7

435 45 61
                                    

"Hmm. Anlaşacağınızı ummuştum ama. Neyse sen de hazırlan sabah olduğu gibi buluşalım. Ben yolu biliyorum."

"Tamamdır."
Aradan yarım saat geçmişti. Jisung beni arayıp hazır olduğunu söylemişti. Şimdi yine buluşacaktık.

Metroya bindiğimde kapının tam yanında beni bekliyordu.

"Bu sefer oturacak yer yoktu."

"Sorun değil."

Birkaç durağın ardından inip otobüse binmiştik. Renjun'in evi bizim evlerimize uzaktı. Yarım saatin ardından sonunda varmıştık. Akşam yemeği yiyip odaya çıkmıştık.

"Cidden sizi çok özleyeceğim. Hele de seni kavuncuğum. Seni ve karizmanı çok çok özleyeceğim."

"Eğer böyle konuşmaya devam edeceksen ağlayacağım."

Biz pek duygusal olmayan konuşmamıza devam ederken Jisung'un telefonu çalmıştı. Gürültü olmasın diye susup beklemeye başlamıştık. Konuşmasını bitirince ikimiz de dönmüş ona bakıyorduk.

"Kim aradı?"

"Jaemin." Konuşurken yanakları kızarmıştı. Ardından Renjun devam etmişti.

"Ah, şu çekici, kemik gözlüklü, beyaz tenli, yakışıklı çocuk mu?"

"Yaa! Ne diyorsun sen?!" Jisung gitgide kızarıyordu.

"Ona söyledin mi!"

"Hayır kimseye söylemedim!" Ben bağırdıktan sonra Renjun herşeyin farkına varmıştı.

"Neyi söylemediniz? Biliyordum! Of biliyordum bunu! Çok çakalsınız siz!"

"Anladın mı yani?"

"Ehem ehem. Evet. Tebrik ederim." İkimizi süzüp sinsi bir gülüş attıktan sonra kaş göz yapmaya başlamıştı.

"Neyi tebrik ediyorsun?"

"Sizi ve dillere destan aşkınızı. Başka neyi tebrik edebilirim ki?"

"Kral sen çok yanlış anlamışsın. Biz çıkmıyoruz. Jisung, Jaemin'e aşık."

"CHENLE!" Jisung bağırdığında ne kadar mal olduğumu bir kez daha anlamıştım.

"Wow wow wow. Yavaş gelin pls."

"Chenle senin mantıklı ve zeki olduğunu düşünmüştüm ama benden daha aptal olduğuna karar verdim şuan. Çok sağol ya."

Ben ve gitgide kızaran kulaklarım Renjun'in arkasına saklanmıştık.

"Benden sır çıkmaz. Çünkü unutuyorum ben. Çin'de kim ne yapsın senin aşkını. Biraz sakin ol bro. Hem ben gidince şu çocuğa göz kulak ol biraz. Ölür kalır bu şimdi."

Üçümüzde gülmüştük. Saat 2'e gelmişti. Renjun gece içeriz diye mutfaktan su almaya gitmişti. Jisung ve ben de konuşmadan birbirimize bakıyorduk. Ortam çok tuhaftı çünkü konuşmuyorduk. Sessizliği ilk bozan Jisung olmuştu.

"Yani siz homofobik değilsiniz"

"Değiliz. Ama Renjun'in ailesi öyle."

"Senin ailen?"

"Değiller. Kararıma saygı duyuyorlar."

"Peki Renjun ailesine bunu söylemedi mi?"

"Neyi söylemedi mi?"

"Senden hoşlandığını?"

"nE?!"

"Bir kez daha diyorum. Sen dünya üzerindeki gelmiş geçmiş en salak insansın."

Don't Want Lose You ↬ chensung √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin