaz tavrım genel olarak Baekhyun haricinde herkesin midesini bulandırdığından dolayı koşa koşa, az biraz söylene söylene peşimden geldi.
Yixing dediği beyefendiyi tanıyordum. Ancak kendisinden şu vakte kadar pek fazla haz edememiştim nedense. Millet aşıktı ama. Sadece bir tasarımcı ve aynı zamanda kendi markasının modeli olduğundan deli gibi seviyorlardı onu. Açık konuşmak gerekirse bu fazlaca sinirimi bozmuştu. Çünkü bu beyefendi her yeni koleksiyon çıkardığında derginin satışları düşüyor ve o ay yerde sürüne sürüne yeni sayı için didiniyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kafamda döner durur o eski sinemalar, cebimde ölmüş filmler var // sulay
FanficBir tiyatro yazarının eve geri dönüşü ve üzümler, o lanet kabuğundan ayrılma hissiyatına tapan üzümler. "Özgür olmak istiyorsan o üzümleri lanet kabuğundan ayırmalısın. Unutma, portakallar asla kabuklarından ayrılmak istemezler ama üzümler buna tapa...