Farazi V Kayra - Dobro Vecer feat. Vinyl ObscuraSatırlarıma yazmışım canımı, beni okuyamıyorlar ey ahali!
Uykunuzu bölen rüyalar, sinirlenmemek için her şey yolunda gibi davranmaya çalışmalar, tepeler, gökler, kusurlar ve nasır izleri; yüzdeki nasır izleri... İnsanlara şu zamana kadar çok kez bağırmış birisi olarak bana bağırmak için an kollayan, saniyeleri sayan insanlarla beraber olmuş, hiçbir kavgamda yenememiştim kimseyi. Satırlar önemli falan değil turşularım. Vakti yerinde herkes satırlarda buluvermiş kendisini, herkes kendisini satırlarda yaşatmış ama bir kez bile yaşayamamış; yaşam ne demek bilememiş. Bu yüzden önemli olan yaşamaktı. Kendini nereye dökersen dök, seni vurmak isteyen birçok insan o yerde filizlenecektir. O zamanda da kalemine değil, sadece piyonlarına bakacaksın. Çünkü aslında daha piyon iken neyseniz, şimdi de o yoldan ilerliyorsunuzdur; doğrularınızla ve yanlışlarınızla. Kaleminiz de bununla şekillenir. Değişimler elbet olur, kök aynı kalır. Sana bana bu cihanı dar eden insanlar ise... onlar hep piyonsuz yaşama devam eder. Sonumuz hayrolsun!
Yenilmek ya da kazanmak önemli değil turşular. Benim canımı yazdığım satırları okuyamadıklarında zaten kazandım ben. Benim en küçük hatamda da silahlarını bana doğrultan insanlarla da yenildim. İkisi de var kanımda yani. Bu yüzden zerre önemli değil. Bazı duygular yaşadıkça değersizleşir zaten... bu da onlardan bir tanesi.
"Karakterimin ismi Leigh," dedi Yixing sahnedeki dekorları düzenlerken. "Dönemin krallarına ve kraliçelerine karşı çıkmasından, insanları ayaklandırmasından dolayı idam ediliyor. Tek bir düşünce uğruna canı gidiyor. Peki ya pişman mı? Asla. Düşündükleri yüzüden insanların onu suçlamasını umursamıyor bile. Çünkü onun için de düşüncelerini söylemeyenler suçlu asıl." Elimdeki kağıdı okurken başımı sallamıştım sadece. "Tiyatronun Fleur ve daha birçok kişinin eline geçtiği o gün... aslında bu karaktere çalışıyorduk."
"Peki ya benden ne istiyorsun?" Sahneden zıplayarak bir çırpıda yanıma geldi. Elimdeki dosyadan birkaç tane kağıt çıkarmış ve bana doğru uzatmıştı.
"Ufak bir rol var ama kimse yapamıyor." Ensesini hafifçe kaşırken üzüntüle bana baktı. "O dönemdeki isyan hareketlerimi krala bildiren yardımcı görevi. Fazla metnin yok, sadece dedilerimi tekrarlayacaksın fakat işte... tüm sahnelerde olman gerekiyor."
"Bu konuda daha önce birkaç oyunda rol almışlığım var." Metinlere göz gezdirmiştim hızla. "Kötü olacağını zannetmiyorum. Tüm bu tiyatro camiasını bırakmadan evvel son oyunum olur bu."
"Neden bırakıyorsun ki?"
"Başladığımda." Konuşamayacak gibi olduğumda boğazımı temizledim. "Tiyatro yazmamın nedeni sadece Bovary'in memnuniyetini kazanmaktı. Elbet hayallerimden bir tanesiydi falan ama çok da yazmak istemiyordum dergideki yoğunluktan ötürü. Beni buna Fleur zorladı."
"İyi ki zorlamış." Dedi kahkaha atarak. "Yoksa bana nasıl cevap verecektin?"
"Eh," dedim iç çekerek. "O da var."
¤ ¤ ¤ ¤
"Chanyeol konser turundan geri geldi. Çok kişi ona benimle evli diye tehditler savurup durmuş, Fleur için ağlayıp dursam da dün gece sadece onun için güçlü olmaya çalıştım."
"Peki ya bir işe yaradı mı?"
"Hayır." Gözyaşlarına gülümsemesi eklendi. "Daha çok ağladı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kafamda döner durur o eski sinemalar, cebimde ölmüş filmler var // sulay
FanfictionBir tiyatro yazarının eve geri dönüşü ve üzümler, o lanet kabuğundan ayrılma hissiyatına tapan üzümler. "Özgür olmak istiyorsan o üzümleri lanet kabuğundan ayırmalısın. Unutma, portakallar asla kabuklarından ayrılmak istemezler ama üzümler buna tapa...